NE OLDUYSA O KARARDAN SONRA OLDU

15 Aralık 2020, 17:08
Savunma sanayinin milli olması önemlidir ama bundan çok daha önemlisi ülkeyi yönetenlerin ve yönetmeye talip olanların milli olmasıdır.

Her şey 14 Mayıs 2004 tarihinde yapılan Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantısında alınan kararla başladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan ve 4 saat süren Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantısında Erdoğan’ın önüne tank, helikopter ve insansız hava aracı alımı için 11 milyar dolarlık bir fatura kondu.

 

Kendisinden önceki başbakanların aksine Erdoğan, bu kadar büyük bütçelerle dışarıdan hazır ürün alınmasına karşı çıktı. Ona göre yerli ve milli imkânların azami kullanımı ile yurtiçi üretimi ve özgün tasarımı esas alan yeni tedarik modellerinin oluşturulması ve Türk Silahlı Kuvvetleri ihtiyaçlarının bu modeller çerçevesinde karşılanması gerekiyordu. Dolayısıyla da mevcut alım ihaleleri Erdoğan’ın karşı çıkmasıyla iptal edildi.

 

Erdoğan’ın savunma sanayi dış alım ihalesini iptal kararından sonra varlığını batı uşaklığına adamış ve bundan dolayı beyni prangalı bir takım köşe yazarları ve bazı siyasiler “milletin istikbali tehlikeye atılıyor, Türk Silahlı Kuvvetleri zayıflatılmaya çalışılıyor” gibi saçma sapan açıklamalar yaparak milletin kafasını karıştırmaya çalıştılar.

 

Oysa Erdoğan’ın yapmak istediği şey, dışarıya bağımlılığı mümkün olduğu kadar azaltmak ve yerli savunma sanayini ayağa kaldırmaktı. Tarih bize defalarca göstermişti ki, milyarlarca dolar ödeyip sürekli silah satın aldığımız sözde müttefiklerimiz, zor zamanlarda bu silahları ya bize satmıyor, ya da çeşitli bahanelerle teslimini geciktiriyorlardı. Erdoğan, yaşanmışlıklardan gerekli dersi fazlasıyla çıkarmış ve yerli savunma sanayinin ayağa kaldırılmasına çoktan karar vermişti.

 

Erdoğan’ın 2004 yılında verdiği o stratejik karar sonrasında savunma sanayi adeta şaha kalktı.

O gün itibariyle %20’lerde olan yerlilik oranı bugün %75’lere dayanmış durumda.

O gün savunma sanayi AR-GE projelerine verilen destek sadece 49 milyon dolarken bugün 2 milyar dolara yaklaştı.

O gün bir elin parmağı kadar Türk firması savunma sanayi alanında faaliyet gösterirken bugün bu sayı binleri geçti.

O gün savunma sanayinde 60 civarında proje varken, bugün hâlihazırda 700 civarında proje devam ediyor.

 

Devam eden bu projelerden her gün birkaçı tamamlanarak TSK envanterindeki yerini alıyor. İHA ve SİHA’larımızın sınırları aşan bir marka değeri ve namı var. Çok çeşitli mühimmatları artık kendi milli imkânlarımızla ve çok daha güvenli bir şekilde ve üstelik çok daha ucuza üretebiliyoruz. Milli tank, gemi, helikopter, uçak, uydu, füze, motor başta olmak üzere yüzlerce projemiz tam gaz devam ediyor. Türkiye gerek deniz, gerek kara ve gerekse hava savunma sistemlerini kendi kendine yetecek düzeye erişinceye kadar geliştirmeye ve o projeler için yeterli maddi kaynağı ayırmaya devam etmelidir. Savunma sanayinde %75 yerlilik önemli bir orandır ama yetmez, erişebileceğimiz maksimum seviyeye kadar çalışmalara devam etmeliyiz.

 

Dünyanın en prestijli savunma sanayi listesi olarak kabul edilen "Defense News Top 100"de yer alan ASELSAN, TUSAŞ, BMC, ROKETSAN, STM, FNSS ve HAVELSAN gibi 7 Türk şirketi ile dünyada 4. Sırada bulunuyor Türkiye.

 

ABD, S-400’leri bahane göstererek Türkiye’nin yükselen savunma sanayine yaptırım uygulama kararı aldı. Yaptırım uygulanan kurumdan da anlaşılacağı üzere ABD’nin derdi sadece S-400’lerden ibaret değildir. Bundan çok daha önemlisi Türkiye’nin dik duruşu ve ABD’ye rağmen bölgede uyguladığı (Doğu Akdeniz, Libya, Suriye, Irak, Karabağ...) bağımsız politikalar ve savunma sanayinde attığı yerli ve milli adımlardır. İşte bu durumların her biri ABD’yi rahatsız etmektedir. ABD, eskiden olduğu gibi kendine tam bağlı ve bağımlı bir Türkiye hedeflemektedir ama Türkiye artık eski Türkiye değildir. Eninde sonunda bunu onlar da kabul edecek. Yeter ki biz iktidarıyla, muhalefetiyle bu tür milli konularda birlik olalım.

 

Savunma sanayinin milli olması önemlidir ama bundan çok daha önemlisi ülkeyi yönetenlerin ve yönetmeye talip olanların milli olmasıdır.

 

Selam, sevgi ve dua ile…

Diğer Haberler
DÖVİZ KURLARINDA YAŞANAN HAREKETLİLİK
YEDİKLERİMİZ DEĞİL VERDİKLERİMİZ BİZİMDİR
İÇİMİZDEKİ ÇOCUK
TANK PALETİ FABRİKASI GERÇEĞİ
AYASOFYA
MİLLET EĞİLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ
ELVEDA ŞEHRİ RAMAZAN ELVEDA
DİYANET HAK'KIN SÖZCÜSÜDÜR, HAZZIN DEĞİL