Kaynayan Sular

21 Şubat 2017, 10:45
Gün geçmiyor ki;

Ağır söylemler, büyük iddialar ve keskin ifadeler düşmüyor olsun gündeme.  Güçlü Devletler,her gün yeni bir strateji planı açıklıyor, çok sıcak hamleler yapıyor.

Yapılan bu hamlelerin en riskli ve en zorunu da Türkiye yürütüyor.  İçeride uğraştığı asalaklar, savaştığı örgütler yetmiyormuş gibi birde sınırlarında ve ötelerin de  terör örgütü yakıştırmasının yapıldığı kimliksiz devletlerle savaşıyor. Burada ciddi bir ayrıntı var, uğraşıyor-çalışıyor ya da savunuyor demiyorum, hepsinin içinde hatta çok daha fazlasının olduğu savaşıyor cümlesini kullanıyorum. Evet kabul etmeliyiz ki; Ülkemiz son dönemin en büyük savaşını veriyor, korkarım ki daha da şiddetlenecek bu savaş.

Neden mi ?

Şöyle bir bakacak olursak genel mahiyette kızışan bir dünya görüyoruz. Neredeyse tüm ülkeler bir hareketlilik içerisinde. Peki neyin telaşı, neyin koşuşturması bu diye sorsak;  Abd, Rusya ve Çin’in tepişmeleri nin getireceği olası felaketlerinin endişesi demekten çekinmem. Abd her gün yeni yığınaklar yapıyor, Bundan evvel Rusya’ yı rahatsız etmiş, Baltık’ a onlarca tank taburu göndermiş, sonra Çin sularına ajan denizaltılar göndererek agresif bir hamlede bulunmuştu. Şimdi de Güney Çin denizine Seyrüsefer özgürlüğü bahanesiyle en büyük uçak gemilerini konuşlandırmanın peşine düştü. Çin kanadından sert açıklamalar geldiği gibi hamleler de ardı sıra geliyor. Onlarda Akdeniz’ e yığınak yapıyor. Rusya ya baktığımızda diğerlerinden aşağı kalmadığı gibi onları sollayacak hızda sıcak sulara yani Akdeniz’e hakim olmanın derdinde.  Sürekli ve hız kesmeden sevkiyat yapıyor, Ortadoğu da en etkin güç olmanın hayalini kuruyor. Kuzey Kore, Güney Kore ve Japonya’ nın yanı sıra Ortadoğu da İran’ın  hamleleri de cabası.

Okyanus kargaşaları Akdeniz ve Karadeniz de ki başı boşlukları bir yana koyalım kaynayan bir diğer bölgede Ege suları. Ege Ülkemiz açısından çok önemi olan bir bölge. Komşu ülke Yunanistan ile evvelce yaşanmış düşmanlıklar ve husumetler malumlarınızdır. Yıllar geçse de öfke, kin ve hırsları hala geçmiş değil. AB ülkesi olmalarına rağmen ekonomik açıdan oldukça zayıflamış yüzlerce milyarlık borçların üstesinden gelmeye çalışan, halkın refah seviyesi dip bulmuş askeri ve strateji alanlarında kımıldayacak hali kalmayan fakir ve batak bir ülkedir Yunanistan.

Peki ama son zamanlardaki yeni oynaşmalarının ardında ne var? İt dahi gözüne kestiremediğine havlayamaz, kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırıp usulca uzaklaşırken, bunca sıkıntı ekonomik çöküntü ve yönetimindeki istikrarsızlıklara rağmen bu atarı nereden buluyorlar?

El cevap; Rothschild Ailesi.

Alman kökenli Yahudi bir aile olan Rothschild’ler Abd dahil, Avusturya dan Almanya ya, Fransa dan İngiltere ye kadar her yana kolu ulaşan, söz sahibi, ekonomik olarak güçlü ve yön verici olarak nitelendirebileceğimiz Üst Akıl Sınıfındandır.

Peki bu ailenin Yunanistan ile alakası nedir diye soralım,  Cipras’ ın Rothschild Ailesinin bir hizmetkarı olduğunu söylesem kafi  gelir umarım. Yunanistan ‘ın borçlarının kapatılarak refah seviyesinin eski düzeylere getirilmesi gerçekte bir hayal olsa da ağır yükü bu güçlü aile üstlendi.  

Ülkemizde yaşanan 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından yunanistan’ a kaçan helikopterdeki askerlerin iadesi gerçekleşmiyor. Gerçekleşmediği şöyle dursun, o helikopterde başka kimlerin olduğu bilgisi de açık değil. Pekala  neden hala; zayıf ve çelimsiz Yunanistan siyasi krizin çıkacağını bilmesine rağmen sığınmacıları vermediği gibi Ege sularında kardak bölgesinde de sürekli tansiyon yükseltmenin peşinde.

Biraz daha açalım konuyu, demem o ki Türkiye ye düşman olan (Neredeyse tüm dünya) ülkeler ortak bir planda birleşiyorlar. Ülkemizi topraklarının dışına taşmasını engellemek, pısırık, minnet altında ürkek ve emir baki talimatlara sadakat besleyecek bir Ülke haline getirmek. Terör de başarılı olamadılar ama pes etmediler halen devam ediyor, Finans noktasında saldırılar ekonomiye vurulan darbeler şiddetini azaltsa da bitmiş değil, Sınırlarımızda ismi belli olan kalleş örgütlerle mücadelemiz devam ederken, savaşın büyümesi için karşı cephede ki düşmana askeri sevkiyat ve mühimmat desteğini hiç durdurmayarak örgütleri devleştirmek devletleştirmek için çaba sarf ediyorlar.  Ama bunca şeye rağmen Türkiye yi durdurmayı başaramıyorlar aksine, adım atması, büyüme göstermesi iyiden iyiye gelişmesi onları farklı alternatiflere yöneltiyor. Bu alternatiflerden birisi de Yunanistan meselesi.  Rothschild avucunun içerisinde ki Yunanistan’ ı vakti geldiğinde Türkiye ye karşı kullanacak açık ve net savaş stratejisi yani. Bugün Ortadoğu da Suriye içerisine uğraştığımızın mislini Yunanistan cephesinden ege sularından üzerimize gelerek yapmayı planlıyorlar. Sular durulmayacak aksine kaynayacak.

Kendi ışığına güvenen, Başkasının parlamasından korkmaz” diyor Victor Hugo.

İki kere ikinin dört etmesi matematiğin kuralıdır, 14 etmesi ise berekettir. Türkiye’nin hali de tam olarak bu değil midir. Gücü her geçen gün azalması gerekirken misliyle artıp korkmadan daima ileri adım atan ülke bakın bakalım dünyada başka kim var. Devletimizin, Askerimizin gücüne, Milletimizin inancına ve daha bereketli, daha verimli, daha güzel günlerin geleceğine olan inancımız da tamdır.

Kabul etseler de etmeseler de, İnansalar da İnanmasalar da, savaşın kazananı ve bu yüzyılın en büyüğü Türkiye olacaktır.   

Vesselam.

 

 

Diğer Haberler
Akdeniz Isındı
Kalplerimiz Uyuyor
Dünya Kadınlar Günü!
Sevgililer Günü
Hayır diyen Hain midir?