31 Ekim 2016, 08:56 -

MAVİ BONCUKLU DİYANET..!
Skandal Hutbeye Cevap..
İlginç ve bir okadarda tehlikeli bir dönemden geçiyoruz. İnsanların, kurumların kendi fikirlerini karşı tarafa kabul ettirmek için âdeta her yolu mübah saydığı, bazan dam başında saksağan vur başına kazmayı der gibi alakasız bir âyet, hadis, atasözü, şiir gibi toplum üzerinde etkili olabilecek bir yöntemle birbiriyle alakası olmayan iki konuyu bütünleştirmeye çalıştıklarını, bazanda cımbızlama usulü ile âyet yada hadislerin yarısını alarak aldatma yöntemiyle âyet ve hadislerin manasının dışında bir sonuca ulaşmaya çalışıldığına şahit oluyoruz.
Her iki usulde Allah muhafaza bizi çok tehlikeli bir noktaya taşıyabilir. Nasılki bir tek kişinin kurtuluşuna vesile olmayı Allah Rasûlü s.a.v sahralar dolusu kırmızı koyunu fakir fukaraya tasadduk etmekten daha evla görmüş, aynen öylede bilerek bir kişinin yanlış bir itikada saptırılmasıda bir okadar tehlikelidir. Aynı Peygamberimiz s.a.v in ''aldatan benden (bizden) değildir'' buyurduğunu hepimiz gayet iyi biliyoruz. Hatalı malı satmak için hile ne ise hatalı bilgiyi satmak için hile de aynıdır. Yani din anlatayım derken Allah Rasûlü s.a.v in reddettiği konuma düşme tehlikesi ile karşı karşıya kalabiliriz Allah muhafaza cımbızlama usulü ve zorlama yorumlarla kendi anladığımızı hükümmüş gibi yutturmaya çalışırken. ..
Cuma günü okutulan hutbe dede maalesef bunun gibi bir meseleyle karşı karşıya kaldık bütün Türkiye'de. Cibril hadisi diye bilinen hadisi şerifin cımbızlama usulü ile yarısı alınarak aldatma yöntemiyle dinde gelecek tasavvuru yok, rüyayı sadıka yok, keramet yok ve bunların üzerine din bina edilemez gibi dam başında saksağan vur başına kazmayı şeklinde alakasız bir konunun ispatına çalıştılar.
Öncelikle şunu söyleyelim; Din zaten 1400 sene önce bina edilmiş. Kimse rüya ile, keramet ile, gelecek tasavvuru ile dîni yeniden bina etmiyor; bir defa bu üslup en hafif ifadeyle aldatmaca veya eğer aldatma niyeti yoksa ferasetsiz ve cahilce bir üsluptur. Sosyal hayat içinde ümmeti teşvik için Peygamberimiz s.a.v inde sıkça kullandığı bu yöntemi yok saymak, hadisi şeriflerle ve âyetlerle izahına onlarca delil gösterilebilecek rüya, gelecek bilgisi ve rüya ile gelecek bilgisi gibi konular dînin yeniden bina edilmesi değil, tam tersine bunların inkarı dînin yeniden yapılandırılması çabasıdır. Rüya ile gelecek konusunda Yusuf a.s kıssasını Kuran'dan okumayan bir Diyanet düşünemiyorum. Hadisi şerif cımbızlayarak işlenen Cinayet te cabası ...Cibril hadisi şerifinin bir kısmı ile kendi görüşünü ispata çalışan Diyanet maalesef bu konuda hıyanet ederek Peygamberimiz s.a.v i gelecekten ve Kıyamet alâmetlerinden bî haber gibi gösterme çabası içine girmiştir. Biz burada aynı hadisi şerifin tamamını kaynakları ile birlikte yazalım ki okuyan kendi kanatiyle değerlendirsin.
Cibril hadisi
Ömer İbnü’l-Hattâb radıyallahu anh şöyle dedi:
Bir gün Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzurunda bulunduğumuz sırada, elbisesi beyaz mı beyaz, saçları siyah mı siyah, üzerinde yolculuk eseri bulunmayan ve hiçbirimizin tanımadığı bir adam çıkageldi. Peygamber’in yanına sokuldu, önüne oturdu, dizlerini Peygamber’in dizlerine dayadı, ellerini (kendi) dizlerinin üstüne koydu ve:
- Ey Muhammed, bana İslâm’ı anlat! dedi.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
- “İslâm, Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı (tastamam) vermen, ramazan orucunu (eksiksiz) tutman, yoluna güç yetirebilirsen Kâbe’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdu. Adam:
- Doğru söyledin dedi. Onun hem sorup hem de tasdik etmesi tuhafımıza gitti. Adam:
- Şimdi de imanı anlat bana, dedi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
- “Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine iman etmendir.” buyurdu.
