HAKKIN VE HALKIN EN ÇOK ÖVDÜĞÜ İNSAN
Osmanlı zamanında gönüller sultanının doğumuna verilen öneme binaen, âdi suçlardan mahkûm edilenlerden cezasının üçte birini çekenler, mevlid kandiline hürmeten ve şefaat ümidiyle padişah tarafından affedilirmiş.
Mevlid kelimesi doğum anlamına gelir. “Mevlid-i nebi” ise Hz. Muhammed Mustafa Sallâllahü Aleyhi ve Sellem Efendimiz’in doğumu veya doğum günü demektir.
Rebiülevvel ayının Pazartesi gecesi sabaha doğru Fahr-ı Âlem Hz. Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi Vesellemin dünyaya teşrifiyle birlikte kara bulutlarla kaplı âlemi nuruyla ışıldatmış, bir ömür cehaletle savaşmış, adaleti, şefkati, fedakârlığı, vefakârlığı, cömertliği, tevazuu, ihsanı, infakı, takvası, ihlası ve ibadetiyle Mü'minlere rehber olan Efendimizin dünyaya gelişidir Mevlid.
Osmanlı zamanında gönüller sultanının doğumuna verilen öneme binaen, âdi suçlardan mahkûm edilenlerden cezasının üçte birini çekenler, mevlid kandiline hürmeten ve şefaat ümidiyle padişah tarafından affedilirmiş. Yani Osmanlı döneminde Peygamberimiz’in doğum günü sadece özgür insanlar için değil, hapishanedeki mahkûmlar için de tutsaklıktan kurtulmak, özgür olmak için hasretle beklenen bir bayrammış. Merak edenler Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğünün sitesine girip “06/R/1323 (Hicri) / Dosya no: 967 / Gömlek No: 26 / Fon Kodu: DH.MK.T.” künyesiyle kayıtlı bu bilgiyi kontrol edebilir.
İnsanlığa İslam’ı tebliğ eden, hakkı ve hakikati öğreten, dünya ve ahiret saadetine giden yolda rehberlik edip her haliyle en güzel örneğimiz olan Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s.)’in dünyayı teşriflerinin yıldönümü yani Mevlid Kandli. Bizleri özü güzel, sözü güzel son Peygambere ümmet olmakla şereflendiren Yüce Rabbimize hamdü senalar olsun. Peygamber Efendimize, âline ve ashabına salât ve selâm olsun.
Peygamber efendimiz 20 Nisan 571 (Rebîu’l-evvel aynın 12. gecesi) yılında Mekke’de dünyaya gelmiştir. Efendimiz’in anneciği Âmine Hatun, gördüğü rüyayı kayınpederi Abdülmuttalip’e anlatmış ve Abdülmuttalip torununu kucağına alıp Kâbe’ye götürerek, Allah’a şükretmiş ve ona, “en çok övülmüş, övülecek özellikleri çok olan, en çok arzu edilmiş” anlamında “Muhammed” adını vermiştir. O, torununun doğumu şerefine verdiği bir ziyafette: “Ona Muhammed adını verdim; dilerim ki gökyüzünde Hakk (Allah), yeryüzünde halk onu pek çok övsün” demiştir.
Efendimiz aleyhisselam, Allah’a ve ahiret gününe iman eden ve Rabbini çokça zikreden müminlerin en güzel örneği, önderi ve rehberidir. (Ahzab-21) O, birilerinin kahramanları gibi Kaf Dağı’nın ardında yaşayan bir masal kahramanı değil biz gibidir yani içimizden biridir.
O, Allah’ın mesajını kullarına anlatan, yaşayan ve ayrıntılarıyla açıklayandır. “Siz ateşe düşmek istiyorsunuz, Ben ise kuşaklarınızdan tutup sizi korumaya çalışıyorum.” diyendir. O, kendisine taş atanlara, dişlerini kıranlara ve işkence edenlere bile hayr dua eden, onların bağışlanması için geceleri gözyaşı dökendir.
O, müminlerden biri, sıkıntıya uğradığında üzülen, bizim için endişe eden, bize şefkat ve merhamet eden ve de doğru yolu gösterendir. O, “Ben sizin babanız gibiyim.” diyerek bizi kendisinden ayırmayandır. O, babasını hiç görememiş bir yetimdir. O, annesini çölün ıssız bir köşesine defnetmek zorunda kalan ve henüz altı yaşında öksüz kalmış bir çocuktur. O, dağlarda koyun güden kimsesiz bir çobandır.
O, ümmetinin geleceği için Mekke ile Medine arası 473 kilometrelik mesafeyi gece gündüz deve sırtında kat ederek gidendir. O, mescit inşası için omzunda kerpiç taşıyan, açlığa dayanabilmek için midesine taş bağlayandır.
O, etrafındaki onca kötülük ve çirkinliklerden kendisini koruyabilen, bataklığın ortasında tertemiz kalabilen ve sıfatı “El Emin” olan erdemli bir gençtir.
