Vedud'un Hakkını Vedud'a Vermek Gerek!...

04 Ekim 2019, 13:43
bir yandan dünyanın şaşalı hırsları sevgi diye çıkar karşımıza, öte yandan da manen sevgi besler yüreğimizi

Sevgi hakkında bir çok kelime kağıda dökülebilir. Her harfi, her cümleciği ve anlatılamayan her duygusu  acı çektiren ama bir o kadar da insanın benliğini tüm güzellikleriyle alıp götüren bir durum olduğunu haykırır durur. Gerçekten acı çekmek miydi? Gerçek sevgiyi yaşayıp benlikte yok olmak nasıl bir duyguydu? Bu isimlendirdiğimiz harfler topluluğu ve yaşamak isteyip de bir türlü başaramadığımız bu muhteşem duygunun meydana getirdiği durumlara dair sorular bizlerin beynini kemirir durur. Cevapları ise yine kendimizdedir aslında.

Kısacık ömrümüzde neleri sevmiyoruz ki; kendimizi, arkadaşlarımızı, ailemizi, eşimizi, çocuklarımızı, gezmeyi, eğlenmeyi, baş ucumuzda duran herhangi bir eşyamızı, evimizi, müzik dinlemeyi, yüzmeyi vs vs. kısacası bu dünyada bizlerin hizmetine sunulmuş her şeyi. Öyle ki bu durum bazen insanı o kadar çok etkisi altına alır  ve tutkuyla bağlanırız ki doğurduğu sonuç ise maddesel sevgilere ulaştırır bizleri. Sahip olamadıklarımızla da mutsuzluğa doğru yol alırız.  Sonunda da hayat dediğimiz sınırlı zaman dilimi, sevgiyi nasıl da tükettiğimizi ve aslında sevgi gerçeğini nasıl da yanlış kullanarak harcadığımızı vurur yüzümüze.

Şöyle ki, bir yandan dünyanın şaşalı hırsları sevgi diye çıkar karşımıza, öte yandan da manen sevgi besler yüreğimizi. Bizler yaratılış gereği birer esma ile donatıldık. Her bir uzvumuzda, her bir düşüncemizde hissettiklerimizde temelde bu esmalar hakimdir. Yaratıcımızın bize verdiği belki de en özel nurdur "VEDUD yani sevmek, sevilmek, sevgiye layık olmak" esması.  Ancak bizler bu duyguyu tamamen dünyevi sevgiye dönüştürerek mutluluğun şifresi olan VEDUD'un sonucunu mutsuzluk ve başkalarına acı çektirmek olarak yaşamaktayız.

Oysa ki Vedud; dünyevi sevgiyi içimizden atabilmeyi başardığımız an manasını idrak edebileceğimiz bir yolculuğa çıkartır bizi. O yolculukta bize eşlik eden, yol gösteren, davranışlarımızı şekillendiren, öz benliğimizi oluşturacak olan güzellikler sunulur. Her gördüğümüz güzellik karşısında ise bizleri ulaşmak istediğimiz sevgiye yönlendirir. İşte bu noktadan sonra sevgi yüreğimize işler, damarlarımızda dolaşır, karşımızda duran her ne ise onu mana deryasından görüp sevmeye başlarız, çıkarsızdır bu sevgi beklentisizdir, kırılacağını bilsende seversin, seni umutsuzluğun içine düşürsede hiç eksilmez ve göremeyeceğin aşikar olsa bile sever durursun o küçücük yüreğinle ve koskocaman olur içinde o Vedud.  

Evet kişi Vedud'u ruhuna bir nakış gibi işlediğinde gerçek sevgisine kavuşur. Hem seven olur hemde sevilen olur. Hem sevdiği ile beraber olur, hemde sevenleri ile beraber.

Bundan sonrası mı?

Gerçek mutluluğu yaşamaya hasret kalmış ruhun büyük buluşması...

Sevgiliye adanmış bir hayat ve sevilen bir insan...

 

 

ÖZGÜL GELİR

Diğer Haberler
FİTNECİ OLABİLİR MİSİN?
Tezatlıklarda Boğulma
İbrahim’in duası, İsa’nın müjdesi, annesinin rüyası
İslam Öncesi Mekke'de Sosyal ve Siyasal Yapı
Oryantalistlerin Hz. Peygamber Algısı
Bir kadın düşünün ki
Neydi bizi içten içe kemiren duygu?
Eksik Kalan Öteki Yarımız