Bu referandum'da oy kullanmanın dini hükmü nedir ne değildir müslüman bir insan'ın bu konu'daki reyi düşüncesi ne olmalıdır ne olmamalıdır konusu açıldı.
Farklı görüş ve yorumlar izahlar olsa'da bu konudaki rey'imiz ne olmalıdır bunda dini ve milli sorumluluğumuz ne derecededir manasında bir düşünce artık bu konu ile yakından ilgilenen herkesin meselesi oldu.
Sonda söyleyeceğim cümleyi ilk başta söyleyerek devam etmek istiyorum. "Bir rey'im var onuda inşallah EVET olarak kullanacağım eşe dosta bizi tanıyan tanımayan sesimizin ulaştığı her yere'de EVET kullanmasını tavsiye ederek devam ediyorum."
Okurlarımız'dan belki itiraz eden soranlar olabilir; Efendim milli kısmını anladıkta din ile ne alakası var buraya bağlantı kuruyorsunuz?
Allah insanı bu Dünya'ya kendisine kul olmak için ve bilhassa asıl vazifesi halık-ı kainatı tanıyıp bilmek ve yapacağı her işte onun rızasını gözeterek yapması için göndermiştir. İşte o kimse ki değil bir seçimde rey konusu ayakkabısının bağı dahi kaybolsa bu bağı dahi Allah'tan istemek itikadında olmalıdır.
Alemi İslamiye'nin yangın yeri olduğu Suriyesi, Filistini, Irağı, Mısırı, Urumçisi, Arakanı ve daha sayamadığımız pek çok beldeler diyarlar ve yine Türkiye'mizin bu kadar iç ve dış tehditler ile fetösüyle deaşiyle pkksıyla ve bil umum terörist yapıların hedefinde olmasıyla anlıyoruz ki ülkemiz için atacağımız her adım yapacağımız her icraat doğrudan doğruya ümmeti muhammed ile alakalıdır.
Türkiye'nin tarihsel konumu ve bağları'da buna eklendiğinde mesele daha açık bir şekilde anlaşılacaktır. Alemi İslam'iyeyi içine düştüğü bu zulümlerden kurtaracak diye ümit edilen bir ülke Türkiye olmuştur. Türkiye'nin güçlenmesi ümmeti muhammede rahat nefes aldıracaktır.
Bu ülkenin Reis-i Cumhuru ise Cumhuriyet kurulduğundan beri devletimizin başına halkın çoğunluğunun seçimi ile gelen ilk Dindar Cumhurbaşkanı dır. Okuduğu Kuran'ı Kerimler, kıldığı beş vakit namazlar, yaptığı hac ve umre ibadetleri ve tüm Dünya'ya karşı İslamiyet'i savunması sahip çıkması başlı başına bir cihad hükmündedir. Fetö gibi İslamiyeti istismar ederek tahrif etmeye çalışarak güçlenen ve tüm dünyada terör estiren bir yapıyı deşifre edip Türkiye'mizden kazımaya çalışan bir adım ötede tüm Dünyayı da bu terör yapılarına karşı uyandıran ve uyaran bir liderdir.
Bir insanın ki hiç bir sevgisi olmasa tamamen muhalif olsa'da bu icraatları görse objektif olarak baksa yine insafı ve vicdanı sönmemiş ise mazlumların ve mağdurların yanında hak ve adaleti sağlamak için uğraşan bir lidere tüm ruhu ile destek verecektir.
Hal böyle iken bir Müslüman'ın daha azimle bu davaya sahip çıkıp bu lider ne diyor diye bakıp ona göre hareket etmesi gerekiyor. İslami bir bakış açısında ise ulul emr'in İslamiyete uyan İslamiyet'e faydalı tüm icraatlarına destek çıkmanın gerekliliğini ise konunun uzmanları uzun uzun izahlarla anlatmakta yazmakta söylemektedirler.
Ümmeti Muhammedin derdi ile dertlenen Reis-i Cumhurumuz Recep Tayyip Erdoğan bu referandumda milletin desteğini isteyerek EVET denilmesini istemiştir. Onun isteği bizler için emir telakki edilip baş üstüne ulul emr'imiz diyerek kabul görmelidir. O devletin en zirvesinde bizlerin bilmediklerini biliyor görmediklerini net bir şekilde görmektedir. Bu yüzden Reis-i Cumhurumuzun sözleri başkasının sözleri gibi değildir. Türkiye'nin ve Dünya'nın ve İslam Alemi'nin durumunu en şeffaf şekilde görerek milletin'den bu referandum'da EVET demesini istemesi ümmet-i muhammedin menfaatinedir. Bunu bugün göremeyip muhalif olarak HAYIR diyenler karşılarına çıkan böyle bir fırsatta hatalı bir safta durmanın vicdani mesuliyeti altında ezilmemek için Reis-i Cumhur ulul emr'imizdir diyerek ittiba ederek EVET demeliler dir.
Ak Parti Hükümeti'nin ve Reis-i Cumhurumuz Recep Tayyip Erdoğan'ın İslamiyete faydalı olarak yaptığı icraatları saymaya kalksak bitiremeyiz. Hangi bir İslam coğrafyasına bugün gitseniz Mekkesin'den Medinesine kadar hepsi Recep Tayyip Erdoğan demektedir. Çünkü ümmete bir ümit olmuştur, ümmetin duasının kabulunün tezahurü olarak görülmektedir. Böyle bir liderin yanında durmak milli ve dini olarak bir sorumluluktur. Zaten karşısında duranların bugüne kadar İslamiyet için Kuran için Hz.Peygamber için ne yapıp yapmadıkları gündüz gibi aşikardır.
Bugün benim böyle bir yazı yazma özgürlüğüm dahi buna en büyük delildir. Bundan yirmi sene önce böyle bir yazıyı yazmış olsaydım en çarpık şekilde yorumlanıp susturulurdum belki hapis edilirdim. İslam demenin Kuran demenin yasak olduğu dönemlerden bugünlere geldik.