Nurculuktan Palabıyık Tarikatına Uzanan Profesör Ahmet Akgündüz Seruveni

25 Ocak 2019, 12:42
O Kendini Profesör diye tanıtan esasında eserlerini incelediğinizde derleme toplama yapıp ismini kapak yapan Nurcuların Nazarında bu günlerde palabıyık tarikatının halifelerinden olan namı diğer Ahmet Akgündüz.


Palabıyık meselesine gelince.. Akgündüz kendi çürük fikriyatına, bir palabıyığı üstadı şeyhi kabul etmiş olmalı ki; her fırsatta Risale-i Nur hizmetinde bulunan bütün nurcularla kanlı bıçaklıyım diye 12 Temmuz 2017 de kamuoyuna açıktan bir şekilde Bediüzzaman'ın talebelerine olan kinini ilan eden; elinde dağlarda silahlar ile poz dağıtan palabıyığı, ultra profesör Ahmet Akgündüz ruhuna yakın hissetmiş olmalı ki; her fırsatta birlikte hacivat-karagöz oyununun ötesinde bence bilinçli bir plan proje dahilinde hareket etmeye devam ediyorlar. Bizlerde Saff-ı Evvel, şeceresi gerçek, sahih Nur Talebelerinin torunları olarak, bu plan ve projeleri bu vesile ile çevremize ilan etmeye devam ediyoruz.

Birinci Husus: Peygamber Efendimiz aleyhisselatu vesselam : "Müşriklere muhalefet edin sakallarınızı serbest-tastamam bırakın/uzatın, bıyıklarınızı kısaltın.” (Buhari, Libas, 64;  Müslim,Taharet, 54)

buyurması sebebi ile Akgündüz’ün yeni şeyhi-üstadı, bütün nurcular ile kanlı bıçaklı olan yazar eskisine, bıyıkları kısaltmasını tavsiye ile söze başlıyoruz. Zira imanından güç alanlar ile palabıyığından güç alanlar bir olmazlar..

Her neyse bu kadar latife ile iktifa edip Risale-i Nur Talebelerine ve bu aziz milletin çoğunluğunun reyi ile seçilmiş hükümet ve Reisi Cumhurumuz Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN'a bakan güncel meselelere ve bilhassa Bediüzzaman Hazretlerin Risale-i Nur'da kesin bir dil ile ifade buyurduğu Mutlak Vekili ve şuan son Varisi Hüsnü BAYRAMOĞLU ağabeyin rahatsızlanması hususunda bir kaç maddeyi nazarlarınıza sunma zarureti hasıl oldu.
 Zira Risale-i Nur ile alakalı bir mevzu olduğunda biz hakiki Saff-ı Evvel Nurcuların aileleri, torunları, şahidler olarak konuşmamız gerekiyor ki hakikata karşı hürmetsizlik eden ve nurcuları kirli bir oyunun parçası olmaları için geceli gündüzlü gayret gösteren; adı pala olsun profesör olsun doktor olsun öğretmen olsun marangoz olsun ne olursa olsun, hangi maske altında olursa olsun, şer hesabına çalışan bu tiplere karşı ümmet-i Muhammedi(s.a.v) uyarmak, dikkatli olmalarını hatırlatmak, emr’i- bil ma’ruf nehy’-i anil münkerde bulunmayı bir görev addediyoruz.

Öncelikle bazı profesörlerin, flaşbelleklerin, harddisklerin ve bil umum printırların hoşuna gitmese de; bir hakikatı çürütmek için şöförlükten araba tamirciliğine meseleyi indirgemeye boş bir gayretler içinde debelenseler de, bütün Nurcuların ağabeyi ve Risale-i Nur'da kesin bir dil ile haber verilen Hüsnü BAYRAMOĞLU ağabeyimiz mutlak vekil ve varistir. Vekil ve Varis demek ise, birinci ağız ve gözden şahid olarak bu hizmet-i Nuriyenin, harfi harfine, tahrife uğramadan, nesilden nesile aktarılmasındaki vazifeli şahsiyet demektir. Bu mana çerçevesinde Üstadımız Bediüzzaman hazretlerinin ve varislerinin ve vekillerinin gösterdikleri yolu takip edenler cadde-i kübra-i Kur’aniye içinde kalırlar. Muhalif bir surette harekete devam edenler ise bilerek bilmeyerek İslam düşmanlarının yardımcıları hükmünde olurlar, konu bu kadar net ve açıktır.

Hüsnü ağabeyin rahatsızlandığını haber alan Türkiye Cumhuriyeti Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, geçmiş olsun telefonu açıp dua ederken; bazı profesörler o vakitlerde bu hastalığa, dua edip geçmiş olsun diyeceği yerde, densizcesine haksız ve yersiz ve hadsiz bir surette Risale-i Nurdan pasajları kırpıp kesip, aklınca kendine göre de zekice, hakikata göre ise haylaz bir çocuk eğlencesi ile “ey hasta kardeşler” diye üstadın sözünü neşr ediyor, tövbe ve istiğfara davet ediyor. Biz buradan o profesöre diyoruz: Hakiki hastalık, manevi hastalıktır. Eyyübvari (aleyhisselam), zahiri hastalıklar, dünyevi hastalıklar, müminler için nimet ve manevi makamlardır, terakkilerdir. Fakat o profesör öyle bir hastalık içine düşmüş ki, daha hiç bir Lokmân Hekim, onun derdine deva olamaz. Bundan ötürü, benim gibi, elinde ona deva olacak alternatif tıp misali acı tiryak dağıtan bir hekimin eline düştü. Umarım kütük gibi enaniyet ve kibrinin kurbanı olmaz, o ilacı istimal eder, bu hastalıklarından acilen kurtulur.

