İSLAMDA TEZELLÜL
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
Allah Teâlâ Karşısında Tezellül ... Yüksek dereceli bir veli, tezellül göstermesi sebebiyle, Allah Teâlâ'nın mağfiretine nail olması:
Ebû Hasan Ali anlatıyor . Kendisi Ahmet Rüfai Hz.lerinin kız kardeşinin oğludur)
-Bir gün Ahmet er-Rüfai hazretlerinin halvethanesinin kapısında duruyordum. Baktım içeride hiç görmediğim birisi ile oturuyordu. Bu mülâkatları bir saat kadar sürmüştü.
-Bundan sonra bu zat halvethanenin penceresinden çıktı. Uçarcasına gitti. Ve havada kayboldu. Merak edip Üstaza bunun kim olduğunu sorduğumda cevaben buyurdu ki:
-Sen onu gördün mü?
-Evet gördüm, dedim.
Şöyle anlattılar:
- O öyle bir kimsedir ki, Hak celle ve alâ hazretleri, bahr-i muhîti onunla korur. Ricâl-i erbâadandır.(Yani dörtlerden) Sonra ilave olarak buyurdu ki:
- Üç günden beri kendisine küsülmüştür. Amma kendisinin henüz haberi yok.
Sebebini sorduğumda şöyle buyurdular:
-Bahr-i Muhît adalarından birinde kalırlar. Orada üç gün üç gece yağmur yağdı. Hatırından şöyle geçti:
-Keşke bu yağmur, mamur yerlere, şehirlere, meskun bölgelere yağsaydı. Sonra mağfiret dileyip, bağışlanmasını istedi. Ama hatırından geçen bu şey dolasıyla Allah Teâlâ kendisine dargındır.
-Kendisine küsüldüğünün sebebini anlattınız mı?
Buyurdu ki:
-Hayır, söylemeye utandım. Dedim ki:
-Eğer emrederseniz, ben kendisine bildirebilirim.
Buyurdular ki:
-Bunu yapabilir misin?
Dedim ki:
-Evet yapabilirim.
Bunun üzerine şöyle buyurdu:
-Başının yakanın içine çek!
Çektim. Kulağıma şöyle bi ses geldi:
-Ya Ali! Başını kaldır.
Başımı kaldırdığım vakit, kendimi Bahr-i Muhît adalarından birinde buldum. Bu işe bend hayret ettim. Bir miktar yol gittikten sonra o şahısla karşılaştım. Kendisine selam verip vaziyeti anlattım.
Bunun üzerine bana yemin verdiribşöyle dedi:
-Sana her ne dersem yerine getir. Dedim ki:
-Olur yerine getiririm. Sonra şöyle dedi:
-Hırkamı başıma dola ve beni yerde sürükle. Sonra şöyle bağır: İşte bu Yüce Hakka itiraz edenin cezasıdır. Bundan sonra hırkayı onun boğazına doladım. Onu böylece sürüklemek istediğim zaman hafiften bir ses duydum.
-Ey Ali! Onu bırak! Semanın melekleri onun için ağlaşıyorlar. feryâd figan ediyorlar, Allah Teâlâ ve Tekaddes hazretleri ondan razı oldu.
Bu sözü işitir işitmez kendimden geçtim. (Nefahat'ül-Üns'den)
Rabbim bizleri tam manasıyla kendisine kul habibine ümmet ve sevdiklerine layık evlat edinsin.Rabbim mağfiretine bizleride dahil eylesin... Allah CC selamı bereketi Rahmeti üzerinize olsun.
METİN ALKAN
EĞİTİMCİ YAZAR