MEDİNE-İ MÜNEVVERE'Yİ ZİYARET ADABI

13 Şubat 2017, 12:43
Hangimizin hayalinde özleminde yok ki o nur beldeler.. Hangi yürek özlemez ki özlerin sevgilisini; Ümmetin gözbebeğini..

 Evet.. Öyle de hepimiz özlüyor, Allah'tan oralara davet edilmeyi her duamıza katıyoruz. Kimimiz ilk kez gitmek için çırpınıyor, kimiz gördüğü o yeri bir daha görmenin özlemiyle gününü gecesini geçiriyor. Ama her yüreği yanık Müslüman'ın muhakkak hayalidir oralar..

 Pekiii... Nasip olup da gittiğimizde nasıl davransak da Efendimiz bizim ziyaretimizi kabul etse.. Ki o beldelerde sevap kazanma boyutunun yüksekliğine bağlantılı olarak, şeytanların bizleri günaha sokma, vesvese verme çabaları o nispette artacak doğal olarak.. İşte bu noktada orada ilk unutmamamız gerense şu düşünce olmalı;" Ben şuanda Rasulün(s.a.v.) beldesindeyim. Ve benim dolaştığım , nefes aldığım bu yerlerde sahabe efendilerimiz dolaşmış, onların anıları var ve ben o anıları incitmemeliyim. " Medine'nin Mekke'nin bir maneviyatı var ve bu maneviyatın da bir adabı usülü..

 Ben biraz da kendi anılarımdan örnek ile gideyim ki anlaşılsın.. İlk umremdi.. Sene 2012.. İlk Mekke'ye gittiğimiz için Medine'ye araba ile geçiş yapacaktık. Nasıl bir heyecan zaten anlatamam yaşamak gerekir, bindik; telbiyeler, tevhidler, salavatlar gidiyoruz. Ne kadar arabayla olsa da uzun bir yol.. Daha sonra yorulduk ve hoca da artık zikirlere bir süre ara verdi. Benim şaşırdığım bir hal vardı ki bu sadece benim söylediğim ve uyarılmaya değer gördüğüm bişey değildi. Yahu biz Medine'ye gidiyoruz, Efendimize gidiyoruz, insanlar uyuyorlar, tamam yorgun olabilirler ama o heyecanın insanı uyutmaması lazım. Ki alimler de Rasule edeben Medineye gidilirken uyunmamasını tavsiye ediyorlar. İşte size ilk tavsiyem; Efendimize giderken uyumayın. Rasulü zişan hepsini manen hissediyor. İliklerinize kadar kainat Efendisinin huzuruna gitmenin heyecanını yaşayın.

 Ve yolculuk bitti herkes yorgun bir halde olduğundan odasına geçmek istiyor lakin seçilen otelin kapısı o kadar dar ki iki kişilik geçiş bile zor durumda gerçekleşiyor. Ve orada maalesef ki herkes birbirine girmeye başladı. Şaşkınım, çünkü Efendimize her otel yakın olduğu için Rasulümüzün hissedip de üzülebileceğini nasıl düşünemediklerine hayret ediyorum. Ve insanlara da elimden geldiğince söyledim " Bakın burası Rasul beldesi abilerim ablalarım, ne olur birbirinize girip Efendimizi incitmeyin." Baktım etki etmiyor köşede sessizce beklemek zorunda kaldım. Halbuki kimse kimseyi itmese herkes birbirinin yorgun olduğunu göz ardı etmeseydi, bu tatsız ortam oluşmayacaktı. Nerden bilebiliriz kırdığımız bir kalbin ziyaretimizi Allah katında fes etmeyeceğini? Makbullüğünü zedelemeyeceğini?.. İkinci tavsiyem kesinlikle kalp kırmayın oralarda, mümkün olduğunca alttan alın, size böyle kırıcı olunsa bile karşılık vermeyin ki Efendimizin de ruhu incinmesin.

