''Ölüm ölmüyor '' diyor üstad Bediüzzaman Said Nursi. biz kullar heran ölecek gibi yaşamalıyız . Ölümün ne zaman geleceği belli değil ölüm hastalık, yaşlılık, beklemez. Şöyle bir düşünün. Bir gece başınızı yastığa koydunuz ve Rabbimiz verdiği nefesi kesti emanet ettiği canı Azrail vesilesiyle aldı. Sabah aileniz sizi öyle buldu onlar ve sevenleriniz üzgün. Cenaze işlemleriniz başlatıldı, minareden sela sesi yükseliyor cenaze namazınız öğle namazına mütakiben kılınacak. Yıkandınız ,kefenlendiniz, tabutunuz musalla taşında, namazınız kılındı ve gömüldünüz. Ve ahiret hayatınız başladı. Hazırmısınız peki, yanınızda ne götürdünüz, dünyevi zevklerle geçirdiğiniz bir hayat mı ? Yoksa islam ehli salih amellerle geçirdiğiniz bir hayat mı ? Dünya hayatına, dünya zevklerine dalıp ahiret hayatınızın sonsuz güzelliklerini yok etmeyin. Depreme hazırlık için deprem çantası hazırlarız peki ya ahirete hazırlık için ahiret çantamız hazır mı ? Bize herşey ölümü ve ahiretteki akibetimizi hatırlatmalı. Kabir azabından ,cehennem ateşinden bizleri dünyadaki koşuşturmalarımız ,şöhretimiz , paramız, saygınlığımız kurtarmicak. Seyyid Kutub'un Fi-Zilal eserinde şöyle bir yazı geçer. ''Azrail kulun canını almaya geldiğinde onlarla arasında bir konuşma geçer : Allah'tan başka tapmakta olduklarınız nerede ? Allah'a iftirada bulunduğunuz çağrılarınız nerede? Dünyada ardlarından gittiğiniz ve elçisinin dili üzere Allah'tan size geleni onların aracılığı ile saptırdığınız ilahalarınız nerede ? Hayatın sizden alınıp götürüldüğü Allah'ın belirlediği vakitten bir saat bile geciktirip ölümden sizi koruyacak birini bulamadığınız şu anda onlar nerede ? Cevap ise : Aldatmanın olmadığı, kimsenin kaçamadığı o tek cevap olacaktır. Dediler ki ;''Onlar bizi yüzüstü bırakıp gittiler'' Kaybolup gittiler! Biz onların nerede olduklarını bilmiyoruz, onlar da bize gelmiyorlar. Böyle zor bir anda ilahlarının yanlarına gelmediği ve yardım etmediği kullardan daha hüsran kimse olamaz. Böyle bir zamanda kullarına ulaşamayan ilahlardan daha zavallı kimse olamaz. Gerçekten kafirler olduklarına, kendi aleyhlerinde şahitlik ettiler '' Allah Kur'an-ı Kerim'de yeri cehennem olanlardan şu şekilde bahsediyor ''Rablerinin emirlerine uyanlar için daha güzeli vardır. O'na itaat etmeyenler ise, yeryüzünde bulunan ne varsa hepsi kendilerinin olsa da onu ve bir o kadarını bütünüyle kurtuluş fidyesi olarak verirlerdi. İşte onlar, hesabın kötüsü kendileri için olanlardır. Varacakları yer de cehennemdir. Orası da ne fena yataktır. (RA'D/18)'' İman edip salih ameller işleyenlerede Rabbimiz sonsuz güzellikteki cennetini vadediyor. Rablerinden korkup sakınanlar; onlar için Allah katında bir şölen olarak altlarından ırmaklar akan içinde ebedi kalacakları cennetler vardır. İyilik yapanlar için Allah'ın katında olanlar daha hayırlıdır. (3/198) Ölmeden önce ölünüz yaptığınız her amelde sonucu ceneet mi cehennem mi diye düşününüz.