Araştırmacı Yazarlar | Yazarlar

MESCİD-İ AKSA'DAN KABE'YE KIBLE'NİN DEĞİŞTİRİLMESİ

14 Nisan 2021, 15:39

         MESCİD-İ AKSA'DAN KABE'YE                   KIBLE'NİN DEĞİŞTİRİLMESİ

     Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

   Hz. Peygamber efendimiz (s.a.s) Medine'ye hicret ettikten sonra 16 veya 17 ay Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya yönelerek namaz kılmıştı.

Yeryüzünde ilk kıble Kâbe idi. Kâbe ilk önce Âdem (Aleyhisselâm) tarafından yapılmış, daha sonra kaybolan yeri İbrahim (Aleyhisselâm)'a Allah-u Teâlâ tarafından gösterilmiş, o da oğlu İsmail (Aleyhisselâm) ile birlikte onun temellerini yükseltmiştir.

   Resulullah (Aleyhisselâm)'a: "Yâ Resulellah! Yeryüzünde ilk kurulan mescid hangisidir?" diye sorulmuştu.

   "Mescid-i haram'dır."buyurdu. "Ondan sonra hangisidir?" diye sorulduğunda

   "Mescid-i aksâ'dır." cevabını verdi. Resulullah (Aleyhisselâm) Hicret'ten üç yıl önce Kudüs'teki peygamberler makamı olan Mescid-i aksâ'ya doğru namaz kılmaya başlamıştı. Namaz kılarken Mescid-i aksâ'ya doğru yönelir, Kâbe de önünde bulunurdu. Medine'de bulunan müslümanlar da namazlarını Mescid-i aksâ'ya doğru kılıyorlardı. Hatta Medine devrinin ilk yıllarında yapılan Kuba mescidi ile Mescid-i nebevi'nin kıbleleri de Mescid-i aksâ'ya doğru yapılmıştı.Resulullah Aleyhisselâm hicret edince Mescid-i aksâ'ya doğru namaz kılarken Kâbe'nin arkada kalışından üzüntü duyuyor, öteden beri de ceddi İbrahim Aleyhisselâm'ın kıblesi olan Kâbe'ye yönelerek namaz kılmayı arzu edip duruyordu.

   Hele yahudilerin: "Muhammed ve arkadaşları, biz gösterinceye kadar kıblelerinin neresi olduğunu bile bilmiyorlardı." gibi sinsi sinsi lâflar etmeleri kendisini büsbütün rahatsız ediyordu. Bir gün Cebrâil Aleyhisselâm geldiğinde:

   "Yâ Cebrâil! Rabb'imin yüzümü yahudilerin kıblesinden döndürüp Kâbe'ye çevirmesini arzu ediyorum." buyurdu.

   Cebrâil Aleyhisselâm: "Ben ancak bir kulum, sen Rabb'ine niyazda bulun, O'ndan iste!" cevabını verdi. Artık namaza duracağı zaman başını semâya doğru kaldırmaya başlamıştı.

   Hicretin ikinci yılında Medine'de ikâmetinin on yedinci ayının ortalarında bir pazartesi günü, Seleme oğulları yurduna gitmiş; oranın mescidinde Müslümanlara İkindi namazı kıldırıyordu. Birinci rekât kılınmış, ikinci rekâtın sonuna gelinmişti. Tam bu esnada kıblenin değişmesi ile ilgili vahiy nâzil oldu, Allah-u Teâlâ Mescid-i aksâ'dan Mescid-i haram'a dönülmesini emretti. Âyet-i kerime'de şöyle buyuruluyor:

   "Resul'üm! Biz senin, yüzünü çok kere göğe doğru çevirip durduğunu görüyoruz. Artık seni hoşnud olacağın bir kıbleye elbette çevireceğiz." (Bakara: 144)

   Seni sevdiğin bir kıbleye, atan İbrahim'in kıblesi olan Kâbe'ye yönelteceğiz.

   "Bundan böyle yüzünü Mescid-i haram tarafına çevir!" (Bakara: 144)

Resulullah Aleyhisselâm yönünü hemen Kâbe'ye doğru çevirdi, cemaat de safları ile birlikte döndüler. Kudüs'e yönelerek başlanılan namazın son iki rekâtı, yeni kıble olan Kâbe'ye doğru kılınarak tamamlandı. Bu sebepten dolayı Seleme oğulları mescidine "İki kıbleli mescid" mânâsına gelen "Mescid-i kıbleteyn" adı verilmiştir.

   Bu suretle eski kıble kaldırılmış ve "İstikbâl-i Kıble" farz olmuş oldu.

Dünyanın her yerinde, her Müslüman’ın her zaman yönünü Kâbe-i Muazzam’aya döndürmesi zor olduğundan, bizzat "Kâbe" denilmeyip, "Mescid-i haram tarafına" denilmiştir. Mescid'i haram ise Kâbe-i muazzama'nın kendisi değil, çevresindeki "Harem-i şerif"tir. Kâbe'nin kendisi Mescid-i haram'da namaz kılanlar içindir.

   Allah-u Teâlâ Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-ini bizzat böyle bir emirle taltif buyurduktan sonra diğer yerlerde yaşayan diğer Müslümanlara da ayrıca şöyle buyuruyor:

   "Siz de (ey müminler!) nerede olursanız olun (namazda) yüzlerinizi o tarafa çevirin." (Bakara: 144)

   Şimdi siz artık bununla memursunuz. Yeryüzünün neresinde olursanız olunuz, namaz kılmak istediğiniz zaman yüzünüzü Kâbetullah tarafına çeviriniz.

   "Kendilerine kitap verilenler, bunun Rabb'lerinden gelen bir gerçek olduğunu çok iyi bilirler." (Bakara: 144)

   Yahudiler ve Hıristiyanlar birlikte olmak üzere ehl-i kitap, geleceği müjdelenen Peygamber'in kıblesinin İbrahim Aleyhisselâm'ın kıblesi olan Kâbe olduğunu biliyorlardı. Fakat onlar insanların kalplerine şüphe atarak onları fitneye düşürmek isterler. "Allah onların yaptıklarından habersiz değildir." (Bakara: 144)

   Bu ilâhi emirden sonra Medine ve civârında bulunan bütün mescidlerin kıbleleri değiştirildi.

   Allah-u Teâlâ kıbleyi önce Beyt-i Makdis yapıp, sonra onu Kâbe'ye çevirmesinde büyük bir hikmet olduğu gibi; Müslümanlara, müşriklere, yahudilere ve münâfıklara da büyük bir imtihan vardı.

   Şöyle ki;

   Müslümanlar: "İşittik, iman ettik, hepsi Rabb'imizin katındandır. "dediler. Bunlar Allah-u Teâlâ'nın kendilerine hidayet verdiği kimselerdir. Bu durum onlara hiç ağır gelmedi.

   Müşrikler: "Kıblemize döndüğü gibi, yakında belki dinimize de döner. Muhammed bu tarafa, doğru bu olduğu için döndü."dediler.Yahudiler: "Kendinden önceki peygamberlerin kıblesine muhalefet etti. Eğer Muhammed peygamber olsa, peygamberlerin kıblesine doğru namaz kılardı." diye fitne yaymaya başladılar. İçlerinden bazıları da: "Şimdiye kadar üzerinde bulunduğun kıblene tekrar dön de, sana tâbi olalım, seni tasdik edelim." diyerek Resulullah Aleyhisselâm'ı bile fitneye uğratmaya çalıştılar. "Bu ne iş böyle, kâh buraya kâh oraya? Bunda kesinlik olsa böyle olur mu?" diyenler de vardı.

   Münâfıklar ise: "Muhammed nereye döneceğini bilmiyor. Eğer birincisi doğruysa onu terk etmiştir. Doğru olan ikincisi ise, demek ki önceleri doğru yolda değildi." diye ortaya bir başka fitne attılar.

Hepsi de beyinsiz oldukları için, Allah-u Teâlâ'nın belli bir yön ile sınırlı olduğunu düşünüyorlardı.

   Allah-u Teâlâ onlar hakkında Âyet-i kerime'sinde şöyle buyurdu:

"İnsanlardan birtakım beyinsizler:

   'Yöneldikleri kıbleden onları çeviren nedir?' diyecekler.

   De ki: Doğu da batı da Allah'ındır. O kimi dilerse onu doğru bir yola iletir." (Bakara: 142)

   Allah-u Teâlâ gerçekten de müminleri doğru yola iletmiş, dünya saadetine ahiret selâmetine erdirmiştir. Rahmetini dilediğine tahsis eden O'dur. Allah CC selamı bereketi Rahmeti üzerinize olsun,

               METİN ALKAN

                    EĞİTİMCİ YAZAR

 

Araştırmacı Yazarlar
 Araştırmacı Yazarlar internet sitelerinde yayınlanan haberler ve köşe yazılarının tüm hakları Araştırmacı Yazarlar Yayın Grubuna aittir. Kaynak gösterilerek dahi haberin veya köşe yazısının tamamı yazılı izin alınmaksızın kullanılamaz. Sadece alıntı yapılan haberin veya köşe yazısının bir bölümü, alıntı yapılan habere/yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.
ÖNCEKİ YAZILARI
VİDEO GALERİ
 
YAZARLARIMIZ
Y
Metin ALKAN
ZEKAT , FİTRE VE ORUÇ FİDYESİ KİMLERE VERİLİR?
Y
ferit karasu
YÜREĞİM DEKİ ŞEHİR
Y
Nurcan CANKORU
MENZİLE
Y
Mehmet GÖÇMEZ
ANMAK MI ANLAMAK MI
Y
SERDAR BOZDOĞAN
TARİH BİZİ ÇAĞIRIYOR BİZDE TARİHE YENİDEN ÇAĞ AÇTIRIYORUZ
Y
Pınar SÖNMEZ
AŞK BİR NOKTA
Y
Hatice BAŞKAN
KADINSIN
Y
Fatmanur KUŞ
SU GİBİ AZİZ OL EVLADIM
Y
Duygu Gürses DİKEN
MALINI BAĞIŞLAYAN ELBETTE KURTULUŞA ERMİŞTİR..
Y
Zeynep DEMİR
önce sela, sonra adın okunur minarelerden.
Y
Ayhan KÜFLÜOĞLU
Eşyayı gösteren Rabbimiz’in varlığı, o eşyadan daha zahir ve kesin
Y
Nur KABADAYI
Umut Ederek Yaşamak
Y
Büşra ŞENTÜRK
Sen Kaderim Misin
Y
Büşra Nur GECE
Mabede İsmet; Meryem'e Betül Sıfatı Yakışır...
Y
Merve DİKİCİ
TEVEKKÜL KIL
Y
Ebru ATA
KIYIYA İNSANLIK VURDU
Y
Mustafa KAYALI
ZAMAN VE MEKÂNDA KIBLEMİZ
Y
Türker ELMAS
NUR ve HAKİKAT AVCILIĞI
Y
Nagihan ZENGİN
Ademiyetten Kemaliyete İrfan Yolculuğu
Y
Öznur MACİT
bir b/akış bir yürüyüş (04,05,14 Eskici dergi yayınlandı)
 
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
BİR DOST PENCEREMDEN TÜRKİYEDE HANGİ NURCU KOLLARI FETÖYE DESTEK VERİYOR 2022 RAPORU VE BELGELERİ REFERANDUM SEÇİMLERİ ÖNCESİ BOMBADA FETÖNÜN PARMAK İZLERİ!!! (1)
 
KONUK YAZARLARIMIZ
K
İsmail GENÇ
İnsanız ve İnsanlığı Özlüyoruz
K
Emrah POLAT
Vahametlerle İmtihan ve Müracaat
K
Mehmed ESMER
Kubbetüs Sahra'yı tanıyacağız
K
Elif NİSA
Gerçekten İnsan Azar
K
Elif MUSLUOĞLU
Cemâli Bâ Kemâle Seyredelim
K
Fikriye AYYILDIZ
GAFLET
K
Merve YAĞMUR
ÖLMEDEN ÖNCE ÖLÜNÜZ
K
Fuat TÜRKER
Münafıklar Kavramıyorlar!
K
Hüray BOZBIYIK
TESETTÜRÜN VERDİĞİ HUZUR
 
ÖZEL RÖPORTAJ
Ferudun Özdemir: 'Allah Var, Problem Yok'
Ferudun Özdemir: 'Allah Var, Problem Yok'
Ferudun Özdemir, “Allah var, problem yok!” adlı kitabında, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, Allah'a dayanıp, O'na güvenen insanların bir şekilde aydınlığa kavuşacaklarının farkındalığını oluşturuyor zihinlerde…
 
E-POSTA LİSTESİ
 
FOTO GALERİ
 
ANKET

Web Sitemize Nasıl Ilaştınız?




 
cheap jordans|wholesale air max|wholesale jordans|wholesale jewelry

Sitemizde yayınlanan haberlerde basın ahlakına, hukuk ilkelerine, insan hak ve özgürlüklerine bağlı kalacağımıza söz veririz. Yazarlarımızın yazılarıyla ilgili her türlü sorumluluk kendilerine aittir. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.

Adres : Sizde Araştırmacı Yazarlara Katılabilir Çalışmalarınızı Yayınlatabilirsiniz! arastirmaciyazarlar@gmail.com a Ad Soyad ve Yazar Resminizle birlikte gönderin değerlendirelim