ÖLÇÜ, ZAMAN, GÜVEN, EMEL

Yüce Allah'ın yarattığı kâinatta hiçbir şey yalnız değildir.

Bir birinden uzak gezegenler dahi elektrik akımı ile güç alıp güç verirken, güneşin  bir paratoner gibi denge sağladığı bilinirken insanlar da aynı gezegenler gibidir. Bir birine elektik akımı ile güç verir ve güç alır. Biz buna iletişim derken sanatsal bakış açısı ile konu ele alındığında paylaşım değeri ortaya çıkmaktadır.

Bugünün en çok sorunu paylaşımsızlık olurken bunun görülmeyen alt nedeni iletişim kopukluğu veya ters frekansta temas (trend duygusu ile olduğunun ötesinde görünme güdüsü) ön plana çıkmaktadır.

Bugün mutluluk hem çok uzaktadır, hem çok yakında. Sahip olmak ya da olmamak tamamen bizlerin elindedir.

İnsanoğlu hayata çıkarsız, çakalsız ve etkili iletişim ile odaklandığı sürece hayattan hem tat hem de verim alarak adil bir şekilde ömür sürebilir.

Bu işleyiş sürecinde dünya da ki döngü içerisinde belki birbirlerini hiç görmezler ama frekansları aynı istikamet olduğu için daima birbirlerini hissederler, kalp, zihin ve gönül bağı ile görünmez bir iletişim kurarak sorunları büyük lokmadan küçük parçalara bölerek öğütüp eritirler.

Bazen çok yakınınızdakilere baktığınızda aslında yanınızda hiç olmadıklarını görürsünüz. Bu süreç içerisinde onları samanyolunun başka bir evresindeki gezegen uzaklığı kadar ( zihin ve beden ayrılığı içinde)  uzakta hissedersiniz.

Bazen de bakarsın farklı iklimlerde, farklı coğrafyada ve farklı ufuklarda olmasına rağmen aynı kader için azim ve çaba sarf ederek atan bir nefes sezersin. Her daim seni hisseder ve anar, fizikötesi bir denklem ve manevi bir duygu ile (dua ile) hal, his ve dil olarak yanında olur ve bütünlük sağlar. (sosyal medya unsurları yıllar önce tasarlanırken bu değerlerin parçalanması odaklı kurgulandığı da bir hakikattir)

Bu kategori insanı farklılıklar içerisinde farkların ortadan kalkarak zihinlerin bütünleşmesi, ruhların uzlaşı sağlaması ve dilin düğümlenmesi evresine sevk ederek büyük çarpışmaya (Sevgi ve saygı transferine) götürür. Günümüzde sevgilerin pembe, saygıların gri olması bu değerlerin eksik olmasından kaynaklanmaktadır.

Buna mistik felsefi öğretilerde kimine göre ay tutulması, kimine göre aşk tutulması, kimine göre güneş tutulması olarak ele alınır.

Bu çarpışma bir kaza değildir.

Çorba ile tuzun buluşup tat oranının artması...

Çay ile şekerin bütünlük kazanıp atmosferi tatlı kılması gibi ahenkler sunmaktadır.

Anı yaşamak, hayatın bütün elzem karinelerini silip, en baştan başlayarak elde edilen huzurdur.

Bir insan vardır... doğar yaşar büyür ve ölür…

Bir de "ins" ve "an" vardır. Doğar yaşar büyür ve daima kalpte iri ve diri kalır...

İkinci kategori içinde bir ins olarak anı kalplerde güzel yasamak ümidi...

Serdar Bozdoğan

Araştırmacı Yazar