Prof. Dr. Ahmet Akgündüz yazdı ;
'MÜSLÜMAN MİLLETİME TARİHÎ İKAZIMDIR'
SULTAN ABDÜLHAMİD VE MENDERESİ YALNIZ BIRAKTIĞIMIZ GİBİ TAYYİB ERDOĞAN’I YALNIZ BIRAKMAYALIM; İSLAM DÜŞMANLARININ OYUNUNA GELMEYELİM.
Uluslararası İslâm düşmanlarının 2018 mahallî ve umumî seçimleri için fitneler ve tuzaklar hazırladıkları bugünlerde, saf Müslümanların iftiralara, algı operasyonlarına ve tuzaklarına aldanarak, mevcut Cumhurbaşkanımız Recep Tayyib Erdoğan’ı ve ülkemizin ilerlemesini durdurmak ve hatta vatanımızı parçalamak istiyorlar.
Bu ülke ve millet adına en çok korktuğum da, ülkeyi bu zamana kadar harabeye çeviren şer güçler, kendi aralarında ittifak yaparak ve çeşitli dalavereler çevirerek, İstanbul gibi 10 küsur yıldır cennete çevrilmiş olan ülkemizi, yukarıdaki ikazlara uymaz ve ittifak etmezsek, yeniden çöp yığınlarını çöp dağlarına çevirecek yâd ellere kaptırma tehlikesidir.
Birbirimizin kusurunu söyleyelim; ama memleketi harap etmeyelim.
Yoksa, Türkiye’nin Mısır’a dönmesini bekleyen iç ve dış düşmanları sevindirerek, Allah’ın gadabını üzerimize celb etmeyelim.
Gelin rahmet meleklerini davet edelim ve şeytanları üzelim, yanımızdan kaçıralım.
Unutmayınız ki, Türkiye, Sultan Abdülhamid devrinden ve hatta III. Selim devrinden sonraki en güzel günlerini yaşıyor. Bildiğiniz gibi, nimet şükür ister ki devam etsin.
Sultan Abdülhamid’i İslâm Ümmeti Yalnız Bıraktı ve İslam Alemi Parçalandı...
Maalesef, İttihad ve Terakkiciler, içlerinde samimi Müslümanlar ve vatanperverler bulunsa da, İslam düşmanlarının propagandalarıyla Sultan Abdülhamid’i devirdiler ve Osmanlı Devletini param parça ettiler; maalesef İslam ümmeti sahip çıkamadı ve bir kısmı da aldandı.
31 Mart 1909 ayaklanması, BIS (British Intelligence Servis) tarafından tertiplenmiş, imparatorluk politikasında henüz çok toy olan İttihatçılar’a icra ettirilmiş, iğrenç bir eylemdir.
Hedef, Sultan Abdülhamîd’i tahttan indirmekti. Maksat hâsıl oldu.
Adnan Menderes’e Sahip Çıkamadık; 70 Cente Muhtac Olduk...
Cenab-ı Hak, merhum Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ı gönderdi ve biraz nefes aldık; ancak İslam düşmanları onu da zehirlediler bu milleti altını tutamayan bir Başbakan’a ve kumarbazlara teslim ettiler.
İslâm düşmanlarının Son Hedefi Cumhurbaşkanımız
sayın Recep Tayyib Erdoğan'dır;
2018’de O'na sahip çıkmazsak Vatanımızı böleceklerdir.
Muhterem kardeşlerim! Cenab-I Hak bu millete Cumhurbaşkanı Tayyib Erdoğan gibi bir zatı Nasip eylemiştir. Yakından ve şahsen 25 yıldır tanıdığım bu zat, samimi bir Müslüman ve önemli bir İslâm Kahramanıdır.
Beni tenkit edebilirsiniz, kanaatimce 21. Yüzyılın siyasi manada İslâm Müceddidir.
Biz bunu söylerken, asla onun peygamber veya ma’sum olduğunu iddia etmiyoruz. Ancak şunu söylüyoruz:
Muhterem Cumhurbaşkanımızın haseneleri de vardır; bazı hataları da bulunabilir. Allah’ın adâleti ile mizana vurursak, haseneleri ve İslam âlemine yaptığı hizmetler karşılığında, bir kısım zihinlerde oluşan hataları, küçük çakıl taşları hükmündedir. Ancak bu millete ve devlete yaptığı hizmetler; İslâm düşmanlarının tuzaklarını bozacak siyaseti ve dağlar kadar kıymetli haseneleri vardır..
