İsrail, Bir Orhan'ı Esir Aldı Binler Orhan Karşısına Dikildi

20 Ekim 2016, 14:46
Geçtiğimiz Eylül ayı sonunda Filistine Mescidi Aksa Kudüs ziyaretine gitmek için yola çıkan Türk vatandaşı Orhan Buyruk İsrail'de 20 günü aşkın bir süre haksız ve hukuksuz yere esir olarak tutuldu, ta ki konu Türkiye'ye intikal edene kadar tepkiler büyüyene kadar.

Onlar bir Orhan'ı esir alarak binler Orhan'ı karşılarına aldı. Öyle ki Filistin meselesinden bihaber hatta toplumun her kesiminden insanların bu hukuksuzluğa karşı feveran etmesi vicdanların bu zulmü görüp işitip şahit olması neticesinde kimse kayıtsız kalmadı. O vakit Üstad Bediüzzaman'ın şu sözleri hatırımıza geldi : 

Bu zamanda Nurlarla hizmet-i imaniye, her tarafta ilânatla ve muhtaç olanların nazar-ı dikkatlerini celbetmekle olur. İşte hapsimizle Nurlara nazar-ı dikkat celbolunur, bir ilânat hükmüne geçer. En ziyade muannid veya muhtaç olanlar onu bulur, imanını kurtarır ve inadı kırılır, tehlikeden kurtulur ve Nur'un dershanesi genişlenir.
Lem'alar ( 266 - 267 )

Geçmişte Üstad Bediüzzaman'ın da haksız ve hukuksuz bir surette hapis edilmesi zulümler görmesi neticesinde Üstad'ın yaşadıklarını bu şekilde yorumlamasının benzeri Orhan Buyruk'un tepkisi ile benzerlik gösteriyor. 

Orhan Buyruk esaretten kurtulup Türkiye'ye geldiğinde basına şu açıklamalarda bulundu :

"21 gün boyunca orada esir olarak tutulduk sorgulandık ve serbest bırakıldık. Bu zulüm hakikaten biran önce bitmesi lazım. O topraklar asıl sahiplerine  verilmesi lazım Allah oradaki kardeşlerimin yardımcısı olsun. Bir yandan seviniyorum bir yandan üzülüyorum. Aklım hep orada. Yani 21 gün orada yaşadıklarım ve benim daha görmediklerim de var bunu biliyorum anlatıyorlardı. Allah oradaki kardeşlerimizin yardımcısı olsun. Tabi bu durum bizi Kudüs'ün özgürlüğü için çalışmaktan asla geri bırakmayacak tam aksine bu olay bizi bilemiştir. İnşallah o topraklar asıl sahiplerine kavuşuncaya kadar biz mücadelemize devam edeceğiz. Yani orada şunu gördüm ben. Orada yasa kanun böyle bir şey kesinlikle yok. Neticesinde ben orada esir kaldığım süre zarfında şunu biliyordum. Karşımda masum savunmasız sivil insanları Mavi Marmara'da vatandaşlarımızı katleden bir terör devleti var karşımızda. Dolayısı ile benim yaşadığım durum benim yanımda bir hiç bile kalır diye bilirim yani. Kanun yok sadece tamamen istedikleri gibi hareket ediyorlar istedikleri gibi alıyorlar istedikleri gibi sorguluyorlar ve ondan sonrada böyle istedikleri gibi serbest bırakıyorlar. Ben özellikle Telaviv deki Büyük Elçiliğine, Dış İşleri bakanlığına ilgilenen hükumet yetkililerine teşekkür ediyorum. Bana bilgileri geliyordu ama dediğim gibi karşımızda kanun yasa tanımayan bir devlet olduğu için çok fazla görüşme imkanımız olmadı. Çok teşekkür ediyorum Allah razı olsun."

Esaretten kurtulup özgürlüğüne kavuşan Orhan Buyruk'un ilk sözleri basına bunlar olmuştu. Satır arasında öyle bir cümleye vurgu yapmıştı ki bu yaşadıklarının kendisini bilediğini daha fazla mücadelesine gayret edeceğini ve kendisinden çok orada hala zulüm gören insanların çektiklerini kendi yaşadıkları yanında hafif kaldığını belirterek onların kurtulması için gayret edeceğini ilan etmesi İsrail'in 21 günde asla Orhan Buyruk'u yıldıramadığının en açık delili olarak ortaya çıktı. Türkiye'ye geldiği zaman Orhan Buyruk'un bilmediği İsrail'de esir kaldığı sürece çok Orhanların dirilişiydi. Bir çok vatandaşın bu mücadelesini alkışlayıp destek vermesi mazlumların sesi olmaya çalışılması ise İsrail'e tam bir ders oldu. 

