BİN YILLIK HAÇLI PROJESİ KUZEY SURİYE

30 Mart 2019, 19:24
Son birkaç yıldır sık şekilde dile getirilen devletimizin ve milletimizin beka meselesini bin yıl öncesiyle karşılaştırma yaparak inceleyelim, tarihimizin bin yıl öncesinin olayları ile günümüzün olayları birbiriyle ne kadar benzediğini hep beraber görelim ve buyurun okuyalım...


BİN YIL ÖNCE
Bin'li yılların sonunda Haçlı seferleri öncesi Avrupa'da kıtlık ve fakirlik had safhaya ulaşmış ve Avrupalı devletler krallar birbirleriyle savaşıyor tabiri caizse birbirlerini boğazlıyorlardı. Ta ki papa 2. Urban bütün Hristiyanlara seslenip birlik olmalarını ve onlara göre kutsal toprakları Kudüs'ü kurtarma çağrısı yapana kadar. Tabi ki Müslümanların sahip olduğu topraklar onlara göre sadece kutsal değildi aynı zamanda zengin topraklardı verimli tarım arazilerine ve değerli madenlere sahipti ve bu durum Haçlıların iştahını kabartmıştı ve aralarındaki mücadelelere son verip birleşerek akınlar ve seferler düzenleme kararı aldılar. 
Haçlılar papanın çağrısıyla birlikte hareket etme kararı aldıklarında İslam Dünyası Bağdat'ta Sünni Abbasi hilafeti Kahire'de Şii Fatımi hilafeti olarak ikiye bölünmüş iç çekişmelerden dolayı Büyük Selçuklu hakimiyeti sona ermiş bölgesel hakimiyetler sağlayan beylikler birbirleriyle savaş durumundaydı. İslam ümmeti başına gelecek olan felaketlerden habersiz olarak ne medreselerde kafalarını sadece fıkhi meselelere takmış birbirine cevap yetiştirmeye çalışan ulemalar ne de Müslüman ahali maalesef farkında değillerdi. bir de bu çekişmeler yetmediği gibi tahrifçi, soyguncu Haşhaşi takımı türemiş İslam Coğrafyası üzerinde her türlü kaos ve bozgunculuğa ve darbelere sebep olmuşlardır.


GÜNÜMÜZDE
Gelelim günümüze İkinci Dünya Savaşı sırasında tabiri caizse birbirini doğrayan şehirlerini harabeye çeviren Avrupa devletleri aralarındaki savaş durumunu ve çekişmeyi durdurmuş ve yine bin yıl önceki gibi birleşme kararı almışlardır sonucunda Avrupa Birliği olarak bugüne kadar bütün meseleleri birlikte çözüme kavuşturmuş Amerika Birleşik Devletleri ile birlikte hareket ederek özellikle Müslüman coğrafyası üzerinde zengin yeraltı ve enerji kaynakları ve tabi ki tarihi kutsal emelleri nedeniyle hakimiyet kurma yarışına girmişlerdir. Müslüman devletleri ise yine aynı bin yıl önceki gibi Sünni Şii diye ikiye bölünmüş ve birbirleriyle ya savaş halinde ya da birbirlerine ambargo uygulamakta veyahut ta Haçlı dediğimiz Avrupa'nın Amerika'nın yanında yer alıp komşusunun işgaline göz yummaktadır. Bin yıl önceki Şii Fatımı Devleti günümüzdeki İran'a çok benzemektedir ve bin yıl önce dağınık olan Sünni dünyası da bugün kan ve gözyaşının dinmediği yine paramparça olmuş birkaç iktidarsız devlet ile yine Sünni dünyası içinde olup ta Haçlı'ya yardım ve yataklık eden körfez ülkelerinden ibarettir. Ne ibrettir ki günümüzde de bin yıl önceki haşhaşilere benzer tehlikeli guruplar türemiş ülkemizde Fetö terör örgütü olarak kendini göstermiş diğer Müslüman devletlerinde de başka isimli yapılar cuntacılar darbeciler bozguncular olarak ortaya çıkmaktadırlar.


BİN YIL ÖNCE
1. haçlı seferiyle ilk etapta Anadolu Selçuklu Devleti savuşturmaya çalışmış ama aynı zamanda deniz yolu üzerinden Doğu Akdeniz kıyılarına akın akın gelen Haçlılar 1098 yılında ilk önce Urfa şehri kısa bir süre sonra Antakya şehirlerini Müslümanların elinden almışlardı.1099 yılında da İslam toprağı olan Kudüs haçlılarca işgal edilmişti. Hem Urfa hem Antakya ve hem Kudüs'te işgal sırasında Müslümanlar adeta avlanıyordu tapınak şövalyelerinden oluşan kana susamış katil sürüsü Müslüman öldürmek için birbiriyle yarışıyordu Müslüman öldürdükçe günahlarından arındıklarını düşünüyorlardı çocuk, kadın demeden baş kesiyorlar karın deşiyorlardı mescitlere camilere sığınanları camilerle beraber ateşe veriyorlardı bu üç şehirde de feci şekilde katliamlar yaşanmış her yer kan gölü ve kanlı çamur olmuştu.neticede o zamana kadar 500 yıldan fazla süredir İslam şehirleri olan Urfa'da haçlı kontluğu, Antakya'da Haçlı Prensliği ve Kudüs'te Haçlı Krallığı kurulmuş oldu. Böylelikle Güneydoğu Anadolu dahil Suriye'nin Kuzeyinden, Suriyenin Akdeniz kıyılari ile birlikte Kudüs'e kadar Haçlı hakimiyeti sağlanmış oldu bu bölgede açıkçası ezanlar susturulmuştu.