Eğer Kâ’be hürmetinde olan imanını ve Uhud Dağı büyüklüğünde buluna İslâmiyeti gibi çok İslamî vasıflarını düşünürsek; muhabbeti, hürmeti ve sahip çıkmayı gerektiren onlarca vasıfları vardır.
Bir kısım biçare Müslümanların düşmanlığına sebebiyet veren ve âdi taşlar hükmünde olan bazı kusurları, iman ve İslâmiyet ve diğer vasıfları gibi sıfatlarına tercih etmek, o derece insafsızlık ve akılsızlık ve pek büyük bir zulüm olduğu ortadadır ki, aklımız varsa anlarız ve 2018 de ona sahip çıkarız. . .
İslam âlemi ve Türkiye tam bir buçuk asırdır, şu anda Türkiye’nin yaşadığı İslâmî inkişafı ve maddi refahı yaşamamıştır. III. Selim’den beri arzulanan hedefler, bugün birebir gerçekleşmektedir. Ne hizmet erlerine, ne ışık evlere, ne medreseler, ne Kur’an kurslarına ve ne de hiçbir İslâmî hizmete engeller çıkarılmak şurada dursun, kapıları aralanmakta ve destekler yağmaktadır. Abdülhamdi’den beri yapılmamış dini eserler ve vakıf eserleri tamirleri yapılmıştır.
Recep Tayyib Erdoğan Uluslararası İslâm düşmanları tarafından neden sevilmiyor?
Muhterem Cumhurbaşkanımızı sevmeyenlerin bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
Eğer Amerika, Avrupa ve bütün dünyadaki İslâm düşmanlarının yayın organlarını ve Cumhurbaşkanımız hakkında yazdıkları ithamları okursanız, dışımızda
“Dinî cemaatlere baskı yap” diyen İslâm düşmanı Trumplar ve Merkel’leri ve nihayet hıyanet örgütünü; İslâm âleminde Müslümanlara zulmeden ve İsrail’le beraber olan Sisi’leri ve Amerikan köpeklerini; içerde ise Cami düşmanı mimarları, komünist sendika liderlerini, Müslümanları katleden Esed’cileri, Alevilikten nasibi olmayan ve o adı kullanan Ali’siz Alevîleri; kısaca ateistler, ve kafatasçıları görürsünüz. Bunların sevmediği Cumhurbaşkanımızı biz elbette seveceğiz.
Avrupalı bazı radikal gruplar ve buna ilaveten Amerika ve İsrail’den karanlık güçler. Avrupa’daki bu gruplar, şu anda belki 2018’de özellikle Meral Akşener muvaffak olur diye bayram yapıyorlar. Aslında buna dair en güzel yorumu Rus Faşist lider Jirinowski yaptı: Türkiye’nin yeni Osmanlı olmasını engellemek, İslâm âlemi ile ittifak yapmasını önlemek ve İslâm âleminin maddi servetinin Türkiye’de toplanmasına mani olmak isteyenler.
Kısaca dinini ve vatanını seven ehl-i imanın büyük çoğunluğu bu hükümeti seviyor; ama bu iki değere düşman olanlar sevmiyorlar.
Ey ehl-i iman!
Zillet içinde esaret altına girmemek isterseniz, aklınızı başınıza alınız!İhtilafınızdan istifade eden zalimlere karşı اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ kal’a-i kudsiyesi içine giriniz; tahassun ediniz. Yoksa ne hayatınızı muhafaza ve ne de hukukunuzu müdafaa edebilirsiniz.
Malûmdur ki; iki kahraman birbiriyle boğuşurken; bir çocuk, ikisini de döğebilir.
Bir mizanda iki dağ birbirine karşı müvazenede bulunsa; bir küçük taş, müvazenelerini bozup onlarla oynayabilir; birini yukarı, birini aşağı indirir. İşte ey ehl-i iman! İhtiraslarınızdan ve husumetkârane tarafgirliklerinizden kuvvetiniz hiçe iner, az bir kuvvetle ezilebilirsiniz. Hayat-ı içtimaiyenizle alâkanız varsa, اَلْمُؤْمِنُ لِلْمُؤْمِنِ كَالْبُنْيَانِ الْمَرْصُوصِ يَشُدُّ بَعْضُهُ بَعْضًا düstur-u âliyeyi düstur-u hayat yapınız, sefalet-i dünyeviyeden ve şekavet-i uhreviyeden kurtulunuz!..” Mektubat (269 – 270).
ALINTI..