Kitaplar...Okuyan insan için, kapağına bakıldığında bile huzur veren,solduğu kokuyu değiştiren kitaplar.

    Hemen hemen hepimiz okul çağından başlayarak, kitap okuma alışkanlığını kazanmak için bir şekilde atılımlarda bulunmuşuzdur. Ya okullarda verilen dönem ödevlerinden dolayı, ya da okullar da her yıl geleneksel satışa sunulan Dünya klasikleri setleri vesilesiyle bir şekilde kitaplarla tanışmıştırız. Kimilerimiz gerçekten kitapları çok sevip tam bir kitap kurdu olmuşuz,kimilerimiz bu alışkanlığı kazanamayıp kitap okumayı çok sıkıcı bulmuşuzdur.

   Zaman ve devir ilerledikçe büyük bir kesimimiz herhangi bir kitap fuarına gittiğimizde veya bir kitapçıya uğradığımızda büyük bir ihtimalle en az bir kitap alıp, o anki duygularımızla ?'ben bu kitabı en fazla iki günde bitiririm'' diyip vitrin raflarına kaldırmışızdır.

   Fakat zaman ilerledikçe ve teknoloji geliştikçe kitapların satışı çok değersiz ,faydasız farklı bir boyut kazandı.Kitabın konusu ve faydasından çok bu kitabı albenisi ile nasıl satarım pazarı ortaya çıktı.Çok uzak olmayıp geçmiş senelerde toplumun çoğunda depresyon,sıkıntı ve dikkat dağınıklığı gibi temalar ön plana çıkarılarak ?'Kendinizi nasıl tanırsınız'', Bir insanı 6 ayda nasıl tanırım'' v.b kitaplar çıkmaya başladı.İnsanların fazlasıyla dikkatini çeken bu kitaplar gerçekten çok sattı.Fakat bunu fırsat bilen bir çok firma bir insanı 6 ayda tanımayı, ?'Bir insanı 1 saatte nasıl tanırım'' a kadar indirgedi ve diğer kitaplardan pekte farkı olmayan kelimeleri hemen hemen kopyala,yapıştır yaparak işin tamamen pazar ve kar boyutuna ulaşmayı hedefledi.Maalesef zamanla bu konuların pratik kursları bile açılarak sanki tek çare bu kurslardaymış gibi bir algı oluşturularak,insanlar tek çarenin sanki bu kitapları okumak ve bu kurslara gitmek algısına kapıldı.Oysa ki insan öncelikle Dua ile Rabbinden yardım isteyeceğine,kapitalist sistemin kurbanı olmaya doğru gidiyordu.

   Bu bağlamda özellikle şuna dikkat etmeliyiz ki; Yaşadığımız dönem kapitalist sistemin boyunduruğu altına girmiş ve yetişen yeni nesillere birçok tuzaklar kurulmuştur. Bu süreçte çocuklarımıza okutacağımız kitaplara ve eğitim metotlarına çok dikkat etmeli, her türlü tüketim çılgınlığından da uzak tutmalıyız. Unutmayalım; kitaplar muhakkak ki okunsun diye var.Fakat bilgiyle dolu olanları okuyalım,parayla dolu olanları değil !

Bir kitabı menşeine inerek, ağaç kokusunu alana kadar okuyun !