Bugüne kadar hiç karşılaşmadığımız bir hayat yaşıyoruz son zamanlarda. Dedemizden, nenemizden geçmişe dair çok zorluklar, yokluklar, kıtlıklar, seller ve depremler dinlemiştik ama böylesi bir hayat yaşadıklarına dair hiç bir şey duymamıştık onlardan.

Yarım asra yaklaşan ömrümde şu son döneme kadar Cuma namazını kılamadığımı hatırlamıyorum. Kar, fırtına, askerlik, yolculuk, hastalık dâhil her durumda Cuma namazı kılmak hep nasip olmuştu. Ama artık değil, çünkü salgın var ve camiler kapalı, evlerden çıkamıyoruz.

Bir milimetrenin milyonda biri büyüklüğünde daha doğrusu küçüklüğünde olan bir virüs, tüm insanları olduğu gibi bizi de aylardır eve hapsetmiş durumda. Eşimizi, dostumuzu, ana babamızı dahi ziyaret edemez olduk. Hayatımızda hiç yapmadığımız kadar görüntülü görüşmeler yapmaya başladık. Sevdiklerimizle görüntülü görüşmeler yaparak hasret gidermeye çalışıyoruz. İnşaAllah tez zamanda bu musibetten kurtulup normal hayata döneriz.

Dünyanın anlı şanlı koca koca ülkeleri bu küçücük virüsle baş edemeyip pes ettiler. Sağlık sistemleri çöktü, hastanelerde yer yok ve her gün yüzlerce insan korona virüs sebebiyle ölüyor. Dünyada ve ülkemizde insanlar uzun zamandır işlerine, öğrenciler de okullarına gidemez oldular. Yaşlısı genci sokaklara, parklara çıkamaz olduk. Zorunlu olarak sokağa çıkmamız gerekiyorsa da, son dönemde dünyada en çok aranan ürün olan cerrahi maskemizi takıp anca öyle evden çıkabiliyoruz. Dışardaki işimizi hızlıca halledip bir an önce eve dönmeye gayret ediyoruz. Eve döner dönmez ilk iş, elleri itinalı bir şekilde yıkamak oluyor. Hatta el yüz yıkamakla yetinmeyip her seferinde duş alan insanlar dahi çokça var. Yani daha önce “temizlik imandandır” hadisi şerifi dilimizde idi, son dönemde ise hayatımızın ta kendisi oldu.

Dünyayı kasıp kavuran korona virüs salgını dolayısıyla evlerimizde izole bir ortamda iyice bunalmışken on bir ayın sultanı Ramazan-ı Şerif tüm güzellikleriyle hayatımıza huzur, gönlümüze ferahlık, evlerimize bereket getirdi. Hoş geldin safalar getirdin ey şehri Ramazan.

Bundan önceki her Ramazan yaklaştığında olduğu gibi bu yıl da, Ramazan ve oruçla uzaktan yakından bir alakası olmayan zevat yine ortaya çıktı ve “virüs salgını varken oruç tutmak sakıncalı, oruç bağışıklık sistemini zayıflatır, Ramazan ertelenmeli” gibi saçma sapan fikirlerle milletin kafasını bulandırmaya çalıştılar. Din cahili bu gafiller bilmezler ki oruç tutan sıhhat bulur.

Korona virüsten bile daha zararlı din karşıtı bu fikirlerden çoluk çocuğumuzu korumalıyız. Salgın dolayısıyla evde olma durumumuzu fırsata çevirip yavrularımızın eksik yönlerini bu dönemde tamamlamaya çalışmalıyız. Bugüne kadar evlatlarımıza ayırabileceğimiz bu kadar çok vaktimiz hiç olmamıştı. Bizim vaktimiz olsa onların olmuyordu, onların olsa bizim olmuyordu. Şimdi onlar da, biz de zorunlu olarak evdeyiz.

Ebeveynler olarak çocuklarımızı düzenli namaz kılmaya, kuran okumaya, faydalı programları birlikte izlemeye teşvik etmeliyiz. Madem camiye gidemiyoruz o halde cami ortamını eve taşımalıyız. Vakit namazlarını da, teravih namazlarını da pekâlâ çoluk çocuğumuzla cemaat halinde evde kılabiliriz.  Belki de bugün bize kötü gibi gözüken korona virüs, hiç ummadığımız iyiliklerin kapısını aralamamıza vesile olacak. Biz bilemeyiz, geleceği sadece Allah Teâlâ bilir. Mevlâ görelim neyler, Neylerse, güzel eyler...

