Yaşamış olduğumuz zaman dilimi içinde insanların en çok yanılgıya düştükleri alanlardan birisi bence kavram kargaşası. Maalesef bizler gündelik hayatta kullandığımız bazı kelime ve kavramların ne anlama geldiğini bilmeden ve onları kendi asıl kastettikleri mananın dışında kullanıyoruz. Bu dediğim hususa binlerce örnek vermek mümkün fakat biz bunlardan sadece sevgi ve aşk kelimeleri üzerinde duracağız.
Yaşı ve cinsi, eğitimi ve bilgisi, yaşadığı yer ve kültürü ne olursa olsun kime sorarsanız sorun herkes size sevgiyi ve aşkı bildiğini söyleyecek ve size sevgi ve aşktan bahsedecektir. İnsanlar birisine biraz alışınca ona karşı azıcık bir ilgi duyunca hemen bunun adına sevgi demeye başlıyor. Farklı cinsten iki insan özellikle biraz muhabbet edince bunun adını sevgi koyuyorlar hatta daha da ileri gidiyor ve bunun adına aşk demeye başlıyorlar. Peki gerçekten bu bu kadar kolay ve bu kadar basit mi acaba? Yani sevmek, hele hele aşık olmak bu kadar kolay ve bu kadar basit mi..? bence değil ama peki bu insanların dediği şey ne o zaman? Eğer bunlar sevgi yada aşk değilse nedir o zaman? Bu noktada bence onların ne olduğunu açıklamak yerine konuşmaya anlamaya çalıştığımız sevgi ve aşkın ne olduğunu anlamaya çalışalım.
SEVGİ ve AŞK;öncelikle şunu belirtmeliyiz ki bu iki kavramdan hangisi daha üstündür dersek buna net cevap vermek bazılarına göre mümkün olmasa da bize göre sevgi aşka giden yol’dur. Aşk sevginin ve sevgililerin varacağı son menzildir. Sevgi olmadan aşk olmaz. Aşk varsa orada sevgi de mutlaka ama mutlaka vardır. Sevgi varsa aşk vardır anlamına ise gelmez. Kısaca her aşk ta mutlaka sevgi varken her sevgide mutlaka aşk vardır denemez. Sevgi aşkın kapısıdır. Aşk varılacak son duraktır. Aşk tan ötesi yoktur. Bu sebeple aşıktan daha üstünü de yoktur. Nitekim islamiyette kulun ulaşabileceği son makam AŞK makamıdır yani AŞKULLAH’ tır.
Sevgi konusunda herkes kendine göre tanım yapmıştır. Bu da zaten normaldir. Çünkü bu duygu bireysel tecrübeye dayandığı için herkes kendine göre tanımlamıştır.
Kimine göre; Sevgi, kalbin bir işe meyletmesidir. Kimine göre; Sevgi, yürekten çağlayan sıcak duygularla meyil göstermektir. Kendisi ile birlikte şefkat, yardımlaşma duygularını da harekete geçiren pozitif bir enerjidir.
Kimine göre sevgi; emektir fedakarlıktır, kendini unutup sen olmaktır. Sevgi kabullenmektir. Karşındaki insanı hatasıyla,doğrusuyla yanlışıyla,eksiyle,fazlasıyla kabullenmektir...sevgi ,ihanetin karşısında güçlü olmaktır... sevgi göz yaşını içine akıtmaktır affetmektir...sevgi uğruna her şeyi göze almaktır...sevgi tırnaklarınla kazdığın toprağa fidan dikmektir.. fidanları göz yaşınla sevginle umutlarla sulamaktır... Bir fidanı düşün ün onun ağaç olup mevsimi geldiğinde önce o güzel çiçeklerini görmek istersin sonra meyvesini tatmak istersin, tabi bunlar içinde bazı emekler verirsin. Verdin emeklere karşılık vermezse hüsrana uğrarsın ve bu hüsranı içine gömer kimseye söylemezsin ya işte budur sevgi.
Sevgiyle alakalı sözleri ve tanımları mutlaka daha da çoğalta biliriz. Her insanın çünkü kendine göre bir tanımı var demiştik. Sevgini ne olduğunu anlatmak çok zaman alacağı için burada hemen sevgiyle karıştırılan iki kavramında ne olduğunu açıklamak yerinde olacaktır.