Diğer bir husus: aynı Profesör, tabi olduğu palabıyık tarikatının herzelerini neşr ederek demiş ki, palabıyık kardeşime aynen katılıyorum.

Peki palabıyık şeyhi ne buyurmuşlar adı risale haber olan bir haber sitesin de: Diyanetin Risale-i Nur'un Basımını Durdurması Fetö'nün Zaferi!

Ben buradan Türkiye Cumhuriyeti Savcılarını göreve davet ediyorum. Bu söz bu iftira dünyadaki ve ahiretteki hiç bir Risale-i Nur talebesinin sözü değildir. Bu söz tesirli olsun diye risale haber adında bir  maske ile neşr ediliyor. Nurcuların ağabeyi Bediüzzaman hazretlerinin mutlak vekil ve varisinin kesin söz ve kanaati şudur ki :

Ağabeyimiz defalarca diyor ki: Diyanetin Risale-i Nur'u basmış olmasından memnun ve razı ve duacıyız. Bunun ile beraber Reis-i Cumhurumuz Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür ediyor ve dua ediyoruz ve Onun ile beraber olan adayları destekliyoruz. İşte tek hakikat, dinlenmesi geren söz konusu Risale-i Nur ve Nur cemaati olduğunda, bilinmesi gereken gerçek budur. Bu beyanların aksini nurcu kimliği ile neşr edenler, Bediüzzaman ve davası ile kanlı bıçaklı husumet içinde olan şer cereyanından başka bir şey değildir.

Devletimiz, Risale-i Nurun adını kullanarak, Devletimizin Nadide Kurumu olan Diyanetimizi zan ve töhmet altında bırakan bu kimselere, gereken cevabı vermeli ve hakiki nur talebelerini bu tiyatro oynayan; üzerlerine yakışmasa da nur kıyafeti giyip dalaletini neşr eden şebekeye karşı gerekli önlemlerini iç ve dış güvenlik olarak yorumlayıp, geç olmadan tedbir almalılardır. Zira bunların istediği nurcuları kışkırtmak, Devleti eleştire eleştire, bir iç kargaşa ve kalkışma çıkmasını sağlamak, bu olmasa bile böyle bir havanın Devlete karşı estirilmesi ve Devlete karşı topuz göstermelerinden ibarettir. Fetö ilk saldırısını, dersane meselesini büyütüp ilmen eleştiriyor gibi görünerek, halkı galeyana getirmişti. Biz bu tiyatroyu daha önce dersane meselesinde gördüğümüzden, şimdi daha rahat ve net olarak Diyaneti fetö ile ilişkilendirenlere bunu da risale haber adı altında yapanlara karşı Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve güvenlik güçlerini uyarıyoruz. Tahkikat yapılmalı incelemeye almalılar ki bütün nurcuları bu oyuna çekmek isteyen şebekelerin önü alınsın bunlara meydan ve fırsat tanınmasın.

el hasıl..

Palabıyık tarikatının şeyhi sözlerime alınmasın zira kendisini cerbezede usta sanarak, kemalizm sisteminin kurduğu harf inkilabının ve dil ve edebiyatının müridi olarak ilan etmiş olması, “divanelere ancak divanelerin anladığı gibi yazılmalı” kaidesince, yazmamıza sebebiyet veriyor. Palabıyık, kemalizme tabi olarak, noktada virgülde kılda tüyde uğraşıyorken; bizlerin Reddiyeleri ile üst üste Türkiye ve Dünyada risale-i nur hizmeti yapan vakıf nurcu ağabeylerimiz teşekkür ve dua ediyorlar. Onların dualarına amin derken sizlerin ıslahı için yaptığı dualara ayrıca elfu elfi amin diyoruz.

Selam Hüdaya Tabi Olanların Üzerine Olsun
Araştırmacı Yazar
Saffı Evvel Talebe-i Nur Çilingir Ali Savranın Has Torunu
Çekirdekten Nurcu (bunun dışında 5 kuşaktan ayrıca Bediüzzaman ile irtibatı bulunan)

Süleyman Yasin Akdeniz

Diğer Haberler
Ak Partiyi Bitirmek için Ak Parti içi Yürütülen Gizli Operasyonlar
Türkiye'de Filistin ve Filistinliler Hakkında Hangi Yalanlar Dillendiriliyor?
Berat İstiyorum
Bu Yükselişe Kimse Yetişemez!
Fetö Frarisi Fuat Avni Lakaplı Aydoğan Vatandaşın Mesai Arkadaşı Mustafa Aydın Dosya Tv Neden Panikledi?
Diriliş Postası Yazarı, Dosya Tv ve Oda Tv İş Birliği İle Ortaya Atılan Bir Kumpas Daha Deşifre Oldu!
Said Özadalı Hakkında Suç Duyurusun'da Bulunmamın Perde Arkası?
Masum İnsanları Adım Adım Nasıl Fetöcü Yaptılar?