Ah ki ne ah, vah ki ne vah. Çoğumuz sözde ?'elhamdülillah müslümanız'' ama dinimizden haberimiz yok. Adamın biri nasılsa Müslümanım eninde sonunda cennete gireceğim ne gerek namaz kılmaya, Kur'an okumaya diyor. Diğeri cezamı çeker cennete girerim Müslüman olmayanlar düşünsün diyor. Cehennem ateşini mangal ateşi sanıyorlar.
Namaz kılmadan cennete girebileceklerini düşünüyorlar. Çünkü kur'an okumuyorlar, ah bir okusalar cennetin anahtarının namaz olduğunu bilirler. Cennet gibi bir hazinenin kapısını açmak için secde üstüne secde yaparlar. Ah be kardeşim kur'an-ı aç bir oku. Senin sandığın kadar kolay mı anlatılıyor cennet, cehennem. Dediğin gibi cezanı çekip elini kolunu sallaya sallaya cennete gireceğini mi sanıyorsun. Küçücük yemek yaptığımız ocakta dahi parmağımız yanınca 3 gün acısını çekiyoruz ki cehennem ateşi 70 defa yıkanıp dünyaya gelmiş hali, işte ocaktaki o ateş. 70 defa yıkanan bir ateş bile canımızı nasıl acıtıyorken cehennem ateşi kim bilir nasılda işleyecek iliklerimize kadar. Bilmiyoruz, tanımıyoruz ne cenneti nede cehennemi. Halbuki elimizde öyle bir nimet var ki sadece biz şanslı Müslümanlara inen 6666 ayeti içinde barındıran muhteşem kitap. Evet bu nimete bir sarılsak baki aleme uçuracak bizleri. Peki biz napıyoruz ya kitaplıkta tozlanmaya bırakıyoruz ya da duvarda asılı unutuyoruz. Bir kere açıp kapağını kaldırmıyoruz sonrada müslümanız diye geçiniyoruz. Gayrimüslüm bir insan gelip inandığın bu kitap neyi anlatıyor? diye sorsa cevap veremeyecek o kadar çok insan var ki. Sorsan kur'an aşığı. Evet aşık öyle bir aşık ki kur'an-ı yerinden kıpırdatmıyor. Millet olarak uzaktan sevmelerde birinciyiz zaten. Öyle uzaktan, duvarda asılı olan kur'an-a bakarız. Rabbim insanla konuştu, insan ise duvarda asılı unuttu. Kapağını açıp içinden nağme nağme dökülen o ayetlerin tadına, lezzetine bir varabilsek, hayatımıza uygulayabilsek kur'an-ın deryasına dalıp fani hayattan baki hayatımıza ulaşabiliriz biiznillah. Kur'an-ı kerim hayatımıza nasıl yön vermemiz gerektiğini, rabbimize, peygamber efendimiz (s.a.v)'e nasıl ulaşmamız gerektiğini öyle güzel anlatıyor ki aslında fani ömrümüzü baki bir ömre çeviriyor. Kur'an-ı duvara değil yüreğimize asmalıyız. İşte o zaman sözde değil özde Müslüman oluruz.
Ve son olarak bir dua geçti içimden bana/sana/hepimize.... ALLAH ?ım okunmaktan yaprakları bantlanmış, sararmış imanlı ninelerimizin Kur'an-ı gibi olsun Kur'an-ımız...:)
AMİN AMİN AMİN