Adam tekrar:
- Doğru söyledin, diye tasdik etti ve:
- Peki “ihsan” nedir, onu da anlat, dedi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
- “İhsan, Allah’a onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdu.
Adam yine:
- Doğru söyledin dedi, sonra da:
- Kıyâmet ne zaman kopacak? diye sordu.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:
- “Kendisine soru yöneltilen, bu konuda sorandan daha bilgili değildir.” cevabını verdi.
Tabi Diyanet burdan sonraki kısmı almıyor, alırsa; size sunduğu anafikir yerle bir olur.
(Hadisi Şerifin devamı)
Adam:
- O halde alâmetlerini söyle, dedi.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
-”Cariyelerin sahiplerini doğurması, yalın ayak, başı kabak, çıplak koyun çobanlarının, yüksek ve mükemmel binalar kurmada birbirleriyle yarışmalarıdır. “ buyurdu.
Adam, (sessizce) çekip gitti. Ben bir süre öylece kalakaldım. Daha sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:
- “Ey Ömer, soru soran kişi kimdi, biliyor musun?” buyurdu. Ben:
- Allah ve Rasûlü bilir, dedim.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
- “O Cebrâil’di, size dininizi öğretmeye geldi.” buyurdu.
Müslim, Îmân 1, 5. Ayrıca bk. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16; Nesâi, Mevâkît 6.
Tabi bunun gibi gelecekten Allah’ın bildirmesiyle Rasûlullah s.a.v in bildirdiği onlarca Hadisi şerif, yine Kuran'ı Azîmüşşan'dan Kıyamet âlâmetlerinden bahseden Âyeti Kerimeler anlaşılan bizim Diyanet in pek mâlumu değil.
Adama sormuşlar Arapça biliyormusun? Demiş okudum. Şu ne demek cevap vermiş, bu ne demek cevap vermiş biraz zor soru gelince oraya kadar okumadım demiş. Anlaşılan bizim Diyanet Kıyamet alâmetlerine kadar âyettede hadistede okumamış. ..
Efendim biz son dönemde Fetö gibi bazıları bunu kullanmasın diye yapıyoruz gibi yine ferasetsiz bir açıklama gelebilir. Biz burdan şunu soruyoruz? Her kötüye kullanılanı reddetmek akıl kârımıdır? Mesela ticareti kötüye kullanan var diye ticareti reddediyormusunuz, dîni kötüye kullanıyorlar diye dinsiz, namusu kötüye kullananlar var diye namussuzmu olmak gerekiyor.
Bir başka sıkıntı ise her ziyarete giden ekibe mavi boncuk dağıtmaya devam eden kurum haline dönen bir Diyanetimiz var. Ziyaretçiye nezaket güzel şey elbette ama mayınlı alanda nezaket, adımlara dikkat etmeyide gerektirir. Tasavvuf ehli gidiyor tasavvufçu bir Diyanet açıklaması, Vehhabi zihniyetli biri gidiyor ona uygun bir açıklama, Nur Camiasından biri gidiyor eserleri basıyoruz, okuyoruz vs. ama belliki pek okumuyorda. Çünkü o eserlerdede gelecek tasavvuru var. Bakın bir örnek sadece...
Rüyay-ı sâdıkanın bir yönü, kişiye teselli vermeye, ona gaybî müjdeler getirmeye bakar. Hz. Peygamber (asv) bu tür rüyadan"Mübeşşirât" olarak bahsetmiş ve şöyle buyurmuştur:
"Risâlet ve nübüvvet bitti. Benden sonra ne bir nebî gelecektir, ne de Rasul... Lâkin 'mübeşşirat' vardır. Sahabe 'Mübeşşirat nedir Ya Resulallah?' diye sorar. Hz. Peygamber,'Müslüman kişinin gördüğü rüya.' der. O, nübüvvetin cüzlerinden bir cüzdür."
Asıl aldatmaca şu ki bir kez daha tekrar edelim; Kimse ben Rüya gördüm artık Namaz 10 vakit oldu, Kerametle buyurdularki Oruç vazifesi kalktı demiyor. Yani bu meseleler dinin bu asırda prensiplerini belirleyen meselelermiş gibi sunulması yutturmaca ve aldatmacanın ta kendisidir.
