Ananas ve Fetö ilişkisi

Peki Ananasçılarla ilgisi olabilirmi? Biz asıl geyik muhabbetinden hakikat kısmına bakalım.

Bediüzzaman hz.leriyle Ananasçılar arasında  ilişki varmıdır, yokmudur anlayabilmek için biraz Bediüzzaman hz.lerini tanımak, birazda Hz.Ali (r.a. k.v)yi tanımak gerek.

Bediüzzaman hz.leri tek partili dönemin en dehşetli zamanında Türkiye'de ilden ile sürgün, göz hapsi, ceza evi hayatı,zehirlemeler.. bunlara rağmen ülkesini terk etmeyen bir adam...

Üstelik sürgün yerlerinde kendisiyle irtibat kuranların bile cezalandırıldığı, hapse atıldığı,senelerce hapis yatırıldığı halde dışarıya kaçmayan ve girdikleri ceza evlerini medresei Yusufiyye olarak gören dava arkadaşlarına sahip olan(İmanı kurtarmak ve Kur-an’a hizmet için Mekke’de olsamda buraya gelmem lazımdı.(Emirdağ Lahikası) diyen bir adam...Sırtındaki sepeti içinde taşınacak kadar bir eve sahip,kimseden hediye dahi almayan,hiç bir zaman holding patronu olmayan,siyasetin kirini gördükten sonra Euzübillahimineşşeytani vessiyaseh deyip kenara çekilen ve devlet yönetimine yardımcı olan ama talip olmayan, 

📌(RISALEİ NUR ŞAKİRDLERİNİN MÜMKÜN OLDUĞU KADAR SİYASETE VE İDARE İŞİNE VE HÜKÜMETİN İCRAATINA KARIŞMAMAK BİR DÜSTURU ESASÎLERİDİR, HATTÂ RISALEİ NUR U SİYASETE VE DÜNYALIK HEDEFLERE ALET EDENLERİN MASUMLARI DAHİ EZİLMELİDİR...) (Şualar) diyen bir adam...

  İçerde isyan çıkarmak isteyenlere sonunuz hüsran olur, yıllarca İSLAMA hizmet eden bu ORDUYA KILIÇ ÇEKİLMEZ ikazında bulunan, dışardan bu Kuranı Türklerin elinden almadıkça muvaffak olamayız düşüncesinde olan İngilizler ve bütün dış güçlere karşı Kuranın sönmez ve söndürülemez bir nur olduğunu tüm dünyaya ispat etmeye çalışacağım diyen ve bu uğurda eserler telif eden bir adam...

Nurculuk demekse en sade ifadeyle Risale-i Nur talebesi olmak, Bediüzzaman hz.lerinin bu asırda ortaya koyduğu hizmet metodunu benimseyip o şekilde hizmet etmek demektir.

Peki nedir Bediüzzaman hz.lerinin metodu?

Hz.Ali (r.a k.v) dönemindeki çıkarılan fitneler ve isyanlar sebebiyle gücenip Araplara hiddetlenerek Kaside-i Ercüzesinde Akvamı Şarkiyye Arap üzerine hücum edecek, galebe edip arabı hayvan gibi kesecek, öyle müthiş fitneler ve karanlıklı musibetlerki en karanlıklı gecelerden daha ziyade karanlık olacak.Hatta bir başka bölümde ırmaklardan kan ve mürekkep akacak demiş.

Yine bir başka işaretinde ise ondördüncü asrı Muhammedi ‘de ecnebi ve acemi hurufuna İslam içinde geçilecek. Hem umum fakir, zengin, emir, işçi, çoluk çocuk, gece dersleriyle o hurufu zorla öğrenecekler.

O Bidalar ve acemi ve ecnebi hurufunun intişarı zamanı olan O ahir zamanın fena adamları, bir kısım Ulemai Suu-durki,(Kötü Alimler) hırs sebebiyle batınlarını (karınlarını) haramla doldurmak için bidalara yardım edenler ve fetva verenlerdir.