 Rasulü selamlamaya sabah saatlerinde gittik ve sadece bizler değil elbette başka ülkelerin de insanları oluyor. Sizden ricam orada heyecan ile etraftaki hanımların da haliyetinden etkilenerek ne biçimde olursa olsun ses yükseltmeyin. Zira apaçık tehtid niteliğindeki şu Ayeti Kerime bizi uyarıyor;

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

Kaynak Linki : http://www.manevihayat.com/konu/besmele-arapca-yazilisi.7059/
بِسْـــــــــــــــــــــ ـمِ اﷲِارَّتْمَنِ ارَّتِيم

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

Kaynak Linki : http://www.manevihayat.com/konu/besmele-arapca-yazilisi.7059/
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

Kaynak Linki : http://www.manevihayat.com/konu/besmele-arapca-yazilisi.7059/
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

Kaynak Linki : http://www.manevihayat.com/konu/besmele-arapca-yazilisi.7059/
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَرْفَعُوا أَصْوَاتَكُمْ فَوْقَ صَوْتِ النَّبِيِّ وَلَا تَجْهَرُوا لَهُ بِالْقَوْلِ كَجَهْرِ بَعْضِكُمْ لِبَعْضٍ أَن تَحْبَطَ أَعْمَالُكُمْ وَأَنتُمْ لَا تَشْعُرُونَ

"49/HUCURÂT-2: Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamber'in sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber'e yüksek sesle bağırmayın; yoksa siz farkına varmadan amelleriniz boşa gidiverir."

 İşte bu noktada Efendimizi selamlamada sessiz olmak, sesimizi çok yükseltmemek çok önemli bir nokta teşkil ediyor, çünkü sadece ziyaretimizin kabul olmaması tehlikesiyle karşı karşıya kalmış olmayıp, amellerimizin de bir anda yanmasına sebep olabiliriz. Hem Hadisi şerifte de demektedir ki;

“Kim beni vefatımdan sonra ziyaret ederse, hayatımda ziyaret etmiş gibidir.”

(Beyhaki Şuabü’l-İman; No: 4151; 3/488, Darekutnî, Hac, No:193, 2/278, Taberani, el-Mucemul-Kebir, No:13496, 12/309, Beyhekî, es-Sünenül-Kübra, No:10409, 8/44)

Yani siz aslında Efendimizi bizzat ziyaret etmiş oluyorsunuz. Düşünün ki büyük bir devlet başkanını ziyarete gittiniz. Orada sesinizin biraz fazla çıktığını düşünün. Utanırdınız değil mi? Ve bu oraya uygunsuz bir davranış, karşınızın makamına da saygısızlık olurdu. Ve Efendimizin makamı elbet en üstün makamdır. O halde bu ayet ışığında ve mantık çerçevesinde mutlaka sessiz olunmasına gayret göstermek gerekmektedir.

 Bir diğer husus ise bu kutlu beldelerde Ravzada, selamlamada mutlaka ağzımızda sürekli salavat olmalıdır.Efendimiz bizzat selamımızı orada duyarak aldğını hadislerinde de belirtmiştir.

"Her kim bana salat-ü selam ederse benim ona salat-ü selamını iade etmem (vermem) için Allah (cc)bana ruhumu iade eder, bende ona selam veririm."

(Ebu Davud)

Yani siz selam verince Efendimiz ruhu iade olunmuş bir şekilde sizden o selamı alıyor, SubhanaAllah!! Bundan daha çok edep gösterilmesi önem arzeden ve salavatın dilimizden hiç eksik olmaması gereken bir yer var mı? Rasulümüzün huzurundayız..

 İşte ey kardeşlerim, gitmek nasip olur olmasına inşaAllah ama önemli olan oralarda bu edebi koruyup oralardan ihsan ile dönmektir.. Oraya gidip de nasipsiz dönmek var hafizanaAllah.. Edeple gelen lutuf ile dönermiş..

Edep ile gidip lütuf ile dönmek duası ile,

Esselam aleyküm ve Rahmetullahi ve beraketüh..


Araştırmacı-Yazar

Gülnihal Elif Kİtapçı

Diğer Haberler
ÜMMMETİN SAHİP ÇIKAMADIĞI BİR CAN DAHA; DR. AFİYET SIDDIKİ
GEÇMİŞİMİZ, GÜNÜMÜZ VE YARINIMIZ İLE; KUDÜS
EHLİ SÜNNET HOCALARA NEDEN SALDIRILIYOR?...
DESTANLARDAN BİR DESTAN; 15 TEMMUZ
KANAYAN YARAMIZ; TERAVİHLER..
RAMAZAN'A YAKLAŞIRKEN...
İDLİB İÇİN NE YAPTINIZ...?!!
CENNET Mİ, RIZA-İ İLAHİ Mİ?..