Dünya Daha Yaşanası Bir Yer Olmalı
Kelimeler karınca yuvası gibi zihinini talan ederken, kurmak istediği cümleleri kuramayan kız hüznüyle helö.
Her geçen gün yaşarken büyümeye devam ediyoruz. İstesekte, istemesekte. Ailelerimizle yaşadığımız süre içerisinde tanıdığımız dünyaya çok uzak bir dünya olabiliyor burası. Gençlik yıllarımızda tanımadığımız, yabancısı olduğumuz bu dünya kucaklıyor bizi. Büyülü şatolarda yaşayan prens ve prenseslerin, büyülü perilerin olduğu masalları dinleyenler için bu durum daha acınası hâl alabiliyor bazen. Allahtan bizim bildiğimiz tek büyülü şato içinde köpek Taci’nin yaşadığı hikayeydi de, gerçeklerle karşılaşınca o kadar üzülmüyoruz. Hiç değilse o ilk bahsettiklerim kadar. İnşallah üzülmüyoruzdur. Yada öyle bir şey işte.
Güven konusunda sarsıldık. Bu yeni dünyaya açıldığımız da bencillik, anlayışsızlık, öfke ve yalanla tanıştık. Ve güven dediğimiz duygumuz yerle bir oldu. Öğrenmeye başladık. Herkese güven duyulmayacağını. Bunu yaparken kendimizi savunmaya, bir yandan da masumiyetimizi korumaya çabaladık. Fakat haksızlık, sevgisizlik ve kötü insanlar peşimizi bırakmadı. İşte bu yüzden ruhumuz artık çiçek açmaktan korkar oldu. Bazen en dibi, o karanlığı gördük. Ve ciddi insanlar. Rakamlara ve rutinlere önem veren, etik denilen şeyin bir çok değeri hiçe saydığını kabul eden vicdansız insanlar tanıdık. Ve alıştık ciddi insanların rakamları, insanlardan daha çok sevmesine.
Bunca deneme yanılmadan sonra o masumiyetimizle güvenmek istedik tekrardan. Yeni insanlar tanıdık, hayatlarını dinlediğimizde bu bizdendir, bundan bana zarar gelmez dedik. Gün geldi hikaye tekrar başa döndü. Güven sarsıldı ve yerle bir olduk. Ve üzüldük ya. Çok üzüldük. Beklemezdik bu hikayeninde kötü biteceğini. Bu insanlar bizim tüm enerjimizi çalan yararsız bir cezadan başka bir şey olmadığını kabullendiğimizde yerimizi değiştirmek artık kaçınılmaz oldu ve uzaklaştık. Zorba gri şeritlerden geçerek uzaklaştık. Bize sınırlar koyan o insanlardan gidebildiğimizce uzaklaştık.Genede biz içimizde ki iyi çocukları öldürmeyelim ve çiçek açsın ruhumuz. Hepimiz prens/prenses olarak doğarız.Bazılarımız bunu bilmez, bazılarımızsa unutur. Hepimizin krallığı yalnızca içimizdedir. Ve okuduğum bir kitap cümlesi bütün hayatımı özetlercesine karşımda dikildi. Ve şöyle dedi ‘İyilik yapma bahanesiyle hayallerini yıkanlardan uzak dur, çünkü genelde yıktıkları hayallerin yerine koyacakları daha iyi bir şeyleri yoktur!”
Eğitimci - Yazar
Vildan Zeynep CAN