O, Allah’ın üzerine yemin ettiği yüce hayatın sahibi, ilâhî kelâmın ete kemiğe bürünmüş halidir. O’nu sevmek, O’na tâbi olmak, O’nun davasını anlayabilmek; O’nun hayatını en ayrıntılı şekilde öğrenmek ve öğrendiklerimizi de hayatımıza tatbik etmekle mümkündür.
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sas)’nin doğum günü, biz müminler için müstesna bir gündür veya öyle olmalıdır. Her Mevlid Kandili’nde biraz daha tazelenmeliyiz. Unutmayalım ki Resûl-i Ekrem’i örnek aldığımız ölçüde imanımız, insanlığımız ve toplumumuz özlediği güzel günlere kavuşacaktır. İşte o zaman Peygamber Efendimizin mevlidi, hepimizin dünyasında gerçek anlamda yeniden doğuş olacaktır. Güneş bir mızrak boyu yaklaşıp da insanların beyinleri fokur fokur kaynamaya başladığı o gün (mahşer meydanında) O’nun mübarek “Livaü’l-Hamd” sancağı altında toplanan insanlardan olabilmek ne büyük bir bahtiyarlıktır. Rabbim o kutlu sancağın altında toplananlardan olmayı cümlemize nasip eylesin.
Bu vesileyle Mevlid Kandili’nin, insanlığın kurtuluşuna, coğrafyamızda akmakta olan kan ve gözyaşının dinmesine vesile olmasını Yüce Rabbim’den niyaz ederim.
SEVGİLİ PEYGAMBERİM İÇİN NAÇİZANE NAAT’IM
Eyyy Hira dağında Cebrail tarafından vahiy ile mucize yaşayan âlemlerin Sultanı,
571 yılında dünyaya teşrifinle aydınlattın zulümle kararmış cihanı.
Âlemlere rahmet olarak gönderdi Rabbim, seni bize eyyy kutlu Nebi,
Aradan geçen 1448 yıla rağmen, sünnetinle yaşatıyoruz yüreğimizde Sen’i.
Din nasihattir diyerek bizlere bıraktın kutlu emaneti,
Sahabe seninle gördü, senden öğrendi, seninle yaşadı İslâmiyeti.
Selâtü selâm sana ve âlinin üzerine olsun, eyyy gönüllerimizin sultanı,
Sana minnettarım çünkü sen, örnek hayatınla aydınlattın hem ahretimi hem dünyamı.
Zulmün zirve yaptığı günümüz dünyası, senin sevgi dolu, barış dolu mesajlarına muhtaç,
Yalvarıyorum ey nebi! liva-ül hamd sancağın altında bana da küçücük de olsa bir yer aç.
Suriye’de, Irak’ta, Filistin’de, Arakan’da, Mısır’da... kadınlara, çocuklara, kısaca inananlara zulüm var,
Kara bulutları dağıtıp hayatı bahara döndüren Peygamberim; o kardeşlerime de ol yâr.
Senin sevginle doldurmaya çalıştığım yüreğimin sesini duy! eyyy sevgililer sevgilisi canım Muhammed,
Efendimizin doğum günü anısına sallu alâ resulina Muhammed.
Allahümme salli alâ, seyyidina, muhammedin innebiyyil ümmiyyi ve alâ, alihi ve sahbihi ve sellim…
Esselatü vesselâmü aleyke ya RASULALLAH
Esselatü vesselamü aleyke ya HABİBALLAH
Esselâtü vesselâmü aleyke ya seyyidel evveline vel'ahirin
- DÖVİZ KURLARINDA YAŞANAN HAREK... Unutmamalıyız ki faiz sebep, enflasyon ise onun kaçınılmaz sonu... Eklenme: 23 Kasım 2021
- YEDİKLERİMİZ DEĞİL VERDİKLERİM... Kurban, ne et ne de kandır; iman ve tevhit, ibadet ve şükür, ta... Eklenme: 28 Temmuz 2021
- İÇİMİZDEKİ ÇOCUK Hevâsına uyan Zeliha, kraliçe iken bir anda esir hale gelmiş; h... Eklenme: 30 Nisan 2021
- NE OLDUYSA O KARARDAN SONRA OL... Savunma sanayinin milli olması önemlidir ama bundan çok daha ön... Eklenme: 15 Aralık 2020
- TANK PALETİ FABRİKASI GERÇEĞİ KOÇ’un yarı fiyatı bir teklifle BMC’nin ihaleyi kazanmasından s... Eklenme: 03 Aralık 2020
- AYASOFYA Eskiler hep derlerdi ki, “Ayasofya ancak kendisini koruyacak ve... Eklenme: 24 Temmuz 2020
- MİLLET EĞİLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ 15 Temmuz’un üzerinden dört yıl geçmesine, ortada 251 Şehit ve ... Eklenme: 15 Temmuz 2020
- ELVEDA ŞEHRİ RAMAZAN ELVEDA Peygamberimiz ’in, "Reyyan kapısından cennete girme" müjdesine ... Eklenme: 19 Mayıs 2020