ABDURRAHMAN DİLİPAK VE KARDEŞLERİ
Ayasofya’nın tekrar camiye tebdil edilmesinin üzerinden henüz bir hafta bile geçmeden tefrika maksadıyla çeşitli planlar icra edildiğini defalarca yazmıştık.
Onlardan bir tanesi; İslami ilimler bakımından hiçbir alt yapısı bulunmayan Dilipak’ın İstanbul Sözleşmesiyle alakalı yaptığı çıkıştır.
Mehmet Fırıncı, yaveri Sait Yüce vasıtasıyla “Dilipak Bey’e Kur’an ve İslamiyet namına sahip çıkmalıyız” buyurmuş, Hollandalı Akgündüz ise “yıllarca başörtüsünü müdafaa eden Abdurrahman Dilipak Ağabeye dua ediyor, aleyhte dava açanları lanetliyorum” şeklinde desteğini beyan etmişti.
Peki kimdir şu Dilipak? Gerçekten İslami davanın mı adamıdır yoksa karanlık güçlerin mi?
Sayın Dilipak, Allah’ın kitabını ortadan kaldırmak için Yeşil Kitap isimli eseriyle Kur’an-ı Kerim’e nazire yapan Muammer Kaddafi’nin; komünizm ve sosyalizm karışımı kitabının ateşli taraftarı ve yılmaz müdafilerindendi. Bu batıl dava uğrunda yıllarca mücadele verdi.
Yeşil Kitap’ta, İstanbul Sözleşmesinden daha dehşetli, daha tehlikeli ve cemiyeti uçuruma sürükleyen ayetler vardır.
Sonra…
Kur’an-ı Kerim’in أُوْلَئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ حَقًّا ayetinin şehadetiyle küfr-ü mutlak olan DİNLER ARASI DİYALOĞU Türkiye’de ilk defa neşredip müdafaa edenler arasında yer aldı. Bu uğurda yıllarca mücadele verdi. Kur’an-ı Kerim’in açık ayetiyle küfür olduğu bilindiği halde Dilipak, bu safsatayı canla başla müdafaa ederek FETO gibi Vatikan projesine öncülük etti.
Akgündüz ve Fırıncı Beylerin niçin kardeşleri Dilipak’a destek verdikleri anlaşılıyor, değil mi?
Dilipak’ın marifetleri bundan mı ibaret, elbette hayır.
Canlı yayınlanan bir programda Risale-i Nur aleyhinde çok ağır ifadeler kullandı. Fethullat Terör Örgütü’nün; Risale-i Nur’dan esinlenerek ortaya çıktığına dair batıl iddialarla konuşmasını sürdürdü. Hatta Adnan Oktar ve kediciklerinin dahi yine Risale-i Nur’dan kaynaklandığını iddia etti.
Peki bu adam niçin bunları yapıyor?
Çünkü Dilipak, itikat açısından Pennsylvania Canavarı FETO ile aynı inanca sahiptir. Hiçbir zaman terör örgütü FETÖ’yü hedef almadı, bu vaziyetini 17/25 Aralık sonrasına kadar sürdürdü.
Ayrıca…
Dilipak, İsrail’e doğru yola çıkan Mavi Marmara Gemisi’nden birileri tarafından indirildi. Amerika’da askeri eğitimini tamamlayan 300 seçkin Mısırlı subayları taşıyan uçak, bir füzeyle Amerika semalarında düşürülmüştü. Uçak kalkmadan evvel birilerinin Sisi’nin kolundan tutup “sen bizdensin, bu uçağa binme” deyip uçaktan indirmeleri misali…
BUGÜN ÇOK İLGİNÇ BİR HADİSE YAŞANDI.
Sayın Fırıncı ve Akgündüz; Kur’an namına(!) Dilipak’ın yanında olduğunu ilan ettiler. Bahsi geçen zatlar, Dilipak’a Allah rızası için mi taraftar oldular yoksa fitne ve fesat için mi? Şimdilik hüsnü zan edelim, iddia ettikleri gibi Kur’an’ın hatırı(!) için yaptıklarını farz edelim.