Ümmetin ümidini diri tutmak için yapılan, hadisi şeriflerde onlarca örneği bulunan, âyetlerde onlarca örneği bulunan gelecek tasavvurunu reddetmek, Ümmetin ümidini kırmak ümmet adına büyük bir cinayettir. Özellikle Ortadoğu'da Yahudi Arzı mev-ud peşinde ve Armegadon Savaşı beklerken, Hristiyan aleminin geçmişten aldığı işaretle 30 senedir proğramladığı İsa a.s, Deccal savaşı olarak gördüğü Suriye savaşı bütün dehşet ve vahşetiyle devam ederken, İslâm Âlemi nin İttihadı İslamı sağlayarak burada zaferi İslamın kazanacağına dair gelecek tasavvurlu hadisi şeriflere itibar etmemelerini istemek ve beklemek daha büyük bir Cinayettir, Ümmetin Türkiye etrafında yeşeren ümitlerini kırmaya yönelik bir çabadır, Fetö nün kötü niyetini izale edeyim derken daha büyük bir kumpasa hizmettir.
İnsanların özellikle temel prensipleri öğrenirken kaynak kitapları kullanması gerektiğini söyleyenler, hüküm yalnız Allah’ındır ifadesini dillendirenler, konu kendi görüşleri olunca Allah’ın nâmına hemde âyetsiz hüküm ve sonuca ulaşmaya çalışıyorlar. Bu anlayışı kınıyoruz. İstişâre kapısını kapatan ve Kuran yalnız benim anladığımdan ibarettir diyerek beşerî zayıf, nakıs, kusurlu, yetersiz anlayışını Kuran gibi yutturmaya çalışan her türlü anlayışıda kınıyoruz. Burada Ehl-i Sünnet in Kuran, Sünnet, İcmâi Ümmet, Kıyası Fukahâ olarak bilinen Edillei Şer'îye düsturunun İstişâreye açık olması nedeniyle ne kadar büyük bir ihtiyaç olduğunu bir kez daha anlamış bulunuyoruz. ..
Bir sonraki yazımızda İNŞAALLAH gelecekten bahseden ve tıkır tıkır o istikamete doğru gittiğimiz ve kafasını kuma gömenlerin göremediği yada görmezden geldiği, belki görülmesini istemediği bir çok hadisi şerifle günümüzde yaşanan büyük olayları yorumlayacağız. Bakalım dinde gelecek tasavvuru varmıymış birlikte görelim. ..
SEYFETTİN KÜRNE
YORUM YAZ
BU HABER İÇİN HENÜZ YORUM EKLENMEMİŞTİR.

DİĞER Seyfettin KÜRNE HABERLERİ
-
HZ. ALİ'ye (r.a.k.v) ACEM ... İslam kin tutmayı Kuran'da yasaklamışken, Peygamberimiz s.a... Eklenme: 03 Eylül 2019
-
(3) YAHUDİ VE EVANJELİK HRİSTİ... BU BİR YAZI DİZİSİDİR. -3.BÖLÜM- Eklenme: 25 Eylül 2016
-
YAHUDİLERE VAAD EDİLMİŞ TOPRAK... TEHLİKE KAPIDA 2.BÖLÜM Eklenme: 20 Eylül 2016
-
İŞTE YAHUDİ VE EVANJELİK HRİST... (BU BİR YAZI DİZİSİDİR) - (TEHLİKE KAPIDA - 1 ) Eklenme: 16 Eylül 2016
-
ESKİ HÂL MUHAL, YA YENİ HÂL, Y... ..... Eklenme: 11 Eylül 2016
-
AT İZİ İT İZİNE KARIŞTI !! Âlemi İslamın Güzide Bahçesi Türkiye'yi Örselettirmeyin. .. Eklenme: 07 Eylül 2016
-
Hem Demokrasi Dersi Hem Din De... Geçtiğimiz günlerde Ahmet Hakan Sunumuyla Cnn Türk'te Yayın... Eklenme: 01 Eylül 2016
-
Sayın Cumhurbaşkanımızdan Bekl... Sn. Cumhurbaşkanım Ve Değerli Kamuoyu.. Eklenme: 29 Ağustos 2016
YAZARLARIMIZ
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
KONUK YAZARLARIMIZ
ÖZEL RÖPORTAJ
Ferudun Özdemir: 'Allah Var, Problem Yok'
Ferudun Özdemir, “Allah var, problem yok!” adlı kitabında, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, Allah'a dayanıp, O'na güvenen insanların bir şekilde aydınlığa kavuşacaklarının farkındalığını oluşturuyor zihinlerde…
E-POSTA LİSTESİ
ANKET