Allah bizi bağışlayacak. Bağışlamayacak olsaydı bu duayı bize yaptırmaz, bu namazı bizden istemezdi. 

Allah bağışlamasına bağışlayacak ama, bağış isteyenleri ve namaz kılanları bağışlayacak. Çünkü “ağlamayana meme yok” derler.

Aklıma gelen ikinci bir husus ta şu oldu: 

Kendi kendime dedim: Namazın sonunda okuduğun o dua ile ne söylediğini biliyor musun? Sevmediğin, küstüğün, düşman olduğun, savaştığın kimselere de şu anda, hem de duaların kabul edildiği gecenin şu saatinde dua ediyorsun. Çünkü muhalif ve kavgalı olduğun adamlar da mü’min. Onlar da eğer namaz kılıyorlarsa sana aynı şekilde dua etmektedirler. 

Bu dua o kadar muhteşem bir duadır ki, içine almadığı kimse yok. Şu beş vakit namaz o kadar muazzam bir ibadettir ki o namazda öfkenizden dolayı görmek istemediğiniz insanlara da Allah’tan mağfiret ve cennet istemektesiniz. 

Madem durum böyle, küstüğünüz ve düşman olduğunuz insanlara, namazda olduğu gibi, namazın dışında da dua eder pozisyonda dursanız, veya yeniden bir barış ve dostluk elini uzatmayı deneseniz de çatışmalar bitse, barış gelse, şu dünyanız da cennet oluverse ne olur? Namaz kılanlara, namazda birbirlerine dua edenlere çatışma değil, barış ve yardımlaşma yakışır. 
Yine aklıma geldi: Benim namazım ve yaptığım dualar, kâinatın devam etmesinin, intizamla yaşamasının sebebi, malzemesi. Namazım ve namazdaki aşkım kâinat sarayının canı ve nuru. Bu itaat, ibadet ve dualar hürmetine Allah kâinatın yaşamasına ve intizamla yürümesine fırsat tanımaktadır. 

Hangi fabrikatör, içinde kendisine isyan edilen fabrikayı ayakta tutar? Hangi fabrikatör, fabrikasında kendisine isyan eden, görevlerini yapmayan işçilerine maaş verir, yaşama imkânı tanır? Kimin ve neyin hürmetine yaşadığımızın farkına varmazsak, bindiğimiz dalı kesmiş, cehennemin derelerine yuvarlanmış oluruz.

Derhal namaza duralım, birbirimize dua edelim, birbirimize dua ettiğimizin farkına varalım, namazdaki bu ruhu, birbirimize yaptığımız bu duayı siyasî ve sosyal hayata taşıyalım, hakiki ve kalıcı barışı tesis edelim. Bu Allah’ın mukaddes arzusu ve rızasıdır. Allah biz kullarından bunu istediği içindir ki farz kıldığı ibadetlerin birincisinde birbirimize dua ettirmektedir. 

Âdem babanın oğlu Kabil olmayalım. Kardeşini haksız yere öldüren bir katil olarak ahirete gitmeyelim, cehennemin dibini boylamayalım. Unutmayalım, bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmek kadar büyük bir cinayettir. Unutmayalım, bir insan bir kâinattır, bir insanı öldürmek, koca bir kâinatı yıkmak kadar büyük bir günahtır. İnsanoğlu Allah’ın yapısıdır. Kim o binayı yıkarsa o melundur. Bir mümini kasden öldürmenin cezası ebedî cehennemdir. 

Gidişat yanlış. Nerde kaldı akil adamlar? Nerde kaldı akıllı danışmanlar? Lütfen kâinat fabrikasını kuran Allah’ın davetine icabet edin. Lütfen ellerinizi tetik için değil, tekbir için kaldırın. Allah’ın huzuruna durun, huzur bulun, huzur alın, huzur verin.