O’nun adıyla…
AND OLSUN!
"Yöneldiği an geceye."(81/17- Tekvir s.)
And olsun!
"Geceye ve içinde barındırdı şeylere."(84/17 İnşikak s.)
Şanı yüce Allah doğru söyledi…
Kelamının aşkına… And ile vav aşkına…
Gece… bir lütuf, bir muhasebe ve bir müjde…
Gece… sanılan garip yalnızlık ve kimsesizlik; kör kuytuların demine atılan bir hece... Gündüze gebe müjde kimine göre veya canhıraş bir çığlık geçmişe... Bazen gelecek adına kaygılarla dolu bir kabus, maziye düşen ahların yankısı olurken; umulan mutlu neticelerin endişesi, bitmeyen tatlı hülyaların neşesidir bazen…
Nedir ki onu bir ayetin gölgesine bir yüce Kelamın andına düşüren?
Nedir ki zamanın dilimlerini öteye atıp tılsımını üzerimize sindiren?
Uzakları yakın eden, "Seven, sevdiği ile beraberdir" Hadis-i şerifine erdiren
Nedir içinde ve dışında olanı kutsileştiren ?
Neden «Sükûna erdiği zaman geceye …» (ed-Duhâ, 2) ve:" Kararmaya yüz tuttuğunda geceye; ağarmaya başladığında sabaha andolsun!» (et-Tekvir, 17-18)
Gel Allah aşkına bu beyanın nicesine kulak ver!
Bu sualin tefsirine cevap ver...
Evet idraklerin seyri illallaha kapı araladığı, Settariyetinden Cemaline, Rahmaniyetinden Celaline (cc), sıfatı ayinesine bir tarif olduğu, tüm muhasebelerin birkaç saatte menfi, müspet sonuç bulduğu, dilenişlerin arttığı, lisan-ı sinenin yakarışlarını dinleyişlerin, ikramlar üstü ikramların vuslatına erildiği, günün tüm varlığının ağırlığının atıldığı, İlahi nağmeleri tadışların hazzına ulaşıldığı, zahiri karanlık, batını apaydın bir serzeniştir o, adının yemine kalbolduğu, kalp olduğu gece…
Gönlünüze neler fısıldar size yakınlığı ve sizinle münasebeti nasıldır gecenin bilemem...
Âcizaneme dosttur, Dost'a götüren…
Sanıldığı kadar karanlık değildir o.. Sanıldığı kadar kasvetli bir hal de değildir…
Bağrında taşıdığı süslü ışık yumağı olan, bize umuttan bir huzme çalan Ay ve sayısı Allah'a malum, semadan hayatımızın tüm karanlıklarına göz kırpan, tatlı tebessümüyle yıldızlar bir Sânî Baki'nin, varlığımızın Var'ının ikramıdır .
Yakınına çeker sukuta erdiğinde... Sevdanı yeniler, bir daha sevdalanırsın O'na...(cc)
Bir adım daha... En içten... Can'a can olma yolunda...
ve şuan odur O'nun aşkıyla yazdıran... Yazdıran Kendini... Yakın eden Kendine... O'dur zerreden küreye mensup Zat, O'dur Malikul mülk ve O'dur sebebi, yolu, sonu kendine çıkaran mutlak…
O'dur Kasıt, O'dur Maksut, O'dur Hak
O'dur Talip, O'dur Matlup, O'dur Hak
Habib O'dur, O'dur, Mahbup, O'dur Hak
O'dur Vacid, O'dur Mevcud, O'dur Hak
Yürü şandan geçip Hakk'a gidelim
Cemal-i ba kemale seyredelim
(M.ismet Garibullah ks risale-i kutsiye)
beyitleriyle yükselmek var miraç öncesi leyli seyrin manasına... Uyanmak, dirilmek var Şems'in sözüyle:"Şaşarım seven insan nasıl uyur!"
Öyle değil midir? "Muhabbet mahbubu görmeyi", onunla olmayı, onun sesini işitmeyi, varlığından öte varlarda onu hissetmeyi, onunla zaman dolsun, zaman o olsun, o zaten bende, ben de o olayımı hep arzular… Arzular ve bilir ki 'biri var beni görmekte'...
Mahbub bilindikçe, görüldükçe, hissine erildikçe muhabbeti kamçılar ve nihayetinde kendine çeker, hubb olur adı…
Mahbupla aradaki hadler nasıl kalkar ki?
"Bir hadis-i şerifte 'şüphesiz ki kul namaza girdiği vakit onunla Rabbi arasındaki perde kalkar.' buyrulmuştur. Bu sebeple namaz müminin miracı olmuştur." [İmam Rabbani, Mektubat-ı Rabbani]
"Size geceleyin kalkmayı tavsiye ederim.Çünkü o, sizden önce yaşayan salihlerin âdetidir; Rabbinize yakınlık (vesîlesi)dir; günahlardan koruyucudur; kötülüklere kefarettir, bedenden hastalığı kovucudur." Tirmizî, Da'avât 112, (3543, 3544).