GÜNÜMÜZDE
2003 Yılın'da Amerika başkanı Bush Haçlı seferleri başlamıştır diyerek Irak Amerika tarafından işgal edildi Irakta 2 milyona yakın insan ağır silahlarla katledildi git gide istikrarsızlaşan bölgedeki sorunlar bin yıl önce haçlı seferlerinin hedefi olan Suriye topraklarına da sıçramış oldu ve fiili olarak 2015 yılı itibariyle özellikle deniz yoluyla koalisyon gücü (Haçlı) Avrupalı ve Amerikalılardan oluşan işgal güçleri bilhassa Kuzey Suriyeyi işgal etmiştir bin yıl önceki tapınak şövalyelerinin yerini günümüzde Suriye'de yine Avrupalılardan oluşan lejyonerler ypgli pkklı teröristler yer almıştır. Filistin'de de Müslüman katliamı bin yıl önce olduğu gibi günümüzde de siyonistler tarafından yapılmaktadır. Dikkat bin yıl önce haçlılar Kudüs Haçlı krallığı kurmuştu bugünse siyonistlerin başkenti olduğu ilan edildi yine Antakya'da Haçlı Prensliğini kurmuşlardı bugünse Antakya'nın dibinde bulunan sözde Afrin kantonunu kurdular, bin yıl önceki Urfa Haçlı Kontluğu yerine ise yine Urfa'nın çok yakınında yer alan Kobani Tel-Abyad ve Rakka şehirlerinde kurulan kantonlarla bir nevi birer kontluk kurmuş oldular. Yine bin yıl önce yapılan Müslüman kıyımı günümüzde bu bölgede devam etmiş başta Halep Rakka ve İdlib şehirleri birer harabeye dönüşmüş milyonlarca insan ağır bombardımanlarla katledilmiş milyonarcasını da mülteci konumuna getirmiştir. Bin yıl önceki gibi Kuzey Suriyeden Doğu Akdeniz kıyıları dahil Kudüs'e kadar uzanan bölgede Müslümanlara özellikle Sünni Müslümanlara soykırım veya mültecileştirme politikası gütmüşlerdir


BİN YIL ÖNCE
Haçlılara karşı yapılan zulümlere ve katliamlara karşı nihayet İslam Dünya'sından tepkiler oluşmuş ve özellikle Irak Suriye bölgesinde hakimiyet kuran İmadeddin Zengi Haçlıları Urfa'da yenilgiye uğratmış ve 1144 Yılında Urfayı tekrar İslam toprağı yapmıştır ve Haçlıların aksine şehir teslim alınırken de herkesin can ve mal güvenliği sağlanarak teslim alınmıştır. Sonrasında 1187 Sultan Selahaddin Eyyubi Kudüs'ü katil yağmacı haçlı sürüsünden geri almış ve Kudüs'ün gayrimüslimlerine en ufak zarar dahi gelmemiştir. sadece Antakya Haçlı Prensliğinin fethi biraz uzun sürmüş Memluklular tarafından 1268 yılında tekrar İslam topraklarına katılmıştır.


GÜNÜMÜZDE
Devletimiz Fırat kalkanı ve Zeytin Dalı askeri operasyonlarıyla Haçlıların teröristlerine karşı savaşmış ve bin yıl önce İslam ordularının Urfa'da Kudüs'te yaptığı gibi ne Afrin'de ne de El-Bab'da ne de Cerablus'ta sivil halka en ufak zarar dahi verilmeden teslim alınmıştır. böylelikle Antakya'nın dibinde kurulan haçlı kantonları yıkılmıştır.
bundan sonraki aşama aynı süreç Fırat'ın doğusu için biran önce işleme alınıp Urfa'nın dibindeki Haçlı kantonları da daha öncekiler gibi tarihe gömülmelidir.


Nihayetinde önümüzde bin yıllık bir ibret ve bir tarih var coğrafyamızda oynanan oyunların çizilen projelerin geçmişinin bin yıl öncesine kadar dayandığını iyi bilmeliyiz ve muhakkak tarihimizi önce kendimize ve evlatlarımıza sonra gelecek nesillerimize öğretmeliyiz. Günümüzde Haçlı seferleri var gücüyle devam etmektedir. Bu haçlılara ve uşaklarına karşı bin yıl önce olduğu gibi bizlerin tek görevi; herzaman bir olup birlik olup günümüzün İmadeddin Zengilerine ve Selahaddin-i Eyyubilerine sahip çıkmaktır. ilk görevimiz Kuzey Suriyedeki haçlı projesini yırtıp atmak olmalıdır. Bunda başarıya ulaştığımızda da önümüzde siyonist işgal altında bulunan kutsalımız Kudüs'ümüzü özgürleştirmek İslamlaştırmak kalacaktır.


ABDULLAH ASLAN

Diğer Haberler
ÖZ VATANINDA, ÖZ BAYRAĞININ ALTINDA MÜLTECİ OLMAK!
MÜJDELER OLSUN DOĞDU BATMAYAN GÜNEŞ!
ECZACI İLE MÜNAZARA
BÜYÜK ÇAMLICA CAMİİ NEDEN YAPILDI?
KERVAN
MÜSLÜMAN TÜRK FİLİSTİN’E NEDEN AĞLAR?
BİR ABDULLAH'IN KÜNYESİ
ŞEHİDLER ANISINA