Her kim olursa olsun, kimse kimsenin acısını derdini sıkıntılarını küçümsemesin.
Yani, senin derdin ne ki, benim derdimin yanında. Senin ki de acımı benim acımın yanında demesin. Çünkü her insanı Allah gücünce göre taşıma kapasitesine göre sınav eder.
Sana çok ağır gelen acın bir başkasına hafif gelirken, bir diğerine çok daha ağır gelebilir.
Okuduğum birkaç yazıda dikkatimi çeken bir soruydu…
Acının yaşı olur mu?
Olmaz acının yaşı denilmişti tüm yorumlarda.
Tabi her insan kendi algısı bilgisi görüşüyle yorumluyor ki, yorumlarda haklılık payı olduğu aşikar bir gerçekti.
Konuyu kendi algı ve kavram çerçevemde ele aldığımda ise acının da yaşı olduğuna kanaat getirdim.
Evet doğru duydunuz her insanın biyolojik yaşı kaç olursa olsun acı yaşı daha çocuk yetişkin veya olgun değil ise bebektir yeni doğan kanaatimce. Burada sembolik bir rakam değil tabii anlatmak istediğim sadece mecazi kavramlardır…
Her insanın acı, sevgi, vicdan, merhamet dahi IQ (aykü) algı yaşının olduğu analizine varabilirsiniz, yaşam deneyimlerinizden. Acının yaşı da vardır dili de rengi de.
Acı yaşı yaşanılan acıya göre de farklılık gösterir, çünkü acının dili olayın sebebi nedeni ve sonucu ile de ölçülür…
Örneğin; Vatanı için kendini siper etmiş, davası uğruna dünyayı sevdiklerini elinin tersiyle iterek Şahadet şerbetini içmiş ve Allah’ın Sonsuz Rahmetinin koruması altına alınmış bir genç ile kendi nefsi uğruna hem dünyasını hem ahiretini dehşet bir karanlığa boğmuş intihar eden bir gencin ailesinin farklıdır acı dili.. Şehit annesi acısının yanında yüreğini Allah’ın Rahmetiyle ferahlatır evladının en güzel yerde olduğu düşüncesi duruşunu dik tutar ve inancına sarılarak avutur acısını.
Ya evladı intihar eden anne, kimselere yaşatmasın Allah’ım. Hangisine yansın nasıl avunsun alev alev kavrulan ciğeri bir evlattır kaybettiği de bin acıya değer çektiği. Dünyasını kararttığına mı yansın ahiretini ateşe attığına mı elbet oda Allah’ın Rahmetinden ümidini kesmemeli ama onun acı yaşı çok daha büyüktür inanın.
Başka bir örnekle, anne babasını henüz hayatının ilk yıllarında, onlara en çok ihtiyacı olan bir dönemde kaybeden bir çocukla, hayatını dolu dolu yaşayan anne babasını kaybeden bir gencin veya yetişkinin acı dili de yaşı da illaki farklılık gösterir.
Hasbelkader bir yerde depremin en büyük şiddetini yaşamış yuvasını sevdiklerini kaybetmiş bir insan veya feci bir yangında tüm ailesini kaybeden ile hasta acılar içinde kavrulan bir insanın ölümün de acı dili yaşı yine faklıdır burada hastalık yaklaşan ölüme insanı hazırlar ama diğerinde anidir kayıplar örnekler saymakla bitmez hayat denen sınavda.
Acının yaşının aynılığı da vardır elbette.
Örneğin; henüz 20-25 yaşında aldatılan bir kadınla 50-55 yaşlarında aldatılan bir kadının veya erkeğin acı yaşı aynıdır çünkü insanın biyolojik yaşının yanı sıra deneyim yaşı daha önemlidir. Aynı şekilde bir iş yeri iflas eden her iki insanın yaşları farklı olsa da acı deneyim yaşları aynıdır. Ateş düştüğü yeri yakar misali yananı yanan anlar düşeni düşen, örnekler çoğalabilir…
Sevgi yaşımız var mı?
Olur mu demeyin sakın sevginin de yaşı oluyor işte!
Her insanın sevgi yaşı da vardır biyolojik yaşının yanı sıra. Yetişkindir bazı insanlar ama hiç çocukça sevilmemiş saçları okşanmamış ise başarıları onore edilmeden takdir edilmeden büyümüş ise nasıl olgun ya da büyük diyebiliriz bu insanın çocuk sevgi yaşına. Hayatının her anında her karşılaştığı yaşanmamışlık sahnesinde sevgisinin açlığı daha bir burkar içini. Evet, onun çocuk sevgisi küçüktür her ne kadar bunu yansıtmasa da. Her zaman örnekleri çoğaltmak kişinin yaşam deneyimiyle doğru orantılıdır.
Vicdan yaşımız ve Merhamet yaşımızda var mı?
Genelde vicdan ile merhamet doğru orantılı kardeştirler
Ve insanı insancıl yapan en samimi en duyarlı olgulardır
Vicdanı, merhameti olgunlaşmamış her insan, insanlığa tehdit, çevresine risk unsuru oluşturur çoğunlukla. Bireyin, büyüme sürecinde eğitilmeyen sabrı acıma duygusu en çokta verilmeyen sevgidir dahi vicdanın temel harcı. Hep bir gerçeğe sığınırız, “insan ne ile beslerse iç dünyasını o olur onunla şekillenir kişiliği” diye Tek çıkış yoldur çıkmazlarımıza ayna tutan bu görüş. Velhasıl her insanın vicdan merhamet yaşı da insana verilme yaşıyla doğru orantılıdır temennimiz çocuğa sevgi merhamet vicdan eğitimi yaşıyla doğru orantılı verilebilsin.
Ezcümle bir insan bir diğerini yargılamadan sorgulamadan dahi bir takım yakıştırmalar yapmadan önce empati kurmalı tanımalı ve anlamalı öncelikle. Kimse kimseyi tanımadan anlamadan yargılama küçümseme hakkına da sahip değildir hiçbir zaman.
Son olarak insanı anlamak, insanı okumak hem en zor hem de çok manidar bir ulvilik katar kişiliğe. İnsana insancıl değer katar anlamak anlaşılmak.
En güzeli de her koşulda ” insanı olma sanatıdır insanı anlamak ”
Vesselam ve dua ve muhabbet… Saygılarımla…