Gecenin bir kısmında da sadece sana mahsus bir nafile olmak üzere uykudan kalk, Kur'ân ile teheccüd namazı kıl, Rabbinin seni bir makam-ı Mahmuda (şefaat makamına) göndermesi kesindir.(17/ 79) |
|
الَّذِي يَرَاكَ حِينَ تَقُومُ وَتَقَلُّبَكَ فِي السَّاجِدِينَ “(Ey peygamber-i Ekber!) O ki, (gece namaza) kalktığın zaman seni görüyor ve secde edenler arasında dolaşmanı da…” (eş-Şuarâ, 218-219)
Ve üstad Bediüzzaman gibi bakmak "Gece vakti ise, hem kışı, hem kabri, hem âlem-i Berzahı ifham ile, ruh-u beşer rahmet-i Rahman'a ne derece muhtaç olduğunu insana hatırlatır. Ve gecede teheccüd ise, kabir gecesinde ve Berzah karanlığında ne kadar lüzumlu bir ışık olduğunu bildirir, ikaz eder ve bütün bu inkılabat içinde Cenab-ı Mün'im-i Hakikî'nin nihayetsiz nimetlerini ihtar ile ne derece hamd ü senaya müstahak olduğunu ilân eder." (9.Söz:42)
Seherlerde eser bâd-ı tecelli
Uyan ey gözlerim vakt-i seherde(18.Söz:234)
" Evet, ehlullah gecelerin sessizliğini çok iyi değerlendirmişler, ağlarını kurmuş ve hep tecelli avlamışlardır. Bu mânâda insanın ağı; teveccüh, nazar ve konsantrasyon da diyebileceğimiz im'ân-ı nazardır. Böyle bir im'ân-ı nazarla yoğunlaşabilen tecellî avcısının sinesine her zaman tasavvurları aşkın duygular akar, dilinden de daha önce kimsenin söylemediği kelimeler dökülür. Evet, insan tam teveccühe muvaffak olduğu böyle anlarda bazen öyle heyecan tufanları yaşar ki, âdeta Cenâb-ı Hakk'ın sonsuz kuvvetini yanına almış da, Allah'ın izniyle yerkürenin yörüngesini bile bir manivelayla değiştirebilecekmiş gibi olur." ["İlâhî Tecellîler – Tenha Koylar ve Geceler", Kırık Testi]
Demek" gecesinin ihmalinde kişi, ihya etmedim seni ey lütuf, öyle ise sırtımda ölü bir gece var.' demeli...
"Güneş varıp gurûba kapanınca,
Kakmalı bir taç gibi gül kırmızı;
Ve füsunlu mağrib ufku sarınca,
Artar hummalı gönüllerin hızı.
Gece sevdalı ruhların otağı
Gece âşıkların sırlı durağı
Salınır reftâre mavi geceler,
Sinelere neler fısıldar neler."
Bir büyüğümüz buyuruyor ki:" Ben bir gece teheccüd namazını geçirsem kendime münafık nazarıyla bakıyorum.,"
Münafık kelimesi, nifaktan türemiştir. o ki"Günah ve onunla zedelenmişlik" anlamına gelir...
Evvel 'em-bizzat beş vakit namazımızı geçiriyorsak, kusura bakmayalım, bizde biraz nifak alameti var demektir... Namazımızı geçirerek nifaka düşüyorsak, kusura bakmayalım bizden münafıklık sızıyor demektir...
Bir gece yarısı veya vakti imsakta yataktan zorlanarak kalkıyor, bunun lezzetinden çok elemini taşıyorsak kusura bakmayalım bizden biraz nifak kokusu geliyor demektir.
Ey gece bizi sende edep eyle... Darmadağın duyguların, gaflete ram hissiyatın adanmışı değil; bizi sende seni var eden o Mahbub'a eren ve başı göğsünde, mahcubiyetiyle iki büklüm olan, başka kapı bilmeyip O'nda kalışlarımız, bağrına sığınışımız, yed-i kudretin yaralarımıza dokunuşunun anlamına varışlarımız eyle.. gel ey gece gül yüzümüze….
"Cümle geceyi uyuma Kayyûm'u seversen
Tâ hay olasın Hayy ile ey cân gecelerde
Âşıklar uyumaz gece hem sen uyuma kim
Gönlün gözüne görüne Cânân gecelerde
Dil beyt-i Hudâdır onu pâk eyle sivâdan
Kasrına nüzûl eyler o Sultân gecelerde
Allah için ol halka mukârin gece gündüz
Ey Hakkı, nihân-ı aşk oduna yan gecelerde.."
Erzurumlu İbrahim Hakkı hz
" Doldur o şerâbdan, yine doldur, yine bir sun,
Dursun gece, ey dost onu durdur, ne olursun!..
Vur uykumu zincirlere vur, geçmesin ânlar.
Varmaz gecenin farkına, varmaz uyuyanlar…"
(Mevlânâ/Dîvân-ı Kebîr)
Ve sende ey Müslüman, Hakk'a teslim olan, sen ey kardeşim... Gel sana deyişlerim var; al beni de yanına, gel yanalım yanalım gecelerde:
"Karanlık gecelerde uyumayıp ağlayan ve "Aman yâ Rabbî nur ver!" diye feryad eden, âşık ve sadıkların ızdırab ve imdadına koş. Onlara ümid ve teselli ve neşe ve nur ver. Kör ve sağır, mağlub ve meftun olan ehl-i tabiat ve şirki medrese-i nur-u imana ve Hâlık-ı Arz ve Semavat olan Hazret-i Rahman-ı Rahîm'e çağır." (Konferans:89)
Gelin yanalım gecelerde….