DARBELERİN GÖBEĞİNDELER AMA GÖRÜNMÜYORLAR (2)

21 Ağustos 2021, 12:14
MİT müsteşarı Hakan FİDAN ‘ üzerinden sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ ı ve mevcut hükümeti Hedef alarak devirmeye ve Türkiye’nin siyasi yönetimini ele geçirmek isteyen hain terör örgütü, 17-25 darbe girişimi ile tekrar sahneye çıktı.

 ABD destekli FETÖ/PDY ‘nın seçim öncesi hükümeti devirmeye yönelik bu darbe girişimini aslında seçimden önce yapmayı planlandığı ve ancak deşifre olduğu için panik yaparak önceden yaptığı, sayın Cumhurbaşkanımız ve devlet yanlısı milli iradeden yana olan güvenlik güçlerimizin, almış olduğu tedbirler ile başarısız olduğu bilinmektedir, aslında benim siz değerli okurlarımızın dikkati çekmek istediğim FETÖ’nün elindeki bu gücün nerden geldiği ve gücün kaynağını,bürokraside, kamuda, kolluk kuvvetleri içerisindeki Fetö mensuplarının hareket tarzları ve stratejileri, konumları, bu gücü nasıl milli iradeye karşı kullandıklarını, yargı içerisindeki örgüt mensuplarının hamlelerini gözler önüne sermek istiyorum, böylelikle görmeyenlere göstermek, milletimizinde konuya vakıf olmasını sağlamış olmaya katkıda bulunmaya çalışacağım. “DEVLET KUDRETİ” Evet devlet kudreti cümlesi ile konuya girmek istiyorum. 


Nedir “ DEVLET KUDRETİ” işte yaşadığımız hain darbe girişimlerinin sırrı bu iki kelimede gizli, kısaca idarenin tek taraflı olarak yapmış olduğu işlemlerde, üstün ve ayrıcalıklı yetkilere sahip olmasıdır. Peki bu üstünlük ve ayrıcalıklı yetkiler bir terör örgütü mensuplarının eline geçmiş ise, bu üstünlük ve yetkileri art niyetli terör örgütü lehine, hükümeti devirmeye yönelik kullandıklarını düşünürsek, yaptıkları hamlelerin adını darbe olarak görmemiz gerekmez mi? 


Peki kim bu üstünlük ve ayrıcalıklı yetki sahipleri diye kendinize sorun, bu ayrıcalıklı üstün yetki sahipleri kimler mi? Göbeği devlete değil de, hain terör örgütü liderine bağlı, kararname ile atanan Fetö mensupları, gelin elindeki görev ve yetkiyi kötüye kullandıklarında, nasıl bir vahim tablo ile karşılaşacağımız yönünde bir kaç örnek vererek konuya açıklık getirmeye çalışalım. 


 Hatırlarsanız MİT müsteşarının ifadeye çağrılması olayı ile ilgili sahneye çıkan FETÖ mensubu savcılar ve kolluk kuvvetleri içerisindeki FETÖ mensubu polisler vardı!! Bu darbe girişiminde bulunan bu Fetö mensupları bu darbe girişiminde yetkiyi ve gücü nereden alıyorlar, işgal ettikleri makam, mevkii ve rütbelerden alarak yapıyorlar, yani dayanakları devlet kudreti, bu makam mevkileri teslim ettiğimiz kişileri iyi eleyip süzgeçten geçirmezsek terör örgütlerininde devlet içinde yapılanmasına engel olamayız, böylelikle bu örgütler, devlet içinde devlet olmaya çalışır ve gün gelir kendilerini devlet olarak görmeye başlarlar. İşte yaşadığımız tablo tamda böyle, kendini devlet olarak görmeye başlayan Fetö mensuplarının mevcut kanunlardan, yetkileriyle ve makamlarından aldıkları güç ile kendilerini her alanda üstün ve ayrıcalıklı olarak görmeleri, zaman ile kamuda, özellikle kolluk kuvvetleri ve yargıda tarafsızlık ilkesine büyük bir sekte vurmuştur, yargıya ve kolluk kuvvetlerine olan güveni de sarsmıştır. Bu kanundan ve makamlardan kaynaklanan ayrıcalık ve üstünlük örgüt adına da tam bir güvenlik kalkanı oluşturmaktadır, bu güvenlik kalkanı sayesinde Fetö mensupları kendilerine karşı olan kişileri bertaraf ederek, hedeflerine doğru adım adım ilerlemeyi sürdürmektedirler. Bir vatandaş olarak geçmişte BİMER veya son haliyle CİMER’e, kolluk kuvvetlerine ve yargıya müracaat ettiniz ve ne ile karşı karşıya kalabilirsiniz, Fetö mensupları yasal sorumluluktan kurtulmak adına evrak üzerinde ne gibi şeytanlıklar yapabilirler, sizlere bu ve bundan sonraki yazı dizimizin devamında örnekler ile açıklayacağım ve şu açıklamayıda kendime bir görev ve borç bilirim, hesabını sormak isteyen yargı mensuplarınada hesap vermeye her daim hazırım!!!! Buradan anlatacağım olaylar dizisi benim yaşadıklarımı ve belgeler ile sabit delilli olaylardır. 


