Dördüncüsü: Rü’ya üç nevidir: İkisi, tabir-i Kur’anla اَضْغَاثُ اَحْلاَمٍ da dâhildir; tabire değmiyor. Manası varsa da ehemmiyeti yok. Ya mizacın inhirafından kuvve-i hayaliye şahsın hastalığına göre bir terkibat, tasvirat yapıyor; yahut gündüz veya daha evvel, hattâ bir-iki sene evvel aynı vakitte başına gelen müheyyic hâdisatı, hayal tahattur eder; ta’dil ve tasvir eder, başka bir şekil verir. İşte bu iki kısım اَضْغَاثُاَحْلاَمٍ dır, tabire değmiyor.
Üçüncü kısım ki, rü’ya-yı sadıkadır. O doğrudan doğruya mahiyet-i insaniyedeki latife-i Rabbaniye, âlem-i şehadetle bağlanan ve o âlemde dolaşan duyguların kapanmasıyla ve durmasıyla, âlem-i gayba karşı bir münasebet bulur, bir menfez açar. O menfez ile, vukua gelmeye hazırlanan hâdiselere bakar ve Levh-i Mahfuz’un cilveleri ve mektubat-ı kaderiyenin nümuneleri nev’inden birisine rastgelir, bazı vakıat-ı hakikiyeyi görür. Ve o vakıatta, bazan hayal tasarruf eder, suret libasları giydirir. Bu kısmın çok enva’ı ve tabakatı var. Bazı aynen gördüğü gibi çıkar, bazan bir ince perde altında çıkıyor, bazan kalınca bir perde ile sarılıyor.
Hadîs-i şerifte gelmiş ki: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın bidayet-i vahiyde gördüğü rü’yalar; subhun inkişafı gibi zahir, açık, doğru çıkıyordu. ( 28.Mektup – Birinci Risale Olan Birinci Mesele )
Bazı rüyalar gelecekten haber verir nitelikte olabilir biz bu rüyalara sadık rüyalar diyoruz . Peygamberlerde ve Allah’ın veli kullarında çokça rastlanır bir olaydır . Ayrı bir ilim dalı olmakla beraber herkes rüya tabiri yapamaz .
Rüya alemi mevt aleminin küçük kardeşidir. Şimdi kendi rüyalarımızı bir etüd etsek acaba rüyalarımızı hangi düşünceler süslüyor ? Rüyalarımızda Risale-i Nur görüyor muyuz ? Rüyalarmızda Üstad’ı , Efendimiz (asm)’ı , sahabeleri görüyormuyuz ? Görüyorsak hangi sıklıkta görüyoruz ? Günde 250 – 300 sayfa okuyan kardeşlerimizin rüyaları değişir . Manevi atmosferleri değişir .
Yatarken teybi neyle kapatıyoruz ? Keçke en son Risaleden birkaç yer okusak öyle uyusak ? 33. Söz Pencerelerden her gün bir pencere okuyup uyusam hangi diyarlara rüya tefekkürü yaparım ? Ya da okuduğum Risaleye sarılıp uyusam o Risale beni hangi ufuklara götürür . Belki bir binek hükmüne geçer ve Kur’an-ı Kerim kainatını temaşa ettirir . Külliyatla gezen , külliyatla uyuyan ağabeylerimiz çok .
Önemli olan canlı külliyat olabilmek , ayaklı Risale-i Nur’ları görmek istiyoruz . Canlı Risaleler işte bu zamanda tam da bu lazım .
Risale-i Nur’u ne zaman rüyada Üstad’ımız açacak bize okuyacak o zaman anlayacağız , o dersi Üstadımızdan dinleyeceğiz onun manevi atmosferine gireceğiz , o ders halkasına katılacağız o zaman anlayacağız . Belki daha ileri seviyede Efendimiz (asm) dan dinleyeceğiz o dersi . 6. Söz’ü , 11.Söz’ü Efendimiz (asm) dan dinlemek nasıl olurdu acaba ? 19.Mektup’taki mucizelerini bizzat Kendisi (asm) bize anlatsa ne kadar latif olurdu .
İşte bunların olabilmesi bizim manevi hayatımıza , rüya hayatımıza bağlı . Biz okuyacağız Rabbimiz rüyalarımızı değiştirecek , ilhama ve sünuhata hazır hale getirecek ve manevi dünyamız değişecek inşallah bu ise çok okuma ve Risaleleşme ile başarılabilinir .
Yolumuz uzun ve biz daha çok başındayız . Risale-i Nur bir derya , Risale-i Nur bir sahra biz bu deryanın , bu sahranın neresindeyiz ? Risalenin önemi çok yüksek bir anlayabilsek . Okumanın önemini bir kavrayabilsek .
Türker ELMAS