Aldırma Gönül!

29 Şubat 2016, 09:36
Dolaşmak zamanı gelmiştir özümüzdeki iklimleri...

Aldırma gönül!

Bu da geçer ya hu!

Kâh Mısır’dadır Firavun, Kâh Libya’da.

Kâh vatanda sürgün olursun, kâh sılada.

Her cezrin bir meddi vardır.

Her inişin bir yokuşu.

Her tatlı rüyanın bir karabasanı.

An gelir muhasara da başlar.

Hakikat çeğmelenir zulüm üstüne.

Ve o hakikat kabaran okyanus sularıdır. 

Ve günü gelince, bazen de günübirlik olarak hem buharlaşır yağmur olur, toprağı döver yukardan hem de kayalarla birlikte kumları...

O kayalar ki, kum olur rüzgârla suyla.

O kumlar ki, toprak olur.

Ve o toprak ki insanın özüdür.

O öz ki içindeki cevheri yakaladığı anda, özündeki toprakta mümbit meyveler bitirir? Şeytanın seyisleri mi, Rahman’ın halifesi midir zillete mahkûm olan?

Yunus’mudur zelil olan, Yusuf mu, Firavun mu?

Yusuf’un hangi zindanı onu Yusuf’luktan çıkardı?

O zindan ki, bir medreseydi Yusuf’a. 

Husufun ve küsufun zulmete gark edemediği bir medrese.

Bir medrese ki gözünü açtı, gönlünü açtı karanlıklardan aydınlığa. 

Ve Firavun bir semboldür zamanlar ve mekânlarla sınırlı.

Ama Musa’nın olmadığı zaman ve mekânların hacıyatmazıdır.

O Musa’ ki Firavun’un sarayında büyüdü.

O saray ki bebekliğinde nehri tanıyan Musa’nın kundağıyla baş edemedi. 

O nehir ki, aktıkça kayaları kuma çevirdi.

Ve sürüklerken onları denize, sarayın temellerini de çürüttü. 

Kin’in kinini olan su...

Dillerin kuruduğu, çarelerin tükendiği anda bir ufak darbeyle fışkıran zemzemdir su. 

Bir asa darbesiyle karaya dönüşen su... 

Ve o su,  kendi beslediği ağacın ateşiyle kaynayarak buhar olur ve yok olur. 

Yok olur ve var edilir yoktan. 

Yeter ki özünü bilsin insan, O’nun özünde kararmış. 

Kararmış semalar da güneşi aramak mı haldir, bulutları güneşin önünden çekmek mi muhal olan?

Firavun dirilmişse, Musa da dirilir! 

Karataşın kendisidir taş olan, yüreği değil. 

Taşlar vardır gözlerinden ırmakların fışkırdığı. 

Gözler vardır iki damla yaş sızdırmaz kirpiklerinden, niye? 

Ve Firavun azmışsa, Ebrehe’nin kudurmuşsa kendisi ve filleri eğer...

Dolaşmak zamanı gelmiştir özümüzdeki iklimleri...

Bu da geçer ya hu!


METİN BOŞNAK

Diğer Haberler
Yaradan ve Yaratılan Tanrı!
Sübjektif olmanın fazileti!
Ne Yakar Aşktan Öte?
Kadın, Şeytan ve ölüm
Yolculuk Nereye?