TACİRLER VE FÂCİRLER
Ekonominin düzelmesi için alternatif çözümler
1- TİCARETTE DÜRÜSTLÜK
Tüccârlar kıyâmet günü FÂCİRLER olacaklardır. Ancak dürüst ve doğrulukta bulunanlar müstesnâ...”(Tirmizî, Büyû , 4; İbn Mace, Ticârât, 3)
Rasûlullah (sav);
“Kim pahalanmasını isteyerek GIDAYI 40 gün saklarsa, Allah onun ne nafile ne farz hiç bir namazını kabul etmez."
Malı piyasaya süren kazanmış, pahalıya satmak için bekleten ise, Allâh’ın lânetine uğramıştır.” (İbn Mace, Ticârât, 6)
Bugün dolardaki artışı fırsat bilip zamma gidenlerin kulakları çınlasın !
Burada her ne kadar karaborsacılık kastedilse de (ki şu an karaborsacılık da yapılıyor ) İslam ticaret ahlâkında her anlamda doğruluğun esas olduğunu gözönünde bulundurduğumuzda bu hadis-i şeriften onlara da pay çıktığını görmek zor değil ... Bu yüzden aman dikkat ! diyoruz sonra fâcir olarak haşrolmak da var ...
2 - FAİZ YASAĞI
Küçüğü- büyüğü ; faiz veren ya da alan taraf olmak ; ev-araba gibi temel ihtiyaç için bulaşmak bu yasağı değiştirmiyor , kendimizi kandırmayalım ..
Fâizin her çeşidi ayaklarımın altındadır!”(Darimî, Menâsik 34)
Bu hadis-i şerif VEDA HUTBESİNDE söyleniyor . Takdir edersiniz ki çok önemli bir şey veda esnasında tekrarlanır , altı çizilir ...
Günümüzde işimize gelmeyen bir hadisle karşılaştığımızda sığınılan bir bahane var :
mmm acaba sahih mi ? tepkisi ...
Ancak Allah'tan bu vesveseyi tam susturacak faizle ilgili muhkem bir ayet var ve şimdilik buna ses çıkarılmıyor . Hoş itiraz edilmediği gibi çok öne de çıkarılamıyor : ) Ayet şöyle :
Fâiz yiyenler, (kabirlerinden) şeytan çarpmış (kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı)gibi kalkarlar. Bu hâl, onların:
'ALIM-SATIM, TIPKI FÂİZ GİBİDİR!'
demeleri yüzündendir.
Halbuki Allâh,
ALIM SATIMI HELAL FAİZİ HARAM KILMIŞTIR .
Bundan sonra kime Rabbinden bir öğüt gelir de fâizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun işi Allâh’a kalmıştır.
Kim tekrâr fâize dönerse, işte onlar cehennemliktir, orada devamlı kalırlar.”
Zaten dikkat edin faizle ev - araba alan ya da herhangi bir ihtiyacını gören onun hayrını görmez. Maddi manevi sıkıntısını mutlaka görür. Görünüşte mal vardır ancak ne bereketi ve ne de hayrı vardır . Çünkü Allah'ın ayetiyle mübareze edilmez !
Ayrıca nefsimizin pek hoşuna gitmese de mesela herkes ev sahibi olacak diye bir kural yok . Kiracı olmak ahirette şeytan çarpmış gibi kaçmakta yeğdir ...
“(Fâizi harâm kılan) Allâh,
fâiz (karışan mal) ı TÜKETİR (onun BEREKETİNİ GİDERİR),
sadakaları (verilmiş malları)ise bereketlendirir. (Onlar vesîlesiyle müstakbel belâyı def eder.) Allâh, küfürde ve günâhda ısrâr eden hiç kimseyi sevmez!..” (Bakara, 2/275-276)
Ey îmân edenler! AIlâh’dan korkun! Eğer gerçekten inanıyorsanız, mevcûd fâiz alacaklarınızı terkedin!”
“Şâyet (fâiz hakkında söylenenleri) yapmazsanız, Allãh ve Rasûlü tarafından (FÂİZCİLERE KARŞI) AÇILAN HARBDEN haberiniz olsun!
