Parlamenter Değil, Partisiz Bir Sistem Nasıl Olur?
Parlamenter Değil, Partisiz Bir Sistem Nasıl Olur?
Geçen haftaki yazımda Türk usulü başkanlık sisteminin nasıl olması gerektiğine dair tezler ortaya koymuştuk. Yine aynı yazıda sonraki yazımızın da bu tezlerin savunması ya da değerlendirmesi şeklinde olacağını beyan etmiştim.
Hadi başlayalım…
(Sisteminde başkan ve milletvekilleri halk tarafından seçilir. Başkan yürütmeyi, seçilmiş milletvekillerinden oluşan meclis de yasamayı temsil eder. Her iki taraf da millete karşı sorumludur. Başkan halk tarafından seçildiği için bir kişi için seçilme sınırı olmaz.)
Çok başlı bir yapıyı önlemeye yönelik bir adımdır bu. Başkan halk tarafından seçilir ve yürütme erkini temsil eder. Halk tarafından demokratik usullerle seçilen bir kişinin makamı dikta ya da saltanat olarak değerlendirme imkânı bulunamayacağından seçilmede bir sınır koymak doğru değildir.
(Milletvekilleri partili sistemde olduğu gibi kişiler partilerin adayları olarak değil, doğrudan kendi iradeleri ile milletvekili seçimlerine girerler. Mecliste de partilerini değil, milleti temsil ederler. Milletvekili seçimlerinde üst üste üç dönem seçilemeyen kişi seçilme hakkından feragat etmiş olur.)
Söz konusu sistemde partili bir düzenleme öngörülmüyor. Bu dürüm alışkanlıklar sebebiyle absürt karşılansa da tarihsel tecrübemiz bize göstermiştir ki partili sistem bizim gerçeklerimizle örtüşmüyor. Temel maksat demokratik usullerle devlet ve millet menfaatlerini ön planda tutmaksa pekâlâ bu partisiz bir sistemle mümkündür. Kişiler gerçek manada milletin vekilleri olarak Meclise gönderilir. Seçilme aşamasında belli şartlara sahip herkes kendi iradesi ile aday olabilir. Fakat yığılmayı önlemek maksadıyla caydırıcı unsur olarak üç seçim döneminde seçilemeyen kişinin seçilme hakkı düşer, dedik. Bu hususta şartlara göre ek caydırıcı önlemler de ilave edilebilir. Mesela bir seçimde %1’ve altında oya sahip olan kişinin de seçilme hakkının düşmesi gibi. Mesela adaylık sürecinde 5 asgari ücret miktarının YSK hesabına yatırılması, seçilmesi durumunda geri iade edilmesi gibi…
(Başkan ile Meclis uyum içerisinde çalışamaması ve Meclis hükümetin çalışmalarını bloke etmesi halinde iki durum söz konusudur: Birincisi, hükümetçe sunulan ve Meclis tarafından bloke edilen yasa tekliflerinin devlet ve millet çıkarlarına uygunluğu yönüyle Anayasa Mahkemesine başvurulur. Mahkemenin olumlu rapor vermesi durumunda yasa teklifi yeniden Mecliste görüşülür. Ve Anayasa Mahkemesinin olumlu görüşü 50 oy olarak hesap edilir. İkincisi ise; icraatların ve yasaların Meclis tarafından bloke edildiği Hükümet tarafından tespit edilmesi durumunda Başkan yeniden seçim isteyebilir. Başkanın yeniden seçilmesi durumunda Meclis feshedilmiş olur ve milletvekilliği düşmüş olan kişi üç dönem seçilme hakkından feragat etmiş sayılır. Böyle durumda ayrıca milletvekili seçimi yapılır.)
Meclis partili bir sistemle çalışmayacağı için kolektif hareket edebilme olanakları azalmış olabilir. Bu durumda milletvekillerinin yürütmeyle uyumlu yasal çalışmalar sürdürebilmesi için bazı önleyici tedbirler ortaya koymak gerekir. Tezimizde Yargının hakemliğini ve seçimle güvenoyunu ifade ettim. Ama bunlara ilaveten bir yasama yılında 5 yasa teklifi devlet ve millet çıkarlarına uygunluğu yönüyle Anayasa Mahkemesine başvurulur ve Mahkeme yürütme lehinde rapor verirse Meclis feshedilmiş olur, gibi ilave önlemler de alınabilir. Başkanın güvenoyu için seçim talep etmesi ve seçimde yeniden başkan seçilmesi durumunda da Meclis feshedilmiş olur ki bütün bunlar yasamayı temsil eden Meclisin devlet ve millet çıkarlarına uygun olarak çalışmasını sağlamaya yöneliktir.
(İstikrar ve icraatlar açısından halka karşı sorumlu olan iktidar Başkandır. Bu sebeple hükümet Başkana karşı sorumludur. Başbakan, hükümeti koordine etmek üzere Başkan tarafından görevlendirir. Başbakan her bir bakanlık için en az üç kişiyi Başkana önerir. Başkan, onlardan birini bakan olarak belirler. Böylece oluşan hükümet için güvenoyuna ihtiyaç duyulmaz.)
Yürütmenin temsilcisi Başkandır ve halka karşı sorumludur. Bunun hesabını verecek kendisi olduğu için icraat koordinasyonu konusunda tercih serbestisine sahiptir. Başbakan ve kabine yürütme erkinin alternatifi değil, koordinasyon ve işbölümü merciidir. Yaptığı ve yapacağı iş ve hizmetler yönüyle Başkana karşı sorumlu olacağı için çift başlı bir görüntü arz etmeyecektir. Başbakan ve Bakanların milletvekili olma zorunluluğu da yoktur.
(Başbakan, bakanlıkların koordinasyonu ve icraatların takibiyle görevlidir. Başbakanın değişmesi hükümetin düşmesi anlamına gelmez. Fakat yeni Başbakan ilgili bakanlıklarda değişiklik yapmak istediğinde mevcut bakanla birlikte üç ismi Başkana teklif eder.)
Burada da istikrar göz önünde bulundurulmuştur. Fakat istