Araştırmacı Yazarlar | Yazarlar

PEYGAMBER AŞIĞI NABİ

14 Nisan 2020, 19:12

            PEYGAMBER AŞIĞI NABİ

       Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

   Mescid-i Nebi'nin müezzinlerine okudukları Türkçe naatın kimin olduğunu ve nerden öğrendiklerini sorulduğunda, müezzinler, konunun sır olduğunu düşünerek önce cevap vermek istemezler. Sonra...

   Edebiyatımızın büyük şairlerinden Süleyman Nâbî, Sultan 4. Mehmet döneminde önemli devlet adamlarıyla birlikte hacca gider. Her Müslüman şair için hac ibadeti, olağan üstü bir olaydır; çünkü metafizik gerilime düşen şair, en yüksek estetik tecrübeyi edinmektedir. Hiç şüphesiz Nabi için Medine’ye gidip Hz. Peygamber’in kabr-i şeriflerini ziyaret , Mekke’de Kabe-i Muzzama’da  tavaf etmek çok heyecan verici bir olaydır. Dolayısıyla hac kafilesinin Medine’ye yaklaştığı sırada şair          Nabi’nin sözkonusu heyecanı doruk noktasına ulaşır.Kafile şafak vakti Medine-i Münevvere’ye girmektedir. Ravza-i Mutahhara’nın minarelerinden sabah ezanı okunmaktadır. Müezzin, ezanın ardından Türkçe bir kaside okumaya başlar. 

   “Sakın terk-i edebden kûy-ı mahbûb-ı Hudâdır bu
   Nazargâh-ı ilâhidir Makâm-ı Mustafa’dır bu”

   Nâbi ve hac kafilesinde bulunanlar, Mescid-i Nebi minarelerinden Türkçe şiir okunması karşısında hayrette kalırlar. Nâbî, dikkat eder, okunan kendi şiiridir. İşin ilginç yanı bu naat, Nâbi’nin o gece, yani birkaç saat önce yazdığı şiirdir.

   Namaz bitip Mescid-i Nebi’de yavaş yavaş cemaat dağılırken, Nâbi birkaç arkadaşıyla birlikte heyecan içinde müezzinlerin yanına varır. Müezzinlerden okudukları Türkçe naatın kimin olduğunu ve nerden öğrendiklerini sorarlar. Müezzinler, konunun kendileri için bir sır olduğunu düşünerek önce cevap vermek istemezler.  

   Fakat Nâbi, ısrar eder, bu Türkçe naatı o gece kendisinin yazdığını belirtir. Bu kez de müezzinler heyecanlanır. “Senin ismin Nâbi mi?” diye sorarlar şaire...”Evet” cevabını alınca ellerine kapanırlar. Nabi de müezzinlerin boyunlarına sarılır tek tek.

   Müzzinler, Mescid-i Nebi minarelerinden Türkçe şiir okunması olayının açıklamasını şöyle yapar: “Bu gece Allah Rasulü rüyamızda bize, ‘Ümmetimden Nâbi isimli bir şair, beni ziyarete geliyor. Bu zat, bana karşı son derece büyük bir sevgi ile doludur. Bu aşkını ifade için şöyle bir naat yazmıştır. Siz, bu natı, bu sabah minarelerden onun buraya beni ziyarete gelişi şerefine okuyun.”
   PEYGAMBER AŞKI

   Nabi, Mescid-i Nebi müezzinlerinin okuduğu Türkçe şiiri gerçekten o gece yazmıştır.. Şiirin yazılış hikayesi de çok ilginçtir: Kafile, Medine-i Münevvere’ye yaklaşmıştır. Vakit gecedir. Nabi, hac kafilesinde bulunan önemli devlet adamlarından bir paşayla aynı çadırda kalmaktadır.

   Resûlullah (sas) Efendimiz’e bir an önce ulaşma özlemiyle Nâbî’nin gözüne uyku girmemiştir. Fakat paşa, hem de ayaklarını Medine tarafına, Kıble’ye doğru uzatmış, uyumaktadır. Bu durum Nabi’yi son derece üzer. “İki cihan güneşinin bulunduğu topraklara geldik. Biraz sonra Medine şehrine gireceğiz. Böyle yatmak hiç münasip olur mu?” diye düşünür. Hz. Peygamber’in (s.a. v) beldesinde, edebe aykırı böyle bir gaflet hâline çok üzülmüştür. Dolayısıyla Medine yakınlarında gece çadırda paşa döne döne uyurken, Nabi de oturup bu şiiri yazmıştır.

   Mescid-i Nebi müezzinlerinin yaptığı sözkonusu açıklama karşısında, Paşa’nın utancını, Nâbi’nin ise sevincini anlatmak, bu iki ruh halini tasvir etmek elbette imkânsızdır.

   Paşa, utancını hangi kelimelerle dile getirmeye çalıştı bilinmez, ama Nâbi’nin dudaklarından şu kelimeler dökülür: “Demek ki sevgili peygamberimiz bana ‘Ümmetimden bir şair’ dedi. Demek ki iki cihan güneşi beni ümmetliğine kabul etti.”

Nâbi’nin bu hac seyahatinde “Tuhfetü’l-Harameyn” isimli bir gezi kitabı yazmıştır. Bu naat ile birlikte pek çok şiirin, hatıralarının ve gözlemlerinin yer aldığı bu kitap, yazıldığı günden bu yana inanmış gönülleri aşk ve heyecanla coşturmaktadır. Bu naatın, edebiyatımızdaki peygamber sevgisini anlatan şiirler arasında çok özel bir yeri vardır.

   BÜYÜK ŞAİRİMİZ YUSUF NABİ

   Asıl adı Yusuf olan şair, onun “hiçlik-yokluk” anlamına gelen “Nâbi” mahlasını kullanarak, ki “Na” ve “Bi” kelimeleri Arapça ve Farsça’da “yok” anlamına gelmektedir,  varlık kapısına ulaşmak ve lütufla muamele görmek için insanın önce “yokluk” elbisesini giymesi gerektiğini ifade etmiş olmaktadır. 

   Nabi,1642 yılında Urfa’da doğar. Urfa’nın tanınmış ailelerindendir. Iyi bir eğitim görmüştür. Arapça’yı ve Farsça’yı çok iyi bilir. Devrinde “ Sultanü’ş-Şuara “ diye anılmıştır. Tasavvuf terbiyesi de görmüş olan Peygamber âşığı Nâbî, altı Osmanlı padişahının hükümdarlığına tanıklık etmiş ve tüm bu padişahlar tarafından sevilip desteklenmiştir.

   Halep Valisi Baltacı Mehmet Paşa, sadrazam olunca Nâbi'yi yanına alır. Şair 1666 yılında 24 yaşındayken İstanbul'a gelir. Bu dönemlerde Nâbi Darphane Eminliği, Başmukabelecilik gibi görevlerde bulunur.

   Nâbi sadece iyi bir şair değil, çok güzel bir sese de sahiptir ve 'Seyid Nuh' mahlasıyla besteler yapmıştır.  Eserlerinin büyük kısmını Halep'de kaleme alan Nâbî, toplumsal ve sosyal hayatı eleştiren, didaktik şiirler yazar. Eserlerinde Osmanlı'nın duraklama devrinde yönetim ve toplumun içerisine düştüğü dejenerasyona vurgu yaparak sert eleştiriler getirir.

   NABİ’NİN NATI

   Nabi’nin ziyareti şerefine Hz.Peygamber’in (s.a.v.) mescidinde okuttuğu Türkçe şiirin dizelerinden gönülleri kanatlandırabiliyoruz artık:

   Sakın terk-i edebden kûy-ı mahbûb-ı Hudâdır bu
   Nazargâh-ı ilâhidir Makâm-ı Mustafa’dır bu

   (Cenab-ı Hakk’ın nazargâhı ve O’nun sevgili peygamberi Hz. Muhammed Mustafa’nın makamı ve beldesi olan bu yerde edebe riayetsizlikten sakın.)

   Felekte mâh-i nev Bâbü’s-selâm’ın sîne-çâkidir
   Bunun kandili Cevzâ matlâ-i nûr-i ziyâdır bu
 

   (Gökyüzünde hilâl, O’nun selâm kapısının yüreği yaralı âşığıdır. Semadaki Cevza(ikizler burcu)nın nur ve ışık kaynağı O’dur )

   Habîb-i kibriyâ’nın hâbgâhıdır fazilette
   Teveffuk kerde-i arş-ı Cenâb-ı Kibriyâdır bu

    (Burası, Allah (cc)’ın sevgilisinin ebedî istirahatgâhının, türbesinin bulunduğu yerdir ve fazilet bakımından Cenâb-ı Hakk’ın arşının bile üstündedir.)

Bu hâkin pertevinden oldu deycûr-ı adem zâil
Amâdan açtı muvcûdat çeşmin tûtiyâdır bu
   (Bu mübarek toprağın ziyasından yokluk karanlığı sona erdi. Varlık âlemi, körlük ve yokluktan gözünü onun sürmesiyle açtı.)

   Mürâât-i edeb şartıyla gir Nabî bu dergâha
   Metâf-i kudsiyândır bûse-gâh-ı enbiyâdır bu

   (Ey Nâbi, bu dergâha edep kurallarına uyarak gir. Zira; burası meleklerin etrafında pervane gibi döndüğü, peygamberlerin hürmetle öptüğü mübarek bir makamdır.)
   Nabi, sözkonusu iltifata, Peygamber Efendimiz’e duyduğu muhabbetten ve gösterdiği edepten dolayı nâil olmuştur. Hz.Mevlânâ’ya göre “edep, insanın bedenindeki ruhtur, enbiyâ ve evliyânın göz ve gönül nurudur, şeytanın katilidir, insanla hayvanı birbirinden ayıran en önemli vasıftır.” Erzurumlu İbrahim Hakkı, “Edep bir tâc imiş nûr-i Hüdâdan / Giy ol tâcı, emin ol her belâdan.” dizelerinde ne kadar haklıdır. Allah ve Rasulü’ne yükselen merdivenin basamakları, ancak edeple çıkılır..

    NABİ’NİN MEZARI ARTIK YOK..

   Edep timsali Nabi’nin biz evlatları oldukça edepten uzaklaşmış olmalıyız ki Nabi'nin Karacaahmet'teki mezarı artık yok; çünkü üzerine başkaları defnedilmiş ve mezar taşı bir kenara konulmuş. Bunun düzeltilmesi gerekiyor. Büyük şaire  büyük bir ayıp. Allah CC selamı bereketi Rahmeti üzerinize olsun.   METİN ALKAN

           EĞİTİMCİ YAZAR

 

Araştırmacı Yazarlar
 Araştırmacı Yazarlar internet sitelerinde yayınlanan haberler ve köşe yazılarının tüm hakları Araştırmacı Yazarlar Yayın Grubuna aittir. Kaynak gösterilerek dahi haberin veya köşe yazısının tamamı yazılı izin alınmaksızın kullanılamaz. Sadece alıntı yapılan haberin veya köşe yazısının bir bölümü, alıntı yapılan habere/yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.
ÖNCEKİ YAZILARI
VİDEO GALERİ
 
YAZARLARIMIZ
Y
Metin ALKAN
ZEKAT , FİTRE VE ORUÇ FİDYESİ KİMLERE VERİLİR?
Y
ferit karasu
YÜREĞİM DEKİ ŞEHİR
Y
Nurcan CANKORU
MENZİLE
Y
Mehmet GÖÇMEZ
ANMAK MI ANLAMAK MI
Y
SERDAR BOZDOĞAN
TARİH BİZİ ÇAĞIRIYOR BİZDE TARİHE YENİDEN ÇAĞ AÇTIRIYORUZ
Y
Pınar SÖNMEZ
AŞK BİR NOKTA
Y
Hatice BAŞKAN
KADINSIN
Y
Fatmanur KUŞ
SU GİBİ AZİZ OL EVLADIM
Y
Duygu Gürses DİKEN
MALINI BAĞIŞLAYAN ELBETTE KURTULUŞA ERMİŞTİR..
Y
Zeynep DEMİR
önce sela, sonra adın okunur minarelerden.
Y
Ayhan KÜFLÜOĞLU
Eşyayı gösteren Rabbimiz’in varlığı, o eşyadan daha zahir ve kesin
Y
Nur KABADAYI
Umut Ederek Yaşamak
Y
Büşra ŞENTÜRK
Sen Kaderim Misin
Y
Büşra Nur GECE
Mabede İsmet; Meryem'e Betül Sıfatı Yakışır...
Y
Merve DİKİCİ
TEVEKKÜL KIL
Y
Ebru ATA
KIYIYA İNSANLIK VURDU
Y
Mustafa KAYALI
ZAMAN VE MEKÂNDA KIBLEMİZ
Y
Türker ELMAS
NUR ve HAKİKAT AVCILIĞI
Y
Nagihan ZENGİN
Ademiyetten Kemaliyete İrfan Yolculuğu
Y
Öznur MACİT
bir b/akış bir yürüyüş (04,05,14 Eskici dergi yayınlandı)
 
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
BİR DOST PENCEREMDEN TÜRKİYEDE HANGİ NURCU KOLLARI FETÖYE DESTEK VERİYOR 2022 RAPORU VE BELGELERİ REFERANDUM SEÇİMLERİ ÖNCESİ BOMBADA FETÖNÜN PARMAK İZLERİ!!! (1)
 
KONUK YAZARLARIMIZ
K
İsmail GENÇ
İnsanız ve İnsanlığı Özlüyoruz
K
Emrah POLAT
Vahametlerle İmtihan ve Müracaat
K
Mehmed ESMER
Kubbetüs Sahra'yı tanıyacağız
K
Elif NİSA
Gerçekten İnsan Azar
K
Elif MUSLUOĞLU
Cemâli Bâ Kemâle Seyredelim
K
Fikriye AYYILDIZ
GAFLET
K
Merve YAĞMUR
ÖLMEDEN ÖNCE ÖLÜNÜZ
K
Fuat TÜRKER
Münafıklar Kavramıyorlar!
K
Hüray BOZBIYIK
TESETTÜRÜN VERDİĞİ HUZUR
 
ÖZEL RÖPORTAJ
Ferudun Özdemir: 'Allah Var, Problem Yok'
Ferudun Özdemir: 'Allah Var, Problem Yok'
Ferudun Özdemir, “Allah var, problem yok!” adlı kitabında, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, Allah'a dayanıp, O'na güvenen insanların bir şekilde aydınlığa kavuşacaklarının farkındalığını oluşturuyor zihinlerde…
 
E-POSTA LİSTESİ
 
FOTO GALERİ
 
ANKET

Web Sitemize Nasıl Ilaştınız?




 
cheap jordans|wholesale air max|wholesale jordans|wholesale jewelry

Sitemizde yayınlanan haberlerde basın ahlakına, hukuk ilkelerine, insan hak ve özgürlüklerine bağlı kalacağımıza söz veririz. Yazarlarımızın yazılarıyla ilgili her türlü sorumluluk kendilerine aittir. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.

Adres : Sizde Araştırmacı Yazarlara Katılabilir Çalışmalarınızı Yayınlatabilirsiniz! arastirmaciyazarlar@gmail.com a Ad Soyad ve Yazar Resminizle birlikte gönderin değerlendirelim