KUL ECELİNİ DEĞİŞTİREBİLİR Mİ?

05 Şubat 2013, 08:00
KUL ECELİNİ DEĞİŞTİREBİLİR Mİ?

                                                                 Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

   Şeyh-ül-İslam Ahmed bin Süleyman bin Kemal paşa buyuruyor ki:
   Rad suresindeki, (Allahü teâlâ, dilediğini siler Dilediğini değiştirmez Ümm-ül-kitab, Ondadır) mealindeki âyette, levh-i mahfuz bildirilmektedir Ümm-ül kitab, ezeli olan kelam-ı İlahinin ismidir Melekler, bunu anlayamaz Zamanlı değildir Allahü teâlâdan başka, kimse bilmez Hiç yok olmaz Levh-i mahfuzda değişiklik olur İnsanın, işine göre, ömrü ve rızkı değişir İyiler kötü, kötüler iyi olarak değiştirilebilir Böylece biri ölümüne yakın, iyi işler yapıp, son nefeste iman ile gider Bir başkası kötü amel işler, imansız gider Bunun için, Resulullah efendimiz her zaman, (Allahümme, ya mukallibelkulub, sebbit kalbi, ala dinik) duasını okurdu Hadis-i kudside, (İnsanların kalbi Rahmanın kudretindedir Kalbleri, dilediği gibi çevirir) buyurulmuştur Yani, Celal ve Cemal sıfatları ile, kötüye ve iyiye çevirir Levh-i mahfuza, kıyamete kadar gelecek insanların iyileri, said olarak, kötüleri de, şaki olarak yazıldı
   Kader değişmez Kaza, kadere uygun olarak meydana gelir Kaza, her gün çok değişip, sonunda kadere uygun olunca, yaratılır Kaza-i muallak şeklinde yaratılacağı yazılmış olan bir şey, kulun iyi ameli ile değişip yaratılmaz İmam-ı Gazali hazretleri, (
Kaza-i muallak, Levh-i mahfuzda yazılıdır Eğer o kimse, iyi amel yapıp, duası kabul olursa, o kaza değişir) buyurdu Hadis-i şerifte, (Kader, tedbir ile, sakınmakla değişmez Fakat kabul olan dua, o bela gelirken korur) buyuruldu [Taberani]
   Duanın belayı önlemesi de kaza ve kaderdendir Kalkan oka, şemsiye yağmura siper olduğu gibi, dua da belaya siper olur Bir hadis-i şerifte, (Kaza-i muallakı, hiçbir şey değiştiremez Yalnız dua değiştirir ve ömrü, yalnız ihsan, iyilik arttırır) buyuruldu [Hakim]
   Allahü teâlânın takdirinin, yani kaderin, Levh-i mahfuzda yazılması kazadır Bir kimseye takdir edilen bela, kaza-i muallak ise, yani, o kimsenin dua etmesi de, takdir edilmiş ise, dua eder, kabul olunca, belayı önler (Ecel-i kaza)’yı da, iyilik etmek geciktirir Fakat, (Ecel-i müsemma) değişmez
   Ecel-i kazaya bir misal verelim:
Bir kimse, eğer iyi iş yapar, yahut sadaka verir, hac ederse ömrü 60 yıl, bunları yapmazsa 40 yıl takdir edilmişse, vakit tamam olunca, eceli bir an gecikmez Birinin 3 gün ömrü kalmış iken akrabasını, Allah rızası için ziyaret etmesi ile, ömrü 30 yıla uzar 30 yıl ömrü olan da, akrabasını terk ettiği için, ömrü 3 güne iner
   Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
   (Sıla-i rahm ömrü uzatır) [Taberani]
   Davud aleyhisselamın yanına iki kişi gelip birbirinden şikayette bulundular Azrail aleyhisselam da gelip (Bu iki kişiden birincisinin eceline bir hafta kaldı. İkincisinin ömrü de, bir hafta önce bitmişti; fakat ölmedi) dedi
   Davud aleyhisselam hayret edip sebebini sordu Azrail aleyhisselam, (İkincisinin bir akrabası vardı Buna dargın idi Bu gidip onun gönlünü aldı Bundan dolayı Allahü teâlâ, buna yirmi yıl ömür takdir buyurdu) dedi (Levh-i Mahfuz ve Ümm-ül-kitab)
   Takdir, ezelde Levh-i mahfuzda yazılmıştır Yani, Levh-i mahfuzda olacak değişiklikler ve ömürlerin artması ve kısalması da, ezelde yazılmıştır ki, buna kaza-i muallak denir (Lübab-üt-te'vil)
   Allahü teâlânın kaderi [ezeldeki ilmi] nasıl ise, Levh-i mahfuzdaki değişiklikler, ona uygun olur
Hazret-i Ömer yaralanınca, Ka'bül-ahbar, “Ömer daha yaşamak isteseydi, dua ederdi Çünkü onun duası elbette kabul olur” buyurdu İşitenler şaşırıp, “(Ecel, bir an gecikmez ve vaktinden önce gelmez) mealindeki âyet-i kerimeye ne dersin” denilince, buyurdu ki: “Evet, ecel hazır olunca, gecikmez. Fakat, ecel hasıl olmadan önce, sadaka ile, dua ile, iyi amel ile, ömür uzar Fatır suresinde, (Herkesin ömrü ve ömürlerin kısalması yazılıdır) buyuruluyor”) [Levh-i Mahfuz ve Ümm-ül-kitab]
   Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
  
