Mezheplerden Hangisi Doğru Acaba?

Mezheplerden Hangisi Doğru Acaba?

وَلْتَكُن مِّنكُمْ أُمَّةٌ يَدْعُونَ إِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ 

(Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.)(Al-i İmran-104)

Öncelikle Peygamberimiz(a.s.m.) herhangi bir mezhebe bağlı değildi.Ama bu bizlerin herhangi bir mezhebe bağlı olmayacağı anlamına gelmiyor.Peki neden Rasulullah(a.s.m.) herhangi bir mezhebe bağlı değildi?Çünkü hem o devirde mezhepler zuhur etmemişti,hem de Rasulullah(a.s.m.) önceki Peygamberler gibi vahiyle hareket eden bir zat-ı şahaneydi.Lakin Rasulullah(a.s.m.)’ın vefatından sonra vahiy kesildi.Sonraki zamanlardaysa Allah başka başka taifeler yarattı ve ilim kapısını da onlara açık bıraktı.Tabiin olsun tebe-i tabiin olsun,ulema olsun,suleha olsun,bu taifeler hep şer-i ilimlerle alakadar oldular ve onlar üzerinde terakki ettiler.Burada belirtmek istediğim bir ayrı hususta var.Rasulullah(a.s.m.) yirmi üç yıllık Peygamberlik hayatında bazı ilimlerin ve bazı sünnetlerin kapısını açık bırakmıştır.Yani Rasulullah(a.s.m.) her şeyinin kesini belirtmemiştir.Binaenaleyh ‘Bu böyledir.’ Dediği yerlerde Ehli Sünnet ve’l Cemaat tarafından da farz olarak kabul edilmiştir.Ama sünnetlere gelince,işte onlarda ilim kapıları açık bırakılmıştır Rasulullah(a.s.m.) tarafından.Ve burada nazarınızı da celb etmek isterim,içtihadlar farzlar üzerinde yapılmamış,sadece sünnetler üzerinde yapılmıştır.Yani bir mezhep tutturup:’Namaz beş vakit değil,üç vakittir.’derse bu zaten ehli bid’a mezhep sınıfına girer.Ve diğer bütün ehli sünnet’in mezheplerine bakın,hiçbirinde Kur’an-ı Kerim’de geçen kesin farzlar üzerinde oynanmamıştır.Peki neden sünnetlerin üzerinde içtihad yapılmıştır?Çünkü devir değiştikçe insanlıkta değişti,devir değiştikçe teknolojide gelişti,Rasulullah(a.s.m.) zamanında olmayan bazı şeyler günümüzde var veyahut İmam-ı Şafi zamanında olan bazı problemler Rasulullah(a.s.m.) zamanında yoktu.Bunun gibi durumlarda ümmet muallakta kalmasın diye Cenab-ı Hakk İmam-ı Şafii’yi,Ebu Hanife’yi,İmam-ı Muhammed’i,Ahmed Bin Hanbel(radiyallahu Teala aleyhim ecmain) gibi ehli ilim zatları yarattı.Bu zatlarda bazı kaideler doğrultusunda içtihad yaptılar.Bu içtihadların sonunda ümmet rahatladı,ferah buldu,münakaşadan kurtuldu.Tabi bu hususları görmeyen bazı palavaracı,yalancı hoca kılıklılar kendilerine adeta vahiy geliyormuşçasına bu zatları tekfir ettiler,bu zatlara iftira attılar,bu zatları bazı saf kardeşlerimizden soğuttular.Zalimler için yaşasın Cehennem!

Sıddık Kardeşlerim!

Aynı zamanda hadislerin,sünnetin reddedildiği bir yerde elbette mezheplerde olmaz.Lakin Kur’an’da Cenab-ı Mevlam bize Rasulullah(a.s.m.)’a uymazsak hakiki iman edenlerden olamayacağımızı söylüyor.Şu zamanda Rasulullah(a.s.m.)’a uymak sadece hadislerle mümkün.Hadisler sonucunda da mezhepler ortaya çıkmış(sahih bir içtihadla).O halde mezheplerin inkarı aynı zamanda hadislerin inkarını da doğuruyor.O halde bizler bu palavracı,yalancı insi şeytanlara kanmayalım bol bol okuyalım İnşaAllah.

Birde belirtmek istediğim bir diğer hususta var.Bediüzzaman Hazretlerinin Sözler Risalesinde belirttiği bir hakikat.Ben onu sizlere mesleğim icabı ilaç olarak anlatmak isterim.Bir ilaç düşünelim.Bu ilaç kişinin hastalığına binaen ya i.v.(damardan) ya i.m.(kas içine)ya oral(ağızdan) ya haricen(krem şeklinde) kullanıldığını varsayım.Hiçbirimize muhal gelmez değil mi?Peki biri çıkıp dese:’Doğru olan yalnızca ilaçtır,bu dört yolda muhaldir.’diye.O zaman bu bize muhal gelirdi işte.Aynı şekilde İslamiyet bir ilaç misali mezheplerde kişinin durumuna göre tabi olacağı,kullanabileceği bir yol.Şunuda belirtmek isterim Ehli Sünnette mezhepler arasında geçiş mevcuttur.Ehli Sünnet demez ki ‘Sadece şu mezhep doğrudur!’diye.Madem mezhepler arasında geçişte mümkünse bu bize dört mezhebinde hakikat olduğunu göstermez mi acaba?Bu sorunun cevabını da siz sevgili kardeşlerimin vicdanına havale ediyorum.

Bahtiyar ve Vefakar Kardeşlerim!

Her zaman olduğu gibi yazımı gene duayla kapatmak isterim ama duadan önce güzel bir hakikatta belirtelim:’Ne zaman ki akıl azalırsa,gurur çoğalır.’

Allah’ım sen bizleri nurundan ayırma,hakikattan ayırma,bizleri nefsimizle baş başa bırakma Allah’ım!.Ve bizimde kusurlarımızı affet,bizi kendine kul kabul kabul et Allah’ım!Verdiğin azaları senin yolunda kullanmayı bizlere nasip eyle İnşaAllah.Vesselam…

Eczacı Murat