Peki muhteremler!..
Dilipak denilen vatandaş, Kaddafi’nin, Kur’an’a nazire olarak hazırladığı ve İstanbul Sözleşmesinden bin kat berbat olan, komünizm ve sosyalizm karışımı Yeşil Kitabı’nı Müslüman Türk milletine arz edip onları manen zehirlerken, Kur’an’ın hatırı için kendisine tek bir reddiye yazdınız mı?
Öyle ya, Kur’an şakirtlerisiniz(!)…
Kur’an-ı Kerim’in أُوْلَئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ حَقًّا ayetiyle küfrü mutlak olduğu bilinen dinler arası diyalog safsatasını medh u sena edip neşrine çalışırken, Dilipak’a herhangi bir itirazda bulundunuz mu?
Canlı yayında Risale-i Nur’u yalan ve iftiralarla karalayan kardeşinize herhangi bir cevap verdiniz mi?
Dinler arası diyalog için FETÖ’den aldığı ödüller için “ne oluyor arkadaş” mealinde herhangi bir sual sordunuz mu?
Kusura bakmayınız ama…
Şayet, insanın imanını sarsan, dalalet ve küfür çukurlarına sürükleyen cümle icraatına mukabil herhangi bir reddiye kaleme almadıysanız; Allah’ın hiçbir mümin kulu, Dilipak’a verdiğiniz desteğin Kur’an’ın hatırı(!) için olduğuna inanmaz…
BUGÜN ÇOK GÜZEL BİR HADİSE VUKU BULDU.
Kur’an’ın tabiriyle الآنَ حَصْحَصَ الْحَقُّ yani hak ve hakikat zuhur edip her şey ayan beyan ortaya çıktı. Dilipak’a destek veren Fırıncı, Yüce, Akgündüz ve kardeşlerinin aynı davanın adamı ve aynı yolun yolcusu oldukları ortaya çıktı.
İşte bizim gibi feleğin çemberinden geçen ferasetli insanlar da yıllardan beri bu hakikati haykırıyor.
Bu fitnenin esas maksadı…
Başkan Erdoğan ve Ak Parti’yi itibarsızlaştırmak, Yaprak Partisi başkanı Bin Davut için zemin hazırlamaktır. Bu projede Gülen mehdi, Davutoğlu da siyasi mehdidir. Fırıncı Bey’in kontrolünde olan Yeni Nesil ve Moral FM’in ortak düzenlediği toplantıda da bu hususlar dile getirilmişti. Merak eden varsa canlı canlı dinleyebilir.
Değerli arkadaşlar!..
Farkındaysanız bugüne kadar Avrupa menşeli İstanbul Sözleşmesi ile alakalı herhangi bir şey yazmadım.
Niçin biliyor musunuz?
Medeni hukuktan ceza hukukuna, ticaret hukukundan miras hukukuna kadar mevcut bütün kanunlarımız Avrupa’dan ithal edilmiştir. Bu sözleşmeden bin defa daha dehşetli kanun maddeleri, medeni kanunda zaten mevcuttur.
Komünizm ve sosyalizm karışımı Yeşil Kitaba iman edenler, Vatikan projesi olan dinler arası diyaloğa baş koyanlar, Ayasofya’nın kilise olmasını talep edenlerin, İstanbul sözleşmesine karşıyız demeleri sizleri düşündürmüyor mu?
Neymiş, İstanbul Sözleşmesi’nde örf ve adetlerimize, dinimize ve ahlakımıza muhalif çok maddeler varmış…
İyi de biraderler, Türkiye Cumhuriyeti Devletinde mevcut kanunların tamamı Kur’an ve Sünnete muvafıktır da bir İstanbul Sözleşmesi mi kaldı?
