İLK VAKIF
Rahman ve Rahim olan Allah(ın adıyla
Vakıf O'nunla Başladı. Kaynaklar, ilk vakfın Rasul-i Ekrem A.S. tarafından kurulduğunu naklediyor. Evet, ilk vakfı O kurdu, bir hizmet şemsiyesi olarak asırlar boyunca müslümanlar ayakta tuttu. Ölümden sonra devam edecek bir sevap kapısı olarak evlerini, tarlalarını, bahçelerini vakfettiler. Bu vakıflarla eğitimden sağlığa, dul ve yetimlerden yolda kalmışlara, kısaca akla gelebilecek her ihtiyaç sahibine ve sahasına hizmet verdiler.
Vakıf İslâm hukukunda şöyle tarif edilir: Bir malı başkalarının sahiplenemeyeceği şekilde mülkiyetini Allah’a ait kılarak, kullanım hakkını tasadduk etmektir.
İlk vakfın Rasul-i Ekrem A.S. tarafından kurulduğu rivayet edilir. Kaynaklarda bildirildiği üzere, Muhayrık isimli yahudi bir zat Uhud harbine katılmış ve ölümü halinde bütün mallarının Peygamber A.S. Efendimiz’e teslim edilmesini, O’nun da dilediği şekilde bu malları kullanmasını vasiyet etmişti. Muhayrık vefat edince, Efendimiz A.S. da ondan kalan bahçeleri çeşitli hayır işlerine vakfetmişti.Mallarıyla ilk vakfın yapıldığı Muhayrık’a gelince; garip ve derslerle dolu bir tecelli, müslüman olup olmadığı konusunda kesin bir bilgi bulunmuyor.
Dinimizdeki vakıfla ilgili hükümlere kaynaklık etmesi bakımından şu olay da önemlidir:
Hz. Ömer R.A., Hayber’deki arazisiyle ilgili olarak Efendimiz A.S.’a müracaat ediyor. Bu arazinin çok kıymetli olduğunu belirttikten sonra, ne yapacağı hakkında Allah’ın Elçisi’nden tavsiye istiyor. Efendimiz A.S. da “Onu dilediğin şekilde kayıt altına al, gelirlerini ise tasadduk et!” buyuruyor. Bunun üzerine Hz. Ömer R.A. o araziyi satılamayacak, hibe ve miras olunamayacak şekilde insanların faydalanmasına bırakıyor. Bunu yaparken de, araziyle ilgili görevlilerin bu arazinin mahsullerinden aşırıya kaçıp ticaret yapmamak kaydı ile yemesinde ve arkadaşlarına yedirmesinde sakınca olmadığını, fakirlere, miskinlere, yolculara, kölelere, esirlere, Allah yolunda cihad edenlere ve kılıç ehline tasadduk ettiğini açıklıyor.
Asırlara Mührünü Vuran Hizmet
Rasulullah A.S. Efendimiz ile bağlayan vakıf hizmetinin, günümüze kadar binlerce takipçisi oldu. Müslümanlar sadaka-i cariye olarak evlerini, tarlalarını, bahçelerini vakfettiler. Bu vakıflarla eğitimden sağlığa, güvenlikten savunmaya, dul ve yetimlerden yolda kalmışlara, kısaca akla gelebilecek her ihtiyaç sahibine ve sahasına hizmet verdiler. Batılı ve Doğulu bir çok araştırmacıya göre İslâm medeniyetinin üzerinde yükseldiği en önemli kurumlardan birisi vakıftır. Elmalılı Hamdi Yazır merhuma göre ise vakıf hizmeti, toplumları medenileştirecek ve seviyesini yükseltecek olan en doğru yoldur. Allah CC selamı bereketi Rahmeti üzerinize olsun. METİN ALKAN
EĞİTİMCİ YAZAN