PATRON BEBEK’TE MASUM SAKINCALAR

12 Nisan 2017, 10:05
‘PATRON BEBEK’TE MASUM SAKINCALAR

Hasan TÜLÜCEOĞLU

‘The Boss Baby’, 31 Mart 2017’de vizyona giren Madagaskar, Çizmeli Kedi ve Shrek

filmlerinin yönetmeni Tom McGrath’ın yönetmenliğini yaptığı, Lübnan asıllı Marla

Frazee’nin resimli çocuk kitabından uyarlanan Abd’nin yeni animasyon filmi. Ülkemizde

vizyona girdiği ilk üç günde Recep İvedik’i geride bırakarak 130 bine yakın seyirci tarafından

izlendi.

En küçük oğlum Fatih Emre’yle önceden verilmiş söz gereği filme gittiğimizde en

önde iki kişilik yer kaldığını söyleyen bayan gişe görevlisi yer nedeniyle aynı anda

vizyondaki ‘Şirinler’i önerse de Patron Bebek’te ısrarcı olup sinema salonunda öğretmeleriyle

gelen öğrenci kalabalığıyla karşılaştık. İlgimi çeken, başörtünün yasak olduğu üniversite

sürecinden gelmem nedeniyle başörtülü öğretmenin öğrencilerine rehberlik ederek bu filme

getirmiş olması oldu.

Bizim için hatta tüm İslam dünyası için Batının kültür emperyalizminin tüm dünyaya

hakim olduğu yaklaşık son üç yüz yıllık bu süreçte kültür, sanat, edebiyat, sinema her şeyden

önemli, öncelikli ve önde gelir, gelmelidir. Zira karşınızdaki bir insana senelerce sözlü

anlatma yoluyla anlatamadığınızı bir kitapla özelliklede bir filmle ömür boyu etkisi devam

edecek şekilde öğretiyor Batılılar. Elbette bu etkide bir eser vermek kolay ve basit değil.

Tarih, bilgi ve evrenselliğe sahip olan, bunları iyi özümleyip çözümlemiş olanlar bu başarıya

ulaşıyorlar.

Bir animasyon filmi olarak bilim ve teknoloji çok iyi kullanılmış filmde. Görsel olarak

çok harika Patron Bebek’in seslendirmesini ünlü oyuncular Alec Baldwin, Miles Christopher

Bakshi, Steve Buscemi yapıyorlar. Bundan dolayı filmi alt yazılı olarak izlemek isterdim.

Ancak bizim dublaj uyarlamamızda güzel olmuş.

Çocuklar için olmakla birlikte aslında yetişkinlere de hitap eden bir özelliği var filmin.

Başlangıçta kardeş kıskançlığını diğer ifadeyle yeni gelen kardeşin kabullenilmesi zorluğunu

anlatmakla birlikte yeni gelen bebeğin normal bir bebek olmadığı vurgusuyla asıl maceraya

giriyor film.

Çocukların hep merak ettiği kardeş bebeğin nereden geldiği sorusuna bizim geleneksel

cevabımız olan ‘leylekler getirdi’ bir anda saf dışı kalıp her şeyin aslında bir şirkette, bir

sistem tarafından ayarlanıp yapıldığı öngörüsü konuluyor ortaya.

Bebeklerin doğum olmadan üretilip test sonrası yeteneklerin ayrılıp diğerlerinin

ailelere gönderildiği büyük bir sistem konulur ortaya. Patron bebek şirketi ve gönderildiği

anne baba ile büyümeyen köpek üreticisi şirket aslında hepsi büyük bir sistem. Burada alttan

alta aslında herkesin küresel bir sistemin içinde değiştirilemez bu sistemin bir parçası olarak

yapabileceği en fazla şeyin sistemin ona biçtiği görev ve rolü yerine getirmek olduğu bilinç

altı vurgusu yapılmaktadır. Belli bir güce gelseniz bile köpek üreticinin oyununun iki çocuk

tarafından bozulduğu gibi büyük sistem size hiçbir zaman yol vermeyecektir. Yani büyük bir

sistemin parçasısınız, kendinize biçileni yapın, sistemi sorgulamayın düşüncesi veriliyor

seyirciye. Bebeklerin, köpeklerin bir sistem tarafında doğum olmadan kendiliğindence

üretiliyor olması her şeyin kendi kendine olduğu, bunun geri planında esasta Yaratıcı’nın

olmadığı subliminal mesajda söz konusu burada.

Patron Bebek’e verilen imkanlar ve güç sahneleri nazara alındığında bu vurgularla

aslında kapitalizmin alt edilemez gücü vurgulanıyor. Patron Bebek’in bol bol dolar dağıtması,

kapital hırsı çocuklara çaktırmadan veriyor.

Filmde masum ve komik sahnelerle oldukça fazla eşcinsellik yönlendirme ve

mesajları yer alıyor. Masum gibi görünmekle birlikte en olumsuz en tehlikeli yönü burası bu

filmin.

Elbette olumlu yönleri de mevcut Patron Bebek’in. Büyük kardeşin başlangıçta Patron

Bebek’e karşı azimli mücadelesi Patron Bebekle birlikte ailesini köpek şirketinden kurtarma

çabası çocuklara bir azim ve gayret vermektedir.

Patron Bebek’in köpeklere karşı nefreti çocuklarda hakim köpek sevgisine karşıt gibi

olmakla birlikte aslında burada Batı kendi insanını eleştirmektedir. Çocuk yapma yerine

köpekle teselli olmayı eleştiri ancak bu kadar güzel yapılır. Grafik görseliyle birlikte ‘köpek

sevimliliği artıyor’ vurgusu ile büyümeyen köpek tanıtım sahnesinde annenin bebeğini

kardeşine bırakıp köpeğe koşması harika bir eleştiri.

Bebeklerin bebek kalmasını sağlayan özel bir mamanın varlığı, bilimsel buluş ve

çalışmalara vurgu yaparken gerçek dünyada bilimin tartıştığı genç kalmaya gönderme

yapmakla birlikte genlerle oynamanın doğru olmadığına eleştiri de burada mevcut.

Nostaljik öge olarak Elvis Presley’e ve özellikle yeni neslin bilmediği teyb kasedine

vurgu yapılması filmi daha sevimli ve sıcak yapmış.

Başta ifade ettiğimiz üzere orijinal adıyla ‘The Boss Baby’ gösterimdeki ismiyle

‘Patron Bebek’ çocuklara yönelik yapılmış komedi ögeli bir animasyon film. Çocuk söz

konusu olunca doğal olarak masumiyet gelir devamında. Ancak yukarda yaptığımız

vurgularla zannedildiği kadar masum değil film. Birçok masum sakıncalar taşıyor. Başörtüsü

öğretmenin öğrencilerini elinden tutarak güle oynaya getirmesi onun açısından hiçte masum

değil.

İzlenmesini elbette ve mutlaka öneriyorum; ama öğrencilerimizi bu sakıncaları

hakkında bilgilendirelim lütfen.

Diğer Haberler
GÜNCELLEME VE MÜCEDDİD
İSLAMCILARIN ETKENSİZLİĞİ
İKİ CENAHINDA KARŞIT OLDUĞU SULTAN
TEKNOLOJİ VE FARKINDALIK
HZ. SÜLEYMAN’INKİ BİR SEVDA MIYDI?
TEKNOLOJİ VE BENLİK
İLAHİ KELAM’LA SEKÜLERİ HEDEFLEMEK
İSLAM OLUŞTAN GÜNÜMÜZE DEĞİŞEN HASSASİYETLER