 1994 yılı itibari ile Çalıştığım Emniyet istihbarat biriminde çalışırken, 1997 yılı itibari ile O zamanki adı CEMAAT olan bu yapıyı bir terör örgütü gibi düşünmeye başlamıştım, birlikte çalıştığım amirlerimin teşkilatta bu cemaat adına faaliyetlerini sağır sultan bile biliyordu, yapılan bir çok operasyonun perde arkasında dönenleri kafamda sorgulamaya başladım. 2008 yılı itibari ile bu ihanet örgütünün elindeki kanı net olarak görmeye başlayıp mücadele etmeye başladım, bu mücadelemin faturası o kadar pahalıya mal olacaktı ki, bu faturayı baş tacı yaptım kendime, vatanın bekası tehlikedeyken, söz konusu vatan iken hangi fatura ağır olabilirdi ? 


 Günlerce aylarca düşündüm, kendime bir yol haritası ve mücadele stratejisi oluşturmaya çalıştım. Devlet kudretini ele geçirmeye çalışmış ve bunu büyük ölçüde başarmış bir örgüt vardı karşımda, her şey delilli ve belgeli, tanıklı olmalıydı. Sayın Cumhurbaşkanımızın Fetö mensupları ile ilgili olarak kullanmış olduğu bir sözüde buradan hatırlatmadan geçemeyeceğim, 15 TEMMUZ öncesinde “KANDIRILDIM” demişti ve muhalif kanat ve Fetö mensupları bunu kendilerine malzeme yapmış ve devlet kandırılır mı? diye algı yaratmaya çalışmışlardı, bu yazı dizimizden bunun cevabını vereceğim ve evet devlet kandırılır diyeceğim, bunu açıkladığım zaman FETÖ terör örgütünü bir parça daha tanımış olacaksınız!!! Yine sayım Cumhurbaşkanımızın 15 Temmuz sonrası FETÖ mensuplarını tarif etmek için kullandığı “ Bunların bu kadar da ileri gideceğini ve hain olacaklarını tahmin etmezdim” şeklinde söylemlerini bile yeterli bulmayarak sizlere FETÖ’ yü anlattığım kadarı ile ihanetlerinin kelimelerle anlatılmayacak kadar büyük olduğunu göreceksiniz!!! Yazın dizimiz devam edecek, sizleri sıkmamak adına bu gün ki yazımıza son veriyorum, okuyan tüm okurlara saygılar. 


 Emekli Polis Memuru 

 İbrahim Yıldız

Diğer Haberler
REFERANDUM SEÇİMLERİ ÖNCESİ BOMBADA FETÖNÜN PARMAK İZLERİ!!! (1)
DARBELERİN GÖBEĞİNDELER AMA GÖRÜNMÜYORLAR (4)
EMEKLİ İSTİHBARATÇI İBRAHİM YILDIZ:DARBE İLE KARŞI KARŞIYAYIZ!
FETÖNÜN SİYASALLAŞMA SÜRECİ SÖZCÜSÜ: CAN ATAKLI!
BİZİ DİNLEYİN!!!