SORU İŞARETİ

18 Aralık 2015, 17:13
Peki yaralarını saranlar, kalplerindeki kanamayı durduranlar, yıkılıp yeniden ayağa kalkanlar bunu nasıl başarıyor?

Hiç boşlukta yaşadığınız  ya da zamanın saniye saniye geçişini içinizde hissettiğiniz anlar oldu mu?

Ne yapsanız, nereye gitseniz, kiminle konuşsanız  kendinize hiçbir fayda sağlayamadığınız günler geçirdiniz mi?

Evinizin içinde, sokakta, uyumaya çalışırken yatakta, arabada direksiyon başında ya da yemek yerken mutfakta, yüreğinizin sürekli burkulduğunu; sanki ağzınızı açtığınız an kocaman bir soru işaretinin içinizden ‘’hop’’ diye dışarı çıkacağını hissettiğiniz vakitler yaşadınız mı?

Yaptığınız hiçbir şeyin içinizde kanayan yaraya merhem olmadığı, boşlukta durmadan yuvarlanıyormuşsunuz gibi geçirdiğiniz haftalar bıraktınız mı ömrünüzden geriye?

Ne yazık ki hayat  özünde sadece baharı değil; sonbaharı da barındırıyor… Huzur ve mutluluk süreklilik arz etmiyor. Hele  yürekte boşluk boşluk üstüne binmişse, alınan soluk bile can yakabiliyor…

Peki yaralarını saranlar, kalplerindeki kanamayı durduranlar, yıkılıp yeniden ayağa kalkanlar bunu nasıl başarıyor?

Sorunun yanıtı sizin de aklınızdan geçen iki kelime de gizli ‘’zaman’’ ve ‘’sabır’’… Ölümden başka her şeye bir çare bulabiliyor insanoğlu…  Zaman geçtikçe huzur yeniden yürekteki boşluğu sarıp sarmalıyor… Umut sabredince tekrar var oluyor… Mühim olan dizimiz büküldüğünde, ayaklarımız taşıdığımız yükün ağırlığını kaldıramayıp bizi terkettiğinde; ellerimizi ayak, kollarımızı diz eyleyip tekrar  halimize şükrederek, ömür yolumuza inançla devam etmek…!

Hatrımızın bir köşesine kazıyalım; gece gündüze, gündüz geceye gebe… Herkesin bir derdi var; kimisinin dilinde, kimisinin elinde, kimisinin de yüreğinde… Çare ise biz bulmayı gerçekten istiyorsak; dokunduğumuz, baktığımız, soluduğumuz, geçtiğimiz her yerde… Derman –ki kimseler bilmez derdin ikiz kardeşidir o-  Rabbim’in izniyle aslında yine bizde, içimizde…


Neslihan ÖZDEMİR

Diğer Haberler
ÖMRÜME GÖLGE OLANLAR
YAŞAMAK