İşte Bediüzzaman hz.leri; Hz.Ali (r.a. k.v) nin İşaret ettiği bu iki büyük kültür katliamının, yaşandığı dönem itibarıyla ikincisinin içinde olmamak adına bu vb işaretlerden yola çıkarak eserlerini Kur-an harfleriyle telif etmiş, hayatı boyunca çektiği çilelere rağmen Hattı Kur-an’ı muhafazadan taviz vermemiştir. Risalei Nur talebeliğinin tarifini de yine kendisi yaparak başkalarına söz bırakmamıştır. Kastamonu lahikasında Risalei Nura intisab eden zatın en ehemmiyetli vazifesi, onu yazmak veya yazdırmaktır ve intişarına yardım etmektir. (Onu yazan veya yazdıran Risalei Nur Talebesi ünvanını alır.) demiş.

📌Ayrıca SİYASETTEN UZAK DURMAK, ADAVETİ TERK, İHTİLAF ÇIKARMAMAK, TESANÜD ve İTTİFAK ETMEK, TAKVAYI MUHAFAZA, BİD-ALARDAN UZAK DURMAK, RİYA ve ŞÖHRETTEN UZAK DURMAK, MENFÎ IRKÇILIĞI BIRAKMAK, ŞAHSI değil KİTABI ESAS ALMAK, ZAHİRİ ŞERAİTE MUHALEFET  ETMEMEK, ESASATI ŞERİATI ESAS TUTMAK vb düsturlarıda bizzat kendisi saymıştır.

Aynı zamanda dini esaslardan ve Sünneti seniyyeden de taviz vermemiş, Sarığını çıkar diyen Hakime bu sarık bu başla beraber çıkar, bir başka davada Saçlarım adedince başlarım olsa, bu yüce dava için hergün biri kesilse yinede haksızlığa ve zulme baş eğmem demiş. Bu asırda Sünnete sımsıkı sarılmanın önemini Allah Rasulü (s.a.v)in‘’Ümmetimin fesada düştüğü bir zamanda benim Sünnetime sarılan yüz şehid sevabı kazanabilir’’Hadisi Şerifiyle açıklamıştır.

 📍Sünneti Seniyyeye bu kadar ehemmiyet veren bir zatın Allah’ın ayetle emrettiği BAŞÖRTÜSÜ gibi bir meseleye TEFERRUAT demesi hiçmi hiç düşünülemez, akılbaliğ olmuş genç kızların ve seslerinin teşhir edildiği salon ve stad organizasyonlarını din adına yapacağı da asla düşünülemez.

Taviz ve hile yoluyla hizmeti asla düşünmemiş, Eğer düşünmüş olsaydı, harflere fetva karşılığında tek bir ilin değil, hemde Şark Umum Vaizliği, Diyanet reisliği, Milletvekilliği sabit kalmak ve Hayalinde olan, Doğuda Din ve Fen ilimlerinin birlikte okutulduğu Medresetüzzehra adlı Okulun kurulması için teklif edilen İkiyüzbin Banknot parayı geri çevirmeyip alır, biraz örgütleneyimde ondan sonra bakarız diyebilirdi.

Yazımızda da anlatmaya çalıştığımız gibi bu zatın (FETO) nun hayatına baktığımızda Vaizlikten öte Risalei Nurun düstur ve esaslarıyla hiç bir münasebetinin olmadığı ama Ananas diyarı olan ülkeler ve Ananası seven insanlarla çok yakın ilişkisi olduğu tarihçei hayatını bilenlerce malumdur.

Özetle diyoruzki Bediüzzaman hz.leri ile Feto yu birbirine benzetmek, kıyaslamak, aynı cenahta görmek için ya zır cahil olmak veya fesat üretmek için malzeme aramak ve sapla samanı karıştıracak kadar aptal olmak veya yıllardır imsak konusunda çıkarmaya çalıştığı fitneden millete gınâ geldiği ve itibar edilmediği, program reytingleri düştüğü için Abdülaziz Bayındır gibiler kendini farketyirmeye yeni bir yol bulma çabasıdır...

Yazımızı Bediüzzaman hz.lerinden bir alıntıyla bitirelim…

Gayri Meşru Tarik İle Maksada Giden Zat

Galiben Maksudunun Zıddıyla Görür Mücazat…

Seyfettin KÜRNE