24 Haziran seçimleri, Türkiye'nin seçimi olmasına rağmen sonuçları, başka başka coğrafyalarda da heyecanla takip edildi. Allah'ın izni ve milletimizin üstün feraseti ile bir kritik seçimi daha hayırlısıyla geride bırakarak yeni yönetim sistemine VİRA BİSMİLLAH dedik.

Milletimiz vaat yerine icraatı, algı yerine gerçeği, yıkım yerine inşayı, kargaşa yerine huzuru, belirsizlik yerine istikrarı, fakirleşme yerine zenginleşmeyi ve 2023 hedeflerini hayata geçirip 2053-2071 vizyonlarına yürümeyi tercih ederek, yine yeniden Recep Tayyip Erdoğan ile yola DEVAM dedi. Bu seçimle birlikte Erdoğan liderliğindeki AK Parti, son 16 yılda girmiş olduğu 13. Seçimi de kazanarak büyük bir rekora imza atmış oldu. Bu sonuç, malum bazı başkentlerde hüzne sebep olurken, İslam coğrafyası ve mazlum diyarlarda büyük bir sevince yol açtı.

Ana muhalefet partisi CHP’, Erdoğan karşısında girmiş olduğu tüm seçimleri kaybederek farklı bir rekora imza atmış oldu. Her girdiği ve kaybettiği seçimden sonra, nerde hata yaptık demek yerine milleti suçlayan CHP, en umutlu girdiği 24 Haziran seçimlerinin de kaybedenlerinden oldu. CHP, aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuç beklediği sürece istikrarlı bir şekilde kaybetmeye devam edecektir.

Bu seçimler öncesinde muhalefet partileri, medyanın bir kısmı ve anket şirketleri, bir kuyumcu hassasiyetiyle tartmaları gereken milletin nabzını, patates-soğan kantarıyla tartmaya kalkıştılar. Böyle olunca da seçim sonucunu yaklaşık olarak bile tahmin edemediler. Milleti bilgilendirmek yerine yönlendirmeye kalkışan ve bu seçimin kaybedenlerinden biri olan araştırma şirketleriyle ilgili yasal bir düzenleme yapılmasının uygun olacağı kanaatindeyim.

24 Haziran seçimlerinde Ak Parti’ye kızan bir kısım seçmen, Cumhurbaşkanlığında Erdoğan’a oy verirken, Milletvekili seçiminde ise AK Parti’ye değil de, 15 Temmuz sonrası DİK duruşundan dolayı MHP’ye oy verdi. MHP’nin İYİ partiye kaptırdığı %5 kadar oy, bu seçmenlerce telafi edildi. Sahip olduğu vekil sayısı düşük olmasına rağmen meclisin en kilit partisi konumuna yükselen MHP’nin desteği, AK Parti için hep önemli olmaya devam edecek.

24 Haziran seçimlerinde Kılıçdaroğlu, kendi partisi CHP’den daha çok HDP’nin meclise girmesini önemsedi. Neredeyse her konuşmasında “HDP mutlaka mecliste olmalıdır” diyerek tabanını HDP'ye yönlendirdi. İstanbul ve İzmir başta olmak üzere CHP’li seçmenlerin, oylarıyla HDP barajı aşmış oldu. Bu yönlendirme ile CHP’nin oyu dört puan aşağı düştü ama AK Parti’nin çıkarması muhtemel vekil sayısı da 60 vekil azaldı. CHP’nin oyları ile Muharrem İnce’nin oyları arasındaki sekiz puanlık fark, parti içinde “ince” hesaplaşmalara neden olabilir. Gerçi mevcut delege yapısıyla İnce’nin CHP parti başkanlığını alabilmesi hayli zor. Bundan sonra İnce için İzmir belediye başkanlığı en büyük ödül olur. Tabi Kılıçdaroğlu müsaade ederse. Girdiği tüm seçimleri açık ara kazanan Erdoğan için TAMAM diyen Kılıçdaroğlu, ardı ardına dokuzuncu seçimi kaybetmesine rağmen DEVAM diyecektir.