Bu sözleşmeye iyi niyetle karşı çıkanlar olabilir, olmalıdır da... Bizler de karşıyız, hem de noktasından virgülüne kadar…
Dilipak ve Akgündüz gibi vatandaşların, küfr-ü mutlaka tekabül eden safsataları canla başla müdafaa etmeleri, onların İslami esaslara bağlı olmadıklarını ve bu işi fitne ve fesat maksadıyla tertip ettiklerini izah edip göstermiyor mu?
Hiç mevzu bahis olmadığı halde Akgündüz’ün, Ayasofya’nın bir kısmının cami diğer kısmının kilise olmasını talep etmesi; bu adamların İslamiyet ile herhangi bir bağlarının olmadığını ifade etmiyor mu?
TEKRAR BEYAN EDELİM…
Bu sözleşmeye başından sonuna kadar karşıyız. İstenildiği vakit, gerekli makamlara hak ve hakikati ifade ediyoruz. İthal edilen metinlerin, mümin bir cemiyete asla uymadığını söylüyoruz.
Lakin Dilipak gibi uluorta yerde değil, insanlığa yakışmayan ifadelerle namuslu hanımlara hakaret etmek suretiyle hiç değil… Akgündüz gibi sözde müspet hareket lafını ağzından eksik etmeyip binlerce mümine hanımefendileri “lanetlemesi” suretinde asla değil…
SÖZLEŞMEYE KARŞIYIZ DİYENLERİN YAPTIKLARI NEYE BENZER BİLİYOR MUSUNUZ?
Kürtlerin namusunu muhafaza edeceğiz iddiasıyla ortaya çıkan PKK’lı teröristlerin, gencecik kızları dağa çıkartıp mağaralarda geçlere teslim etmesine benziyor.
Dilipak da sözde kızlarımızın namusunu kurtaracağız bahanesiyle sözleşmeye karşı çıkmış, ancak Ak Parti Kadın Kollarında görevli hanımlara, insanlığa yakışmayan ibarelerle hakaret etmişti.
Ak Partili, MHP’li, CHP’li, HADEP’li, IP Partili, Komünist Partili veya Alevi-Sünni kim olursa olsun hanımların tamamı bacılarımızdır, namusumuzdur. Hiç kimsenin onlara dil uzatmaya hakkı da yoktur, haddi de… Namus mefhumu tanımayan kadınlar da mevzumuz dışındadır zaten.
Kadınları malum beladan kurtaralım iddiasıyla yola çıkıp, sonra da onlara sefil ibarelerle hakaret ederseniz, kimse sizin İslam’a karşı samimi olduğunuza inanmaz. Sayın Fırıncı ve Akgündüz gibi birkaç vatandaş inanır, onların da irabdan mahalli yoktur zaten…
Fikri ve zikri ne olursa olsun kızlarımıza hakaret eden kim varsa; erkekliğin yüz karasıdır, ırz, namus ve insanlık düşmanıdır. Hakarete destek verenler de onların kardeşidir.
Başkan Erdoğan’dan yüzde yüz şeriatın tatbikini beklemiyoruz, an itibarıyla öyle bir şey mümkün de değil. Şeriatı isteyecek millettir. Bu zamanda, bu kafa yapısına sahip insanlarla ancak bu kadar olur.
Çünkü nasıl olursanız, öyle idare edilirsiniz…
- F. GÜLEN VE KARDEŞLERİNİN HELA... Yıl 2012… Pennsylvania Canavarı’nın talimatıyla Risale-i Nur sa... Eklenme: 27 Mart 2021
- NİYET OKUMA MAHARETİ İlkokul üçüncü sınıfta okurken Cuma vaazını dinlemek için bir s... Eklenme: 17 Ekim 2020
- MEHMET FIRINCI ABİ’YE SALDIRAN... Bir çok roman yazıp Yeni Asya ve Yeni Nesil Yayınları vasıtasıy... Eklenme: 17 Ekim 2020