SU UYUR DÜŞMAN UYUMAZ
.....
Din görevlisi yalnızca görev yaptığı cami mescit de namaz görevini ifa eden bir memur değildir. Aynı zamanda toplumsal olarak İslam ahlaki, İslam kültürü ve temel dini bilgiler hususunda aydınlatıcı ve bilgilendirici çalışmaları ifa etmekle mükellef önem arz eden bir göreve sahiptir. Din görevlisi namazın dışında cenaze yâda mevlit ile değil, daha da mühim olanı hayatta var olan insanları bilinçli ve bilgili bir şekilde aydınlatmak üzere hem kamu görevi hem de manevi bir görevi ifa eden devlet memurudur.
Nitekim toplumsal ve sosyal olaylardan olumsuz etkenlerin temeline baktığımızda bu kişi ve grupların temel ahlak ve temel dini bilgiler hususunda yeterli bir alt yapıya sahip olmadıklarından manevi değerlerin yok olduğu bir zihinde tahrip olan milli değerlerin yerini maddi değerler almaktadır. Bunun sebeplerin odaklandığımızda manevi bilgi eksikliğinden, ahlak ve kültür yozlaşmasından kaynaklanmaktadır.
Kur’an- ı Kerim Allah’ın emir ve yasaklarını belirten ilahi son kitaptır. Buradaki kurallar insan hayatını sağlıklı ve başarılı bir şekilde idame ettirecek uygulamaları insana sunmaktadır. Aynı zamanda geçmiş peygamberlik dönemi sorunlarını ve büyük olaylarını da ele alan Kur’an-i Kerim bizlere geçmişten ibret alacak örnekler sunmaktadır. Her şeyi bilen Allah (c.c.) Kuran’da her türlü ilim, marifet ve irfan erdemlerinin katmanlarını dile getirmiştir.
Bu değerleri halka sunmak ile mükellef olan diyanet personelleri lütfen sendikal, dernek, ticaret ve siyaset mecrasından sıyrılıp asıl görev alanı olan din hizmetine yönelmesi gerekmektedir. Bunun için de kapsamlı bir tüzük hazırlayıp önce din adamlarının iç hizmet politikası hususunda güçlendirerek bilgilenmeleri ve halkla ilişkiler hususunda psikolojik ve sosyolojik eğitim ile kalkınması sağlanmalıdır. Rutin bir kamu kurumu için uygulanan mesai kavramı aynı şekilde hassas bir denge içerisinde diyanet personellerinde de uygulanmalıdır.
Eğer bir vatandaş imam ile namaz vakitlerinden ibaret bir iletişim halinde olursa bu toplum manevi zenginliğini temin edemediği için zihinsel anlamda o alandaki eksiklikler farklı gruplaşmalar ve cemaatleşmeler tarafında her hangi bir müfredata dayanmaksızın teori önermesinden yoksun bir şekilde elde edecektir.
Bugün yaşadığımız FETO/PDY terör örgütü bu alandaki eksikliği tespit edip kendi çıkar politikaları ile doldurmaya çalışarak milyonlarca insanın zihnini bulandırmış, vatandaşı kendi devleti ve milleti ile karşı karşıya getirmiştir. Bir devlet milletine din hizmetini stratejik bir plan ve program eşliğinde doğru bilgi ve doğru bilgin ile sunmazsa orada kargaşa ve kaos çıkması kaçınılmaz olur. Yeni FETÖ/PDY örgütleri türememesi için bu alandaki açık acil bir şekilde kapatılmalıdır.
İslam dininin evrensel olduğunu ve önemini hatırlatarak din hizmetinde temel esas kuran ve sünnet olmalıdır. Kuran dışında ve Kuran’ın delil göstermediği bütün yol ve yöntemler hakiki manada din hizmeti değildir. Şahıslar üzerinden, olaylar üzerinden, gruplar üzerinden, duygu sömürüsü ve drama ile din hizmeti olmaz. Yüce Allah'ın kutsal kitabındaki ilk ayet oku emrini içerir. Okumayı, düşünmeyi, sorgulamayı ve akıl yürütmeyi, tekrar insanlarımıza kazandırmamız gerekmektedir.
FETO vb. örgütler yüzünden dinlemek ve izlemek eylemleri ile zihinleri köreltilip insanlar mankurtlaştırılarak kendi devletine, kendi milletine ve kendi ülkesine en önemlisi mukaddes kitap Kuran ve son din İslam ve onun sahibi Allah’a şirk koşacak kadar tehlikeli ve sapık bir sürecin içinde helak olmaya başladılar. Bugün herkes FETÖ şunu yaptı bunu yaptı diyor, ama devlet sisteminde FETO nasıl oluştu, hangi alanda gelişti ve neden engellenmedi diye sormuyor...
Beyler kendinize gelin artık, makarnadan pilav yapmaya çalışmayın.
Devlet sizden bürokratik sadakati değil, milli ruh ile sergileyeceğiniz liyakati istiyor. Makam ve mevkide yükselmek için siyaset manevrasında falso yapmanızı değil, milli mücadele de emek sarf edip çaba göstermenizi bekliyor. Bunların oluşabilmesi için toplum ve milletin doğru bilgi ve doğru bilgin eşliğinde aydınlatılması gerekiyor.
