KADINLARI ANLAMADINIZ

02 Aralık 2015, 14:44
İki kere kadın olmayı öğrendiğim gün öğrendim, kadınlığın kalbinden yükselen evrenin doğumunu.


Hani hep erkekleri yücelten geleneklerin, örflerin, tabuların ardında yatan sebebi böylece buldum. Yaratıcının varlığından doğan kadını kıskanan âdemin ruhunun anatomisini. Evren kadının varlığına sığdırılmıştı, erkek kendinden yaratılan kadının kutsallığını böylece yadırgamıştı. Benden var edilenin, benden bir adım öteye uzanan kaderinin peşinden böyle düşmüştü güç ve üstünlük ispatının peşine. Oysa yaratıcı kadını, kutsallaştırmış, muhafaza edilmesi gereken bir ziynet gibi tasvir etmişti.
 
Örtmüştü, korunulası güzelliğin sırrıydı bu; örtülesiydi Nisa! Ötekileştirmek için değil, yoldan çevirici olduğu için değil; iffet ve namusun kadına özgü olduğu içinde değil! Ayet gibi, özümsenmesi gereken, hissedilen ve sadece bu değeri muhafaza edebilecek olana açılması için…  Yaratıcının mesajını anlamayanların düştüğü yanılgı kuyusunun ardından saçıldı kadının değeri hoyrat ellerin fikirlerinden.  Zalimce yıkıma uğratıldı, kadının fıtratı. Şimdi evrende çalışmak, para kazanmak zorunda bırakılan kadınların verdiği mücadele, erkeğin omuzlarındaki yükü kaldırır gibi görünse de erkeğin fıtratını azalttı; kadının misyonuna alacağından fazlasını ekleyerek hacminden taştı sorumlulukları. Böylece mutsuz kadın ve erkeklerin var olduğu bir dünyanın içinde yanlış insanlar olduk.
 
Kadını sevmenin, kadını sömürmek olarak anlaşıldığı bir sürecin içerisinde üstünü aşkla örttükleri sevgi ticareti yapılmaya başlandı ve kadın değersizleştirildi. Yoldan çevirici, aldatıcı, kendini muhafaza edemeyen olarak tasvir edilerek cahiliye döneminin çağdaş versiyonu yaşatılmaya başlandı. Afilli sözlerle, günümüzü aldatan yorumlarla modernleşme adı altında kadının muhafaza edilmesi çiğnetildi. İlim, sanat, zekâ da verilmişti kadına; bir köle gibi değil en az âdem kadar zaruri yaratılmıştı kadın da, hatta ondan daha sevilesi var edildiği için emanet edilmişti babaya, abiye, eşe, tüm erkeklere. Yaklaşmayın emri, kadının kutsallığının sınırını aşmayın tefsirinde saklıydı, vurgusu incitmeyin ikazıydı! Anlamayanlar incitti, saçtı güzelliği uluorta sonra kadına şeytana yoldaş yakıştırılması yapıldı, sizlerin sokaklara döktüğünüz sınırlarını katlederek eğitim, iş sahası oluşturduğunuz kadınlara kapılmanızın günahını onların cazibesine bağlayarak nefsinize kılıf uydurdunuz!
 
Kendi değerinin bilmeyen kadınların özgürlük ve eşitlik ısrarının sebebi sizler oldunuz, beyinlerimizi yıkayarak isyan eden, kendini ispat etme gereği duyan kadınlarla dolu bir çağa dönüştürdünüz bizi. Böyle böyle tükettiniz değerimizi, yorgun, anlaşılmaya muhtaç kadınlar olduk. Ya görünmedik ya çok fazla göründüğümüz için iffetsiz damgasız yedik. Oysa bizler kutsal kitapta adına işaret edilen en değerlilerdik. İtina ediniz, yalnız bırakmayınız mesajıydı omurganızdan var edilmemiz; akledemediniz!
 
Bizler, Yusuf’un dil uzatmadığı, adına gözyaşı döktüğü Züleyha’dan kalmaydık, Âdem’in gülümsemesine sebep olan Havva’nın yazgısından taşıyanlardık, biraz Hacer gibiydik, biraz Aişe, kimimiz Sare ama hepimizin emanettik, kutsal bir emanet! Sizler, size örnek teşkil eden erkeklerin yolunu düstur edinmediniz bir tek kadının yoldan çevirici güzelliğini dillendirdiniz! Sorun kadınların haklarını almak istemesinde değildi bilemediniz, sorun toplumun damarına aşıladığınız kör olasıca yanılgılara dairdi, düzeltmediniz!
Peygamber Efendimiz (sav)'in kadınlara olan nezâketine dâir şu misâl ne güzeldir:
Bir seyahatte Enceşe adlı bir köle, develeri hızlandırıyordu. Hazret-i Peygamber (sav) de, hızlanan develer üstündeki hanımların zayıf vücutlarının incinebileceği ihtimâlini, zarif teşbîh ile ifâde ederek:
"-Yâ Enceşe! Dikkat et, camlar kırılmasın!" buyurdular. Siz, camları kırdınız, şimdi o parçalar sizin kalbinizi kesiyor toparlanınız!

Diğer Haberler
VİCDAN AYNASINDA SUÇ VE CEZA
Peki, Neden Çağımızda Kendi Kendini Öldürür Kadınlar?
SEVDİ, YANDI, SUSTU KADIN
NEDEN HZ. MUHAMMED (s.a.v)
Aşkını Kaybetmekten Korkuyorum
ÜMMET DARAĞACINDA RESULÜN EMANETİ YASTA
BERKİN DE BURAK DA BENİM EVLADIM; BİZ BİR YERLERDE HATA YAPTIK
GÜNLERDEN 28 ŞUBAT VE O ARTIK TOPRAK KOKUYOR