Aşk...
Aşk bir nokta ve Elif'te mana bulma,
Yansımaların gölgesinde düştüm bir aleme,
Dağılsın şu karanlıklar, huzur girsin gönül haneme,
Ah Leyla...
Sen faniliği yaşadın bu Dünyada...
Ve Mecnun!
Mecnunluğun iki cihanda...
Ah sen!
Yüreğinin diliyle dokunabil/sen şu satırlara,
Okşayabil/sen şu yetim sevdanın öksüz başını,
Tutabil/sen dallarından, sen kokan avuçlardan,
Sıyrılıp gelebilsen şu gam yükü ömre,
Güneş gibi doğsan şu sevda diyarına,
Biraz sevgi saçsan, inan huzur dokunur karanlığa...!
Kalbinin en buruk köşesine,
Değmez mi rahmet yüklü bulutlar,
Mecnun olup kalbinin en kurak çöllerine mi düştün?
Susuz kalmış bir yaza, karsız kalmış bir ayaza mı büründün?
İçimde kopmayı bekleyen şu kıyametleri bir bil/sen,
Ruhumun ince dokunuşlarında kırılsan...!
Aşk,
Aşk ne kadar derinse,
Ruh o kadar incelir,
Ey benim ruhumda gördüğüm aynam,
Kes,
Kes şah damarını şu vesveselerin,
Kor olan yüreğime aşk ile tecelli etsen...
Kafes dar,
Bu nefes bu cana yetmez yar,
Sıkışıp kaldın yine ey can,
Ser, ser artık şu başı Hakk'a,
Kesilsin şu ömrün bileti Aşk'a,
Düşmesin nefsin bir nefsin peşine,
Aşk ile yazılsın adın, ebedi saadet köprüsüne...
Selam ve Dua ile...