Medyatik hoca görünümlü şahısların boya fıçısına düşmüş yarı çıplak, aklı kit ve ne söylediği belirsiz manken-ci-kler ile birileri toplumu yozlaştırırken din hizmetinden sorumlu olan Diyanet İşlerinin Başkanlığının uyumaması gerekiyor.
Din görevlilerinin görev yaptıkları cami, mescit, kuran kursu vb. görev alanlarında göreve başlama ve bitiş saati harfiyen kesintisiz olarak uygulanmalıdır. Sabah namazında yatsı namazına beş vakit namaz için camiye gelen bir görevlinin topluma sunacağı hiç bir hizmet alanı olamaz. Artık mücahitlikten müteahhitliğe yatay geçişlerin önüne büyük bir bariyer konup din hizmetinin sıhhat ve liyakat içinde sunulması lazımdır.
Cami, mescit vb. din görevlisi sabah namazını kıldırdıktan sonra Sabah 09.00 dan 12.00 ye, öğle namazından sonra saat 14.00 den 18.00 e kadar cami ve mescitte görev yapan bir memur formatında hazır ve nazır bulunması sağlanmalıdır. Saat 18.00 den sonra yatsı namazına müteakip görevini tamamlayan din görevlisi bir sonraki gün sabah namazı ile başlayan yeni güne din samimiyeti içerisinde hazır olmalıdır.
İnsanları aydınlatamayan ve bilgilendiremeyen, toplumun sorunlarına ve sorularına yanıt ve çözüm sunamayan görevliler merkez memuru uygulaması ile görevden el çektirilip eğitime tabi tutularak bilgilendirilmelidir. İslam ahlaki, İslam medeniyeti, peygamberler tarihi, Kuran ve sünnet hususunda haftalık okuma ve araştırma çalışmaları zorunlu hale getirilerek bilgi güncellemesi sağlanmalıdır.
Din görevlilerinin vakitlerini inşaat ve yapı gibi unsurlarla geçirmesi engellenmelidir. Din görevlileri mimar ya da mühendis değildir. Bu alanlara yönelik ibadethane bakım ve onarım takip ve kontrol merkezleri için yeni birimler kurulup bu birimlerde mimar ve mühendisler aracılığı ile görevler ifa edilmelidir.
Her il müftüsünün iktisat kökenli bir müftü yardımcısı olması gerekmektedir. Bu Müftü yardımcısı il bazında ilçeleri de ele alan teşkilat ve kurumsal yapılanma hususunda görevleri yürütecektir. Dernek, vakıf aracılıkları ile siyaset mecrasına yakın görünüp il müftülükleri üzerine var olan baskı ortadan kaldırılmalıdır.
Vali yardımcılarının birisi özel olarak il müftülüklerinin işleyişi hususunda hassas bir politika ile yöneticilik yapmalıdır. Her camiye bir güvenlik sistemi kurulup bunun aynı zamanda il Müftülüğü tarafından takip ve otokontrolü yapılmalıdır. Din görevlisi yoklaması, namaz vakitlerine riayet, kuran eğitimi, temizlik ve İrşat çalışmaları hususunda hassas bir denetim politikasının oluşturulması lazımdır.
Din görevlisinin umre ve kutsal ziyaretler diyerek şirketlere danışmanlık ve şirketsel faaliyetlerinin önüne geçilmelidir. Din görevlisi olan kişi aslı görevleri ile muhatap kılınıp umre ve kutsal ziyaretler hususunda yalnızca Diyanet İşleri Başkanlığı çalışmalarına teşvik çalışması yürütmelidir. Bütün bu uygulamaların sonunda Ahlak ve genel kültür, sosyal politikalar, Din bilgisi ve Kuran eğitimi hususunda güçlü bir dokunun hayata geçtiği görülecektir
Böylece FETÖ vb. örgütlerin elleri toplum ve millet üzerinden jilet ile kazınıp kökleri kurutularak İslam dini din tüccarlarından kurtarılıp güvence altına alınacaktır.
ARAŞTIRMACI YAZAR
SERDAR BOZDOĞAN
- MAVİNİN İÇİNDE SİYAHI GÖRMEK ............. Eklenme: 24 Şubat 2020
- DÜŞÜN VE BAŞAR ................. Eklenme: 31 Ocak 2020
- CUMHUR CUMHURBAŞKANINDAN NE İS... ................ Eklenme: 28 Haziran 2019
- EY AMERİKA ................ Eklenme: 12 Haziran 2019
- SÖZ KONUSU VATANSA LÜTFEN AYKI... ................ Eklenme: 28 Mayıs 2019
- VAKİT SEHER VAKTİ ............... Eklenme: 19 Mayıs 2019
- İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE B... Ufkun ötesinde ferah istiyorsak felah adımlarla emin bir şekild... Eklenme: 09 Mayıs 2019
- NE YAPMALI NE YAPMAMALI ................. Eklenme: 09 Nisan 2019