Bir mesnevi sessizliğinde döktüm hüznümü,
Zamanı yoktu bekleyemedim güzü...
Mektubuma böyle başlıyorum,21 yıllık ömrümün keffaretini bir anda ödüyorum!.. Gönlümdeki çiçekleri kurutuyorum, gidenleri bir celsede siliyorum... Vefa rüzgarı gönlümü talan ediyor ve ben yine dayanıyorum,yine seviyorum ve yine özlüyorum...
Yüreğimin sükutuna son verip,fırtınalar estiriyorum... Tıpkı güneşli bir günde,ağacın altındaki gölge gibi esinleniyorum... İçimin alevini dağıttıkça serinliyorum,soğuyorum mevsim değiştirir gibi dönüyorum,sonbahar gibi yapraklarımı döküyor,kış gibi buz kalpli oluyorum...
Evet...Adem-i beşerin içinde gebe olduğu sevgisinin sonrasında gelen hüznünü doğurmasını ve o hüzünle gelen soğukluğu,buz gibiliği göstermiş bulunduk... 1.perdemiz burada sona erdi,bir sonraki perdemiz ise Ademoğlunun vefasının intiharı olacaktır... Günümüzdeki her mutsuz son gibi bunun da sonu MUTSUZ bitecektir...
Her daim yüreğimizde esen yellerin,başka dalları kıpırdatması duasıyla...