(Bütün hayvanların ecelleri, tesbihlerine bağlıdır Tesbihleri bitince, Allahü teâlâ onların ruhunu kabzeder) [Beyheki]
  (Her şeyin belli bir eceli vardır) [Buhari]
   Emali'deki, (Öldürülen kişinin eceli, o anda, ömrü ortadan kesilmiş değildir) ifadesini Ahmed Asım efendi şöyle açıklamaktadır:
(Öldürülen kimsenin [ve intihar edenin] o anda eceli gelmiştir Ömrü ortadan kesilmemiştir Herkesin eceli bir tanedir)
   Öldürülen kimse, eceli geldiği için ölür Fakat, bunu öldüren de, cezasını görür İntihar eden de eceli geldiği için ölür Herkes, eceli gelince ölür Araf suresi 34 âyetinde mealen, (Ecelleri gelince, onu azıcık ileri-geri alamazlar) buyuruldu Kişi doğmadan önce, ne kadar yaşayacağı takdir edilmiştir Kişi, nerede ölür, tevbe ile mi ve tevbesiz mi, hangi hastalıktan, iman ile mi, imansız mı gider, hepsi levh-i mahfuza yazılmıştır (Miftah-ül-cenne)
   Eceli gelen ölür
   Bir kimse, başka birini öldürdüğünde, öldürmeseydi o hâlâ hayatta olurdu veya başka bir sebeple ölürdü diye düşünmek doğru olur mu?
   İkisi de yanlıştır Katilin, kendi arzusu ile, o kimseyi, ne maksatla ve nasıl öldüreceğini Allahü teâlâ ezeli ilmi ile bildiği için, kaderini o şekilde yaratmıştır.Bu, değişikliğe uğramaz Bir de, Allah öyle yazdığı için öldürdü demek de yanlış olur Allahü teâlâ, bildiği için, olacak şeyi kaderine yazmıştır Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri, (Kader, Allahü teâlânın ezeli ilmi ile bilmesidir Zorla yaptırması demek değildir) buyuruyor. Allah CC selamı bereketi Rahmeti üzerinize olsun.

                            METİN ALKAN

                          EĞİTİMCİ YAZAR

 

Diğer Haberler
HAC AYETLERİ ve HADİSLERİ
HAİNLER MAZLUMLARIN KANINDA BOĞULACAK
İslam'da Selam
TÜRKİYE ÜZERİNDE OYNANAN OYUNLAR
NE DE GÜZEL SABIR
TÜRKİYE ÜZERİNDE OYNANAN OYUNLAR VE PERDE ARKASI
AMELLERİN EN GÜZELİ SALİH AMEL
MUHABBET KAPISI