Eğer tövbe edip vazgeçerseniz, sermayeniz sizindir;
ne haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz...”(Bakara, 2/278-279)
_ Kimileri faizi ödeyen taraf olduğu için masum bir iş yaptığını ve bunda bir günah olmadığını sanıyor ve bu nedenle bankalardan kredi almakta bir mahzur görmüyor .Oysa aşağıdaki hadiste belirtildiği gibi alan da veren de eşittir.
“Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- FÂİZ YİYENE, YEDİRENE, KÂTİBİNE VE ŞÂHİTLERİNE lânet etti ve: 'Onlar müsâvidirler...'buyurdu.” (Müslim, Müsâkât, 106)
3 - BORÇ VERME kurumunu harekete geçirmek .
«Sadaka, on misliyle mükâfatlandırılacaktır. ÖDÜNÇ PARA ise onsekiz misliyle…»
SATIŞTA, ALIŞTA VE BORCUNU İSTEMEKTE kolaylık gösteren kimseye Allah rahmet etsin.” (Buhârî, Büyû, 16; İbn-i Mâce, Ticârât, 28)
Ebu Hureyre(ra) dan şöyledediği rivayet edilmiştir: "Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"İnsanların mallarını ödemek istediği ( maksadı ) ile (ödünç) alan kimsenin Allah ödemesini KOLAYLAŞTIRIR.
İnsanların mallarını telef etmek niyeti ile (ödünç) alan kimseyi de Allah telef eder. Ahmed Müsned IV 285
Eğer (borçlu) darlık içinde ise, bir kolaylığa çıkıncaya kadar ona MÜHLET vermek (gerekir). Eğer (gerçekleri)anlarsanız bunu sadakaya (veya zekâta)saymak sizin için daha hayırlıdır.” (el-Bakara, 280)
“Şüphesiz sizin hayırlınız, borcunu en güzel şekilde ödeyendir.”
(Buhârî, İstikrâz 4, Vekâlet 6, Hibe 23; Müslim, Müsâkât 120)
_ Tabi burada güven sorunu devreye giriyor.
" İyi hoş da borcunu ödemeyenler var "
itirazı gelebilir . Bu sorun da başka bir İslâmî düsturla çözülür . Emrolunduğumuz gibi dosdoğru olarak ...
Tabi ödemeyeceği apaçık ortada olan birine borç vermek çok isabetli bir karar olmayabilir . Gerçi o bile boşa gitmez ...
Ancak bir kaç kötü örnek var diye borç vermenin tamamen terkedilmesi insanları bankaya ve faize yönlendirmektir ve bu da vebaldir.
Ayrıca verilen para helâl ise ve niyet de sahih ise verilen borç evvel Allah geri ödenecektir ...
Böylelikle yastık altı dediğimiz birikim sevap kazanmamıza vesile olarak çalıştırılmış olacak ;
aramızda güven , yardımlaşma , diğergamlık ve sevgi gibi duyguların ve hasletlerin oluşmasına ve artmasına vesile olacaktır .
4 - Kimse "ama bu devirde..." diyerek bu düsturlara itiraz edemez , eğip bükemez . Sadece "doğrudur ama yapamıyoruz " denilebilir . Çünkü Kur'an hükümleri her asra hitap edecek özelliktedir ve kıyamete kadar geçerlidir.
Bütün bu anlatılanlar hayal değil ütopya değil . Allah ve Rasûlü SAV buyurmuşsa demek ki uygulanabilir ve en güzel sonuçlar alınabilir .
Çoğunluğa bakmamak gerek . Bunlara inanan , iman eden , hayra vesile olmak isteyenler uygulasa kâfidir .
Devamı gelecektir , yayılacaktır inşallah ... Çünkü ameller niyete göredir .
***
İçinde bulunduğumuz bu zor günleri en hasarsız bir şekilde atlatmak malî ve ticarî hayatımızda bu nurâni hükümlere uymaktan geçiyor.
SELMA ÖNALAN
İSLAM EKONOMİ PLATFORMU