REAKSİYON
......
Günümüzde sorunların çözümünde gayret etmek, sabretmek, azim göstermek gibi erdemleri unutarak mücadeleyi bırakıp bunun yerine siyasi referans arayarak konuyu kısa yoldan çözmenin arayışına yöneldik.
Bu uygulama sayesinde çözülen konular söyle dursun peki siyasi referans bulamayan vatandaşın problemleri ne olacak?
Devletin millet ile arasına set çeken ve yara almasını sağlayan en büyük sorunlardan birisi de budur.
Hâlbuki Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir. Kanun, yasa, yönetmelik, tüzük vb. Kurumsallaşmayı sağlayan enstrümanlar eşliğinde ilerleyen bir devlet olarak kurulmuştur.
Kamu bürokrasisinde kimlik ve liyakat erdemi unutulmaya yüz tutup yerini sadakat odaklı gibi görünen kişisel bir hesabın olduğu uygulamaya devretmiştir.
Bu zararlı oluşum devletin üretkenliğini, işlevselliğini, kanun, yasa, yönetmelik ve tüzük uygulamasında engellerin cereyan etmesine ve yine çözümünde siyasi referans aranarak daha da çok tıkanmasına vesile olmaktadır.
Devlet sisteminde yüksek eğitim sonrası göreve talip olandan kişisel gelişim ve başarının yerine referans istersen,
Mülakatı bilimsel bir metot değil de referans odaklı yaparsan,
Tayin, Terfi, görevde yükselme hususunda havuz kurup memuru siyasi referansa mahkûm edersen hiç bir şey üretemezsin.
Halkın sorunlarına cevap veremeyen il başkanları ve yönetimi,
Kulakları kapalı aklı başka yerde siyasetçiler,
TBMM kulisinde gülerek oynayan ama halk tabanında ayrışma ve çatışmayı fitilleyecek açıklamalar ile dozu artıran milletvekilleri,
Akademik kadrolardan yoksun, halktan uzak genel merkez yöneticileri,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti 2023 vizyonuna uyum sağlamamaktadır.
İl başkanlıklarının halkla ilişkileri çok şeffaf ve hassas bir şekilde işlevsellik kazanmalıdır.
Kamu yönetimi hususunda sadece bir vali yardımcısı devlet ile millet arasındaki bağları güçlendirecek şekilde kamu denetimini sağlamalıdır.
Devlet kadrosunda kimlik ve liyakata önem verilmelidir.
Devlette devamlılık esastır. Bu devamlılık devletin bekasını temin eder. Bunu sağlayan ana unsur kimlik ve liyakattir. Kimlik ve liyakat işi el’in eline değil ehline verilmesidir.
İşi ehline verdiğimizde el elinden alıp kimlik ve liyakat sahibi olanın üretimini artıracağız.
Sadakat hususu Türk siyasetinde çok yara aldı, sıradanlaştı, maske olarak kullanılır oldu...
Günümüz siyasetinde sadakat anlayışı bana göre tuzsuz çorba gibidir rengi güzel kıvamında ama tadı yok hale döndü.
O çorbada tuz olup da kıvam oluşması için sadakat merkezinde kimlik ve liyakat olması gerek.
Kendi çalışma arkadaşını ilerde siyaset hususunda rakip olur diye ayağını kaydırmak için kırk takla atananların daha sonra da gidip biz seninle dostuz her zaman yanındayız diyenler ile ne bir memleket kurtarılır ne de güçlü bir medeniyet inşa edilir.
Hele bir seçim dönemi gelsin...
Babanın oğula, bacının kardeşe, yeğenin amcaya, amcanın hepsine rest çektiği aday adaylığı günlerinde biz millet olarak seçime girip haklarımızı savunan temsilciler aracılığı ile partimizi iktidar yapacağız.
Artık gündelik hedeflerden, yevmiyeci gibi haftalık kazançlardan sıyrılıp ilke ve prensipler içerisinde milli politika ile hazırlanan bir vizyon eşliğinde, insanlıkla, vicdanda, hak, hukuk, sosyal hizmet, gelecek vaat eden devlet sistemi hususunda güçlü bir vizyona ve bizleri o vizyona taşıyacak kimlik ve liyakat sahibi milli fertlere ihtiyaç vardır.
Serdar Bozdoğan
Araştırmacı Yazar
- MAVİNİN İÇİNDE SİYAHI GÖRMEK ............. Eklenme: 24 Şubat 2020
- DÜŞÜN VE BAŞAR ................. Eklenme: 31 Ocak 2020
- CUMHUR CUMHURBAŞKANINDAN NE İS... ................ Eklenme: 28 Haziran 2019
- EY AMERİKA ................ Eklenme: 12 Haziran 2019
- SÖZ KONUSU VATANSA LÜTFEN AYKI... ................ Eklenme: 28 Mayıs 2019
- VAKİT SEHER VAKTİ ............... Eklenme: 19 Mayıs 2019
- İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE B... Ufkun ötesinde ferah istiyorsak felah adımlarla emin bir şekild... Eklenme: 09 Mayıs 2019
- NE YAPMALI NE YAPMAMALI ................. Eklenme: 09 Nisan 2019