Zira Orhan Buyruk'un esareti ile hatta dünya görüşüne muhalif çok insanın bile bu mücadelede destek vermesi bu zulme dur demesi köşe yazarlarının kendi gazetelerinde konuyu manşete taşıması, sosyal medyada insanların tepkilerini duyurmaları, üst düzey devlet kademelerinin, Orhan Buyruk'un kurtuluşu için gayret göstermeleri en sert tepki göstermeleri hepsi domino etkisi yaparak birbirini tetikledi. Artık ümmet adına daha çok ümitliyim. Zira öyle bir ruh dirilmiş ki Kuran'i esaslara bağlı bir ruh. Evet Er yada geç bu zulümleri kökünden bitirip durduracak mazlumların masumların hakkını koruyacak ve İslamiyetin en gür sedası haykırılıp Dünya'ya bu ruh hakim olacaktır. Zira Bediüzzaman'ın şu müjdesi mutlaka tahakkuk edecektir. 

"Evet ümidvar olunuz, şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür sadâ, İslâm'ın sadâsı olacaktır!"
Tarihçe-i Hayat ( 133 )

Orhan Buyruk'un esaretinden dönüşünden sonra kendisi ile yaptığım görüşmede 

"Ben her şeyden tabi Türkiye'ye gelince haberim oldu. Böle şeyler olduğunu bilmiyordum. Orada Dünya ile irtibatım tamamen kopmuştu. İnşallah bir araya geldiğimizde bir ortamda bulunduğumuzda ayrıntılı bunları konuşuruz o zaman gerekli notlarını alırsın. Bununla ilgili olayı ben olmaktan çıkarıp oradaki kardeşlerimizin neler çektiği orada ne sıkıntılar yaşandığı onlara vurgu yapmak istiyorum." demiştir. 

Yine kendi derdi ile değil ümmetin derdi ile dertli olduğunu kendisinden çok ümmeti düşündüğünü mazlumları müdafaa edip onların sesi olmaya çalıştığına bir kez daha şahit oldum.  İnşallah kendisinden aldığım bilgileri sizler ile paylaşacağım. Orhan Buyruk'un 21 günlük esareti bir tohum olarak ümmetin bağrına dikilmiştir ve bu tohum bir gün neşvu nema bulacak meyvelerini verecektir. Rabb-i Rahimimiz Orhan Buyruk'un bu cihadını mebrur ve makbul eylesin. Bizlere düşen vazife bu ruhu beslemek bu mücadelede mazlumların yanında Hak için bulunmaktır. Cenabı Hak bu mücadelede tüm mazlumlar kurtulana kadar sayu gayrette bulunmayı ihlaslı ameller ile daim olmayı cümlemize ihsan eylesin. Amin.

Diyecek çok şey var fakat Orhan Buyruk'un anlatacaklarını bekleyeceğim gelişmeleri kaleme alıp zulme dur demeye ilan etmeye devam edeceğim. 

Araştırmacı Yazar 
Süleyman Yasin AKDENİZ

Diğer Haberler
Ak Partiyi Bitirmek için Ak Parti içi Yürütülen Gizli Operasyonlar
Türkiye'de Filistin ve Filistinliler Hakkında Hangi Yalanlar Dillendiriliyor?
Berat İstiyorum
Bu Yükselişe Kimse Yetişemez!
Fetö Frarisi Fuat Avni Lakaplı Aydoğan Vatandaşın Mesai Arkadaşı Mustafa Aydın Dosya Tv Neden Panikledi?
Diriliş Postası Yazarı, Dosya Tv ve Oda Tv İş Birliği İle Ortaya Atılan Bir Kumpas Daha Deşifre Oldu!
Said Özadalı Hakkında Suç Duyurusun'da Bulunmamın Perde Arkası?
Masum İnsanları Adım Adım Nasıl Fetöcü Yaptılar?