Günümüz insanın sevgiyle karıştırdığı ilk kavram bence tutku’dur. Aslında tutkusuna kapılan insan belki bu yaşadığı duygunun tutku olduğunu bilmiyordur bile. O yüzden buna tutku demiyor da sevgi diyorlar. Tutku dediğimiz şey; birine veya bir olguya duyulan aşırı istek yada; bencilce sevmek, sevdiğine bencilce yaklaşmak, sadece kendisini düşünmek sevdiğini düşünmeden kendini düşünmenin adıdır tutku. Sevgiye çok yakın ama bir o kadar da uzak. Çünkü sevgide karşılıklı duyguların değeri varken tutku da sadece kendi duygularını anlamı ve değeri vardır. Bunu şuna benzete biliriz bence; Bir papatya tarlası düşünün... ilkbahar ayı Ve siz onun yanından geçen yolda yürüyorsun. Ve o papatya tarlasında bir papatya dikkatinizi çeker. Binlercesinden birisidir, ama siz onun yanına gidersiniz. Onda sizi çeken bir şeyler vardır. O papatyayı olduğu yerden koparırsınız. Sadece sizin olsun istersiniz. Sadece sizin. Öleceğini hiç düşünmeden. İçinizdeki şiddetin durduramadığı bir duyguyla gider ve onu oradan kopartırsınız. İşte bunun adıdır tutku, bencilliğin resmidir tutku. Dedik ya sevgiye çok yakın ama bir o kadar da uzaktır. Çünkü seven o papatyayı oradan koparmadan sever.
Sevgiyle karıştırılan diğer bir kavram da bence ihtirastır. İhtirası da aşırı ve güçlü istek olarak tanımlıyoruz. Ancak ihtirasın içinde de bu aşırı istekten kaynaklanan hatalar yer alır. Ne olursa olsun o olsun mantığı hakimdir. Muhteris insanlar önce kendine zarar verirken maalesef sevdiklerine de zarar verirler ve öyle bir düşünürler ki ben ölüyorsam sen de öleceksin düşüncesi hakimdir. Ben yanıyorsam sen de yan demektedir muhteris insanlar. Bu bakımdan muhterislerin de sevdiklerine sevgiden ziyade zarar verdikleri bir hakikattır.
Bütün bunlar bize sevginin aslında daha başka bir şey olduğunu kendi olmak değil o olmak olduğunu anlatmaktadır. Materyalist düzenin getirdiği bu sevgisiz ve tamamen menfaate, bencilliğe dayanan sevgiden uzak bir toplumda bu kavramların karışmasına fazla da şaşırmamak gerekiyor.
Peki sevgi buysa aşk ne o zaman? Aşkı nasıl tanımlayacağız ve anlamlandıracağız? Bunu da diğer yazımıza bırakıyor hakiki sevgiyi anlatan güzel mısralarla sizi baş başa bırakıyorum.
Sevmek;
Sevildiğini hissedebilmek,
Yaşamın her anında onu düşünebilmek,
Sahip olunsun olunmasın, sevebilmektir! ..
Sevmek;
Hep beklentisiz olabilmek,
Her şeyi ama her şeyi,
karşılıksız verebilmektir! ..
Sevmek;
Çağrılmadan yanına gidebilmek,
Çoğu zaman ağlanacak hâle bile gülebilmek
Her çirkinlikte bile bir güzellik görebilmektir! ..
Sevmek;
Kah bulutların üzerinde gezinmek,
Kah yeryüzünde sürünmektir! ..
Sevmek;
“Yetti gayri” dememek,
Yorulmak nedir? .. Usanmak nedir? .. Bilmemektir! ..
Sevmek;
Gerektiğinde nefsine “dur” diyebilmek,
Her şeyden önce gururunu yenebilmektir! ..
Neden ne olursa olsun, kin beslememek,
nefret etmemektir! ..
Sevmek;
İncinsen de, kırılsan da asla küsmemek,
Sanki hiçbir şey olmamışçasına,
çarpıp gittiğin kapıdan dönebilmektir! ..