Anmak mı anlamak mı? Biz insanoğlu kavramları yanlış anlamada ya da anlamama konusunda mahiriz. İslam coğrafyasında 8 Kasım 2019 cuma günü " Mevlidi Nebi " kutlamaları yapılacak. Her yerde konferanslar konuşmalar etkinlikler peş peşe gelecek. Adeta yarış yapacağız. Camilerde o gece konuşmalar yapılacak. Efendimizin (şad) doğum günü anısına onu ne kadar sevdiğimiz (?) anlatılacak. Ona olan hasret şiirlerle ilahilerle ortaya konmaya çalışılacak. TV' ler o gece mevlid kandili yayınları yapacak. Dualar kasideler peş peşe gelecek. Akraba ziyaretlerine gidilecek mesajlar aramalar yoluyla kandil tebrik edilecek. İyi mi tüm bunlar? Belki farkında olmamaktan daha iyi görülebilir. Peki koca İslam aleminin ve müslümanların bu günden anlaması gereken bunlar mı olmalı sadece? "Anma gecelerini" " anlama gecelerine" çevirsek güzel olmaz mı? Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimize sevgi göstermek sözden öteye geçmeli değil mi? Ona olan sevgimizi "sözde" değil de "özde " göstermek nasıl olur? Ona olan sevgimizi neyle öleceğiz, cümlemizin uzunluğu ile mi? Yoksa onun sünnetini hayatımıza tatbik ederek mı? Gecenin bir kısmını uyku ile bir kısmını ibadet ile geçiren efendimizin neresindeyiz? Gecenin çoğunu TV başında kalanını yatakta geçiren biz ne kadar seviyor olabiliriz rasulullahı? Fakir olarak yaşamayı seven efendimizin yanında bu lüks düşkünlüğümuz ile ona olan sevgimizi nasıl ifade edebiliriz? Ashabına ailesine hatta düşmanına bile merhamet eden bir nebinin (as) yanında en ufak hatada dünyayı ayağa kaldıran biz nasıl onun izinde gideceğiz? Bu ve buna bir binlerce örnek verme şansımız varken bunları yazmakta harekete geçmek yerine daha ucuzculuk olacaktır. Hulâsa biz artık insanlara onu anlatmak yerine onun gibi yaşamaya çalışırsak zaten hedefe ulaşacağız. İnsanlara Musab Bin Umeyr'i anlatmak yerine Musab gibi yaşarsak hakikate ulaşmış olacağız. Şairin dediği gibi ; " bana yağmuru anlatma, yağdır." Artık örnek vermek yerine örnek olmak zamanı gelmeli.