İşte yine gidiyorum..
Gitmelerimin sonu gelmedi ve ben yine gidiyorum
Gidiyorum ama terk etmiyorum sevdiklerimi..
Yüreğime yine taş basıyorum,sevdiklerimi arkada bırakıyor ve yine gidiyorum.
Ey soğuk gecelerin insanı üşütmediği güzel şehir,
Dar mı geldin bana,barındırmadın mı beni sinende?
Herkese kucak açan nazlı şehir bana da naz etseydin ne olurdu?
Sana ilk geldiğimde o kadar yabancıydım ki sende..
Hangi sokağına girsem ıssız anlamsız kimsesiz geliyordun bana.
Her köşe başında duruşum “ne işim var bu virane şehirde” dedirtiyordu bana.
Sonra zaman geçti,günler haftaları haftalar ayları kovaladı.
Anlamsız gelen her şeyin bir anda o kadar anlamlı hale geldi ki…
Ama sanma ki bu senden kaynaklanıyor ey şehir..,
Bu seni sen yapan senin güzel insanlarından kaynaklanıyor.
Hep söylerim”insanın bir yerde kalabilmesi için iki şey lazım;sevmek ve sevilmek”
Biliyor musun güzel şehir ben sende iki şey öğrendim o da;SEVMEK ve SEVİLMEK.
Yıllarca sevmeyi öğrenmek isteyen ben hiç bilmeden hiç beklemeden bunu sende öğrendim.
O yüzden sen benim için çok anlamlısın ve öyle kalacaksın.
Ve yine sende öğrendim sevilmeyi ve gerçekten sevenleri.
Ama şimdi o ızdırap yüklü o acımasız an geldi kapımı çaldı:AYRILIK.
Yine ayrılıyorum sevdiklerimden ve sevenlerimden...
Biliyorum sevenler ayrılmaz diyeceksin ama olmuyor işte olmuyor.. sevenlerde ayrılıyor.
Aynı havayı koklamadıkça aynı mekanı paylaşmadıkça bu nasıl sevgi diyesim var.
Yakasım var geçmişi ve geleceğimi.. sadece sevdiğimle geçen anlarımı yaşayasım var bu viran şehirde.
Ne olurdu bu kezde yaşamasaydım ayrılığı sadece sevdiğimi yaşasaydım.
Ama sen şehir ve zaman…
Yine yasak koydun sevenlere yine ayrılığı yazdın kaderime..
Bir kez de şaşırtsaydın beni bir kez de acısaydın bana ve sevdiğime.
Esir etmeseydin bizi ayrılık zindanına… ne olurdu sanki?
Çok mu zordu sevenleri ayırmamak, çok muydu bu istenen?
Ama yok yine sen yaptın yapacağını, kolay olanı seçtin ve ayırdın sevenleri..
Ama sana inat ey şehir ve zaman..
Ben kabul etmiyorum ayrılığı.., sevdiğimden ayrılmayı kabul etmiyorum.
Sende kabul etme ey sevdiğim benden ayrılmayı.
Zaman ve mekan bizi ayırsa da ölüm yoldaşımız olana kadar yaşat kalbinde beni.
Çünkü bu kalp seni her zaman yaşatacak,her atışı senin sevginle olacak.
Sevdiğim her şeyde bundan sonra sen olacaksın, baktığım her yerde sen..
Tuttuğum her el senin elin olacak,kokladığım her gül de senin kokun olacak.
Her nefes alışımda seni çekeceğim taa ciğerime.
Ben şimdi bu şehirden gideceğim ama seni asla terk etmeyeceğim..
Ama sen de beni terk etme.
Ve unutma ki sevdiceğim; korkanlar sevdiklerini terk eder.
Ben ne korkuyorum ne de seni terk ediyorum.
Bu ayrılıkla sana olan sevgim daha da perçinleniyor, daha da bağlanıyorum sana..
Ve viran şehir sen,
Benim için anlamlısın, çünkü sevdiğim sende kaldı.
O sende oldukça kıymetlisin o sende kaldıkça değerli..
Beni ayırdın ya ondan..
Eğer bir gün onu da ayırırsan kendinden son bir isteğim var senden;
O’nu bana yolla..
Ve ey seven gönüller; bu bir ayrılık değil vuslatın başlangıcı olsun.
Ve sen yine sen nazlı sevgili;her beni düşündüğünde,
Sana söylediğim her güzel söz aklına gelsin,kulağında çınlasın.
Çünkü sen buradan giderken heybemde götürdüğüm en güzel şeysin.
Sen yüreğimde ki AŞK, kalbimde ki ÖZLEM ve sen benim HASRETİMSİN.
Geleceğe umutla bakan yanım,sevgiyi yaşadığım en güzel zamanımsın.
Ve şimdiden özlenen sevgili benden sonra sakın hüzünlenme sakın ağlama.
Her damla yaşın beni tekrar tekrar öldürür çünkü..
Ben sana bir söz verdim ya..ağlamayacağım diye..;
Tutuyorum sözümü ama sende gözyaşlarını benim gibi kalbine akıt ne olursevgili.
Ve sana son sözüm..;
UNUTMA…
· “İyi değilim aşkım.
Daha bencil oldu duygularım daha çok ben demeyi daha çok sabretmeyi öğrendim, sayısız yalanlarla ‘’çok özledim’’ seni demeyecek kadar..
Yokluğunla aramda inanılmaz bir dostluk başladı. Kimseyi almıyoruz aramıza..
bak benden başka sen, senden başkada düşüncem yok satırlarımda..
İyi değilim aşkım. İyi değilim”(Kahraman TAZEOĞLU)
...Hiç iyi değilim..
Bu saatten sonra sana ‘’dön’’ mü yoksa ‘’hoşça kal’’ mı demeliyim.?