Aslında bu soruya şu iki ayet cevap olarak yeterlidir fakat biz Rabbimiz izin verdiğince dilimiz döndügünce biraz daha açalım dedik...
"O (Allah) size Kitapta: "Allah'ın ayetlerine küfredildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğinizde, onlar bir başka söze geçip dalıncaya dek onlarla oturmayın, yoksa siz de onlar gibi olursunuz" diye indirdi. Doğrusu Allah münafıkların da, kâfirlerin de tümünü cehennemde toplayacaktır" (Nisa, 140)
“Zulüm yapanlara en ufak meyil göstermeyin, yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka velileriniz de yoktur. Sonra yardım da göremezsiniz." (Hûd, 113)
Şeklî taklit itikadî taklide götürür. Yani Hıristiyanların bayramını kutlamak İslami esasları kabul etmiş bir kimsenin inancını sarsabilir
çünkü;
İslâmiyet; iman, ibadet-amel ve ahlâk esaslarıyla bir bütündür... Özellikle inanç mevzuunda parça-buçuk kabul etmez... İnanılması gereken esaslara bütün hâlinde inanmak zarûridir.
yılbaşı kutlamalarıda yapmamamız gereken bir inanç meselesidir
İslâmiyet, ferdî-âilevî ve ictimâî hayatın hiçbir safhasında çizdiği çerçevenin dışına çıkılmasına müsâade etmemiş...
Kur’ân-ı Kerim’de, bizlere bütün yönleriyle tanıttığı ehl-i kitâba, diğer bâtıl ve muharref dinlerin mensuplarına, müşriklere, budistlere, ateistlere benzenilmesine ruhsat vermemiştir.
Onun içindir ki Müslümanlar’ın; Yahûdi, Hıristiyan, Budist ve dinsizlerle kaynaşmalarına sebep olacak taklitlerden, benzeşmelerden kaçınmaları ve her hâlükârda İslâmî hüviyetlerini muhâfaza etmeleri emredilmiştir.
bir kavme (bir topluluğa) benzemeye çalışan kişi, o (benzemeye çalıştığı) kavimdendir.”
İnanç ve amelde) bizden başkasına benzeyenler, bizden değildir.
Başka bir hadîs-i şerifte de, “Siz karış karış, adım adım sizden öncekilerin Yahûdi ve Hıristiyanlar’ın yoluna uyacaksınız. O kadar ki; onlar bir keler deliğine girecek olsalar, siz de (modadır düşüncesiyle) onları tâkip edeceksiniz...” buyurularak Müslümanlar’ın, başta Yahûdiler ve Hıristiyanlar olmak üzere gayr-i müslimleri taklit etmek, onlara benzemek felâketine düşeceklerini bildirilmiştir.
Allahu taala kur'anı Kerim de insanların hangisinin daha iyi davrandığını tespit etmek için ölüm ve hayatın yaratıldığını bildirmiştir. Hayat anlamsız bir var oluş olmadığı gibi, ölüm de sonu hiçlik olan bir yok oluş değildir.
Aksine hayat, bir hayırlı faaliyetler alanı, ölüm ise bu faaliyetlerin karşılığını bulacağımız ebedî varlık sahasına geçişi sağlayan bir dönüm noktasıdır. İnsan günlük, haftalık, aylık ve yıllık olarak geride bıraktığı mesaisini değerlendirerek kendi kendini sorgulamalıdır.
biz müslümanların kutlaması gereken yılaşı hiçri yılbaşıdır.
peki nedir hiçri yılbaşı?
Hicri takvim, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’in Mekke’den Medine’ye hicret etmesiyle başlamış olmaktadır. Bu tarih, 16 Temmuz 622’dir. Ayın yörüngesi üzerinde dönüşüne dayanılarak düzenlendiği için buna (Hicri Kameri” veya “Sene-i Kameriye” gibi adlar verilmiştir. Hicri takvim, Peygamberimizin vefatından sonra, günlerin hesaplanmasında ortaya çıkan bazı karışıklıklar üzerine düzenlendi.
ve böylece Hicri takvim ayın hilâl şeklinde göründüğü ilk geceyi ay başı olarak kabul eder.
Hicri Yılbaşı veya 1 Muharrem (kameri) hicri takvime göre Zilhicce ayının son gecesini Muharrem ayının birinci gününe bağlayan zaman dilimidir. İslami takvime göre bir sonraki güne saat 00:00 da değil güneş batması ile akşam ezanı geçilir. Bu zaman dilimi ay takvimi esaslı olduğu için bir sonraki hicri Yılbaşı 11 ya da 12 gün daha erken bir tarihe denk gelir. Muharrem ayı, Zilkade, Zilhicce ve Receb ile beraber Kur'an'da kıymet verilen dört haram aydan biridir. Bu aylarda barış içinde yaşanması, savaş yapılmaması ile ilgili İslam öncesi ve sonrası kurallar mevcuttur. Muharrem ayı, hicrî kamerî yılın birinci ayıdır. Şii Müslümanlar tarafından ise Muharrem ayının 10. günü Aşure Günü olarak kutlanır.
evet yılbaşı
Alışılagelen yılbaşı gecelerinin etkisinde kalınarak hindi tüketimine, çam kesimine, Noel Baba efsanesine, içkiye, uyuşturucuya, lüks ve çılgınca eğlence önceden reklamlar yapılarak davetiye çıkarmak, örf ve adetlerimiz bir yana, millî birlik, beraberlik ve ülke menfaatine ters düştüğünün ne kadarda farkında değiliz gaflet batağı batmışız
dünya sevgisi gözlerimizi kör etmiş.
Yılbaşına özel eşyaları vitrinlerde bu denli sergilemek İslam toplumlarının şahsiyetini silikleştirmektedir.
Hz. Peygamber (s.a.v)’in doğum gününden haberi olmayan insanlar yılbaşını hiç unutmuyorlar nedense?
hatta kutlu doğum haftasını kaldırmak içinde ellerinden gelen senaryoları yazıyorlar.
Bazı İslam ülkeleri bidat gördükleri için Hz. Muhammed (s.a.v)’in doğum gününü kutlamazken Hz. İsa’nın doğum gününü kutlamaları üstelik bu günü tatil ilan etmeleri anlaşılır gibi değildir.
haydi bu yılbaşını hep eraber kutlamayalım imanımız gereği.
Zeynep Demir