Ramazan; eğer sizin için huzur ve bereket dolu sahurları aksatmamaksa, insanoğlunu Allah katında yücelten sevinç dolu iftarları heyecanla açmaksa, sadece bedenleri değil gönülleri de rahatlatan teravihleri ailecek kılmaksa Ramazan-ı Şerifiniz mübarek olsun.

Ramazan; eğer sizin için Kerim kitabımızla yeniden buluşmaksa, Mukabelenizle Kur’an aşkınızı ve şuurunuzu pekiştirmekse, Resul-i Ekrem Efendimiz’in derdiyle dertlenmek ve ona yoldaş olmaksa Ramazan-ı Şerifiniz mübarek olsun.

Ramazan; eğer sizin için fıtır sadakanızla, zekât ve infakınızla kazancınızı, zihninizi, kalbinizi, dilinizi arındırmaksa, ibadetlerinizle, hayır ve hasenatınızla Rabbimize yakınlaşmaksa Ramazan-ı Şerifiniz mübarek olsun.

Ramazan; eğer sizin için bir irade eğitiminden geçmekse, kötü alışkanlıkları terk edip güzel hasletler kazanmak için bir fırsatsa, türlü hengâmelerle kirlenen zihinlerinizi yeniden arındırmaksa ve türlü arzular peşinde bitap düşen nefislerinizi dizginlemekse Ramazan-ı Şerifiniz mübarek olsun.

Ramazan; eğer sizin için türlü meşgalelerle yorulan gönüllerinizin tekrar huzur bulmasıysa, kavgalara, çirkinliklere, kötü sözlere, günah ve isyanlara karşı iç âleminizi kapatmaksa ve bu tür olumsuzluklara karşı sadece midenize değil aynı zamanda dilinize, elinize, gönlünüze bütün uzuvlarınıza iftarı olmayan bir oruç tutturmaksa Ramazan-ı Şerifiniz mübarek olsun.

Ramazan; eğer sizin için dilinizin güzel sözler söylemesiyse, gönlünüzün güzel duygular beslemesiyse, aklınızın insanlığa huzur verecek bilgi ve düşünceler üretmesiyse, elinizin hayırlı işler yapmasıysa, gözünüzün güzelliklere bakarak Yüce Rabbimizin kudret ve kuvvetini tefekkür etmesiyse Ramazan-ı Şerifiniz mübarek olsun.

Ramazan; eğer sizin için bir sabır ve şükür eğitimine dönüştüyse, yeryüzünde açlık ve susuzluk çeken milyonların acısını, çilesini bir ay boyunca yüreğinizin derinliklerinde hissetmekse, hissettikçe de elinizdeki nimetlere şükretmek ve israftan kaçınmaksa, her bir nimetin emanet olduğunu, bir gün mutlaka geri alınacağını tekrar tekrar hatırlamaksa Ramazan-ı Şerifiniz mübarek olsun.

Ramazan; eğer sizin için elinizdeki imkânları paylaştıkça çoğalacağını öğrettiyse, “Sevdiğiniz şeylerden Allah için vermedikçe iyiliğe erişemezsiniz.” âyetinin anlamını daha iyi kavramaksa, etrafınızdaki yetim ve kimsesizlere, ihtiyaç sahiplerine, gariplere, ülkemize sığınmış mültecilere gönüllerinizi ve ellerinizi açmaksa Ramazan-ı Şerifiniz mübarek olsun.

Rabbim sağlık, âfiyet ve huzur içinde Ramazan-ı Şerifi hakkıyla eda edebilmeyi rahmet, bereket ve mağfiretinden istifade etmeyi ve bir ay değil, bir ömür Ramazan iklimini yaşamayı ve yaşatabilmeyi, affedilmiş ve virüs salgınından kurtulmuş olarak Ramazan bayramına kavuşmayı cümlemize nasip eylesin. Ramazan-ı Şerifiniz mübarek olsun.

Selâm, Sevgi ve Dua ile…