Allah'ın dosdoğru yolunda yürümeye çabalayanlar,
İslam'a uygun yaşayanlar aslında kocaman bir HİÇ'den ibaret olduğunu idrak ederek yalnızca Allah ın varoluşunu kabul ederler. Kendilerini ALLAH'a teslim ederler..
Dünya hayatının geçici heba ve heveslerine kalplerini kapatırlar.
Fitneden ve gafletten uzaktırlar..
Mana alemine dalmışlardır,
Merhametle ve Adaletle hüküm verenlerdir..
Boş bir sohbetin olduğu ortamlardan kaçarlar..
Gıybetin olduğu ortamlarda duramazlar..
Ne güzeldir onlar..
Ne çok imrenirim öyle insanlara..
Tefekküre dalanlara..
Tevekkül edenlere..
Allah a dayanıp güvenenlere..
Kalplerinden hasedi, kibri, ve kıskançlığı söküp atanlara..
İnsanları diline, rengine, dinine, ırkına göre ayırmayanlara..
Vatan sevgisinden çok, devlet sevgisinden çok, ırk sevgisinden çok kalbi İNSAN sevgisiyle dolu olanlara..
Ne mutlu onlara..
BARIŞ ve KARDEŞLİKTEN yana olanlara..
Zalimlere meyletmeyenlere..
Tutkularını ilah edinmeyenlere..
ALLAH' dan başkasına boyun eğmeyenlere..
Gözlerinin gördüğü hiç bir şey'den korkmayanlara..
İbrahim'in yolundan gidenlere..
Firavunlara azap olanlara..
Ne mutlu o Aşıklara..
Ümidini kesmeyenlere..
Sabredenlere..
İşte onlar ki,
Varlık denilen olgunun aslında sadece bir yanılgıdan ibaret olduğunu bilirler..
Bilirler, görürler çünkü tek hakikat Allah'tır.
Varlığı O'nun varlığından daha aşikar hiç bir şey yoktur..
Hamd YALNIZCA Allah'a aittir.
Allah ın övgüye ihtiyacı yoktur.
Allah ı övmenin ince çizgisi kendi benliğini yok edip, büyüklük taslamayı bir kenara bırakıp tamamen ona teslim olmaktır.
İşte İlah-i Aşk budur..
O şerefli elçinin, Cebrail'in getirdiği söze kulak ver..
''İnsanlardan bir kısmı, Allah'tan başkasını O'na denk ve ortak kabul ederler de Allah'ı sever gibi onları severler. İman edenlerin ise Allah'ı sevmesi çok daha köklü ve devamlıdır. Varlık sebebine aykırı davrananlar, azabı gördükleri zaman bütün kuvvetin Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının çetin olduğunu anlayacaklarını keşke bilselerdi..''
Bakara/165
Duygu Gürses DİKEN