Bu seçimlerde en manidar bulduğum şeylerden biri de: Haftanın her günü Cuma namazına giden Muharrem İnce'ye laik kesimlerden, haftanın sadece bir günü Cuma namazına giden Erdoğan'a ise muhafazakâr kesimlerden daha çok oy çıkması oldu.

Seçimler öncesinde iç ve dış odaklarca aşırı şişirilen Meral AKŞENER balonu ise, Erdoğan tarafından akıllıca bir strateji izlenerek daha seçimin ikinci haftasında patlatıldı. Malum odaklarca destekli bu projeyi gören usta siyasetçi Erdoğan, Akşener yerine alabileceği maksimum oy kapasitesi belli olan Muharrem İnce’yi muhatap alarak Akşener projesini başlamadan bitirmiş oldu. Seçimlerde beklediğini bulamayan İYİ partinin akıbeti, Koray Aydın ve Akşener arasındaki rekabete göre şekillenecektir. 

Millet ittifakının gizli ortağı konumundaki HDP'nin, Güneydoğu Anadolu bölgesindeki oyları azalmasına rağmen, CHP seçmeninin özellikle İzmir ve İstanbul’da verdiği hayat öpücüğü değerindeki oylarla barajı aşıp meclise girmeyi başardı. HDP’nin, CHP desteğiyle barajı aşmasından en olumsuz etkilenen parti AK Parti oldu ve meclis salt çoğunluğunu kaybederek MHP’ye muhtaç duruma düştü.

24 Haziran seçimlerinin her türlü kaybedeni ise Saadet partisi oldu. Seçtiği ittifakın ne kadar büyük bir hata olduğunu geç de olsa seçim sonuçları açıklanınca görmüş oldular. Bu tercih, kendilerine 1 vekil dahi kazandırmadı ama CHP’ye 11 vekil kazandırdı. CHP listelerinden seçilen 3 vekil için bu kadar düşman kazanmaya gerek olup olmadığını kendileri değerlendirecektir. Saadet partisi, CHP’nin değirmenine su taşıyan bu tercihiyle hem kendi tabanını küstürdü, hem de ait olduğu muhafazakâr camianın sempatisini bir daha geri kazanamayacak şekilde kaybetti.

24 HAZİRAN SEÇİMLERİNDE AK PARTİLİ SEÇMEN KENDİ PARTİSİNE DEDİ Kİ: 

Eyyy AK Parti;

İktidara geldiğin günden bu yana yaptığın büyük hizmetler ve Liderin Recep Tayyip Erdoğan hatırına ve de mevcut şartlarda senden daha iyi bir parti olmadığı için bu seçimde de OY'umu sana veriyorum. Unutma! Bu seçimde sana OY vermiş olmam, bir sonraki seçimde de kayıtsız-şartsız yine sana OY vereceğim anlamına gelmez. Sana desteğimin DEVAM etmesi için Liderin gibi milletin dertlerine DUYARLI ol ve adın gibi AK ol. Mevzu vatan olunca, ne çılgınlıklar yapabileceğimi düşün ve 15 Temmuz gecesi tankın altına nasıl yattığımı ve jetlere nasıl kafa attığımı asla unutma!

ERDOĞAN SAHNEDE OLDUĞU SÜRECE MUHALEFETİN SEÇİM KAZANMA ŞANSI YOK

-Muhalefet, 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan karşısına “Çatı Aday” ile çıktığı ilk Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybetti.

-Erdoğan karşısına “her parti kendi adayını çıkararak en çok oyu alır ve böylece seçimi ikinci tura taşırız” hesabıyla çıktığı 24 Haziran seçimlerini de kaybetti.

-Muhalefetin denemediği tek şık kaldı, o da bir sonraki seçimlerde Erdoğan’ı aday göstermek. Erdoğan karşısında hep kaybeden bu muhalefetin yapacağı en akıllıca şey, 2023 seçimlerinde Erdoğan’ı aday gösterip bir kerecik de olsa seçim kazanmak olmalıdır.

Selam, sevgi ve dua ile…