YEREL SEÇİMLER BAZEN ANAHTAR BAZEN KİLİT OLUR

14 Ocak 2019, 12:51
2014 yerel seçimleri arifesinde yaşanan onca kara propagandaya rağmen milletimiz, üstün ferasetiyle olayların arka planını gördü ve 1.000 belediyenin 18’i Büyükşehir, 30’u il ve 561’i ilçe olmak üzere tam tamına 609’unu yani tüm belediyelerin %61’ini Ak Parti’ye teslim ederek DURMAK YOK, YOLA DEVAM dedi.

Beş yıllık bir aranın ardından yeni bir yerel seçimin eşiğindeyiz. Bundan tam beş yıl önce bir önceki yerel seçimlere nasıl bir ortamda gittiğimizi hatırlarsak, bugünü daha doğru bir şekilde değerlendirebiliriz diye düşünüyorum.

Hatırlayalım!

Türkiye, 2013 yılına çok güçlü bir şekilde girmişti. 14 Mayıs 2013 tarihi itibariyle Türkiye, 52 yıldan beri borçlu olduğu ve 19 kez anlaşma imzaladığı “Uluslararası Para Fonu” kısa ve bilindik adıyla IMF’ye son borç taksitini ödeyerek bir dönemi kapatmıştı. Bu tarih itibariyle Türkiye, IMF’den borç alan değil, istenirse IMF’ye borç verebilecek bir ülke konumuna gelmişti.

2013 yılı, Türkiye ekonomisi için her alanda özel bir yıldı. Çünkü son 44 yılın en düşük enflasyon rakamları görülmüştü. Yine bu yıl içerisinde Hazine’nin borçlanma faizleri, tarihin en düşük seviyesine inerek, yüzde 5’in dahi altını görmüştü. İşte ne olduysa bundan sonra oldu. Türkiye’nin hızlı yükselişini, bundan daha önemlisi ise milli politikalar geliştirme çabalarını durdurmak isteyen güçler düğmeye bastılar.

27 Mayıs 2013 tarihinde Taksim Meydanı yakınındaki Gezi Parkı’nda “ağaçlar kesiliyor” bahanesiyle dış güçler tarafından destekli olaylar başlatıldı. Bu şiddet olayları terör yanlısı grupların da katılımıyla kısa sürede ülke geneline yayıldı. Gezi olayları, AK Parti hükümetini devirmek isteyen dış destekli marjinal grupların kalkışma hareketine dönüştü. Ağustos sonu itibariyle kontrol altına alınabilen bu olaylar sonucu ülke ekonomisi yüz milyarlarca lira zarara uğradı. Ülkede yeni yeni esmeye başlayan ilkbahar havası, bu olaylar sonucu kısa bir sürede sonbahara dönüverdi.

Yerel seçimlere giden hükümet, bu kalkışmanın izlerini silmek istiyordu ki siyaset, mülkiye, adliye, maliye, askeriye ve emniyet olmak üzere devletin tüm kılcal damarlarına 40 yılı aşkın süredir sızan terör örgütü FETÖ/PDY harekete geçti. 17 Aralık 2013'te, FETÖ terör örgütünün ele geçirdiği İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 3 soruşturmada, iş adamı, bürokrat ve memurların da bulunduğu çok sayıda kişiye yönelik "kara para aklama", "altın kaçakçılığı" ve "kamu görevlilerine rüşvet" iddialı operasyonla başlatıldı. 25 Aralık'ta ise FETÖ/PDY kapsamında meslekten ihraç edilen ve halen firari olarak aranan savcı kılıklı terörist Muammer Akkaş harekete geçti. Dönemin Başbakanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın da aralarında olduğu ve çoğu Türkiye’nin dev projelerini yürüten iş adamları olmak üzere 96 kişi hakkında gözaltı kararı aldırdı.

2014 Yerel seçimler öncesi ilk olarak Gezi olayları ile devrilmeye çalışılan Ak Parti hükümeti, oradan kurtulunca bu sefer FETÖ’nün ele geçirdiği yargı ve emniyet darbesiyle devrilmeye çalışılıyordu. Ortalık toz duman, milletin kafası allak bullaktı. Her gün FETÖ tarafından yeni yeni tapeler yayınlanıyor, milletin kafası iyice karıştırılmaya çalışılıyordu. FETÖ gözünü iyice karartmış kendini gizleme gereği duymadan açıktan savaşıyordu artık. Ağa babalarından aldığı talimatın gereği olarak, AK Parti hükümetini devirmek için elinden geleni ardına koymuyordu. Yerel seçimlere çok az bir süre kalmıştı. FETÖ, iftira ve karalama kampanyalarıyla hükümeti hemen deviremese bile yerel seçim sonuçlarıyla, iktidara büyük bir darbe vurup onu zayıflatmayı hedefliyordu. Böylece hem 2014 yılında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’ın aday olmasını engelleyecek, hem de iktidar olmanın kapılarını Ak Parti’ye kapatacaktı.

Seçim işlerine kafa yoran herkes çok iyi bilir ki siyasi partiler için yerel seçimler, değerlendirebilen partiler için iktidarın kapılarını açan bir anahtar, değerlendiremeyen partiler için ise o kapıları kilitleyen bir kilittir. Yani yerel seçimler, bazen ANAHTAR; bazen KİLİT olur.

Erdoğan liderliğindeki Ak Parti’yi sandıkta yenemeyen muhalefet, işin aslını bilmesine rağmen bu iftiralar çerçevesinde bir seçim kampanyası yürütmeyi tercih ediyordu. Ak Parti’ye karşı MHP de dâhil tüm muhalefet adeta tek çatı altında birleşiyordu. İşte Erdoğan’ın TEK, Muhalefetin ise BİR olduğu bir atmosferde 2014 yerel seçimlerine gidildi.

Ülkemizde 397’si Belde belediyesi olmak üzere toplam 1.397 belediye var. Belde belediyelerinin tamamının seçim sonuçlarına etkisi orta büyüklükteki bir şehir kadar anca olabiliyor. Zaten belde belediyelerinde partilerden daha çok, kişiler kazanıyor. Bu yüzden Belde belediyelerini ayrı değerlendirmek, daha doğru olur diye düşünüyorum.  Belde belediyeleri dışındaki 1.000 belediyenin 2014 yerel seçim sonuçlarına göre siyasi partilere dağılımını sizlerle paylaşıp nasip olursa bir sonraki yazımda o seçim sonuçlarının detaylarına gireceğim.

2014 yerel seçimleri arifesinde yaşanan onca kara propagandaya rağmen milletimiz, üstün ferasetiyle olayların arka planını gördü ve 1.000 belediyenin 18’i Büyükşehir, 30’u il ve 561’i ilçe olmak üzere tam tamına 609’unu yani tüm belediyelerin %61’ini Ak Parti’ye teslim ederek DURMAK YOK, YOLA DEVAM dedi.

Selam, sevgi ve dua ile…

Diğer Haberler
DÖVİZ KURLARINDA YAŞANAN HAREKETLİLİK
YEDİKLERİMİZ DEĞİL VERDİKLERİMİZ BİZİMDİR
İÇİMİZDEKİ ÇOCUK
NE OLDUYSA O KARARDAN SONRA OLDU
TANK PALETİ FABRİKASI GERÇEĞİ
AYASOFYA
MİLLET EĞİLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ
ELVEDA ŞEHRİ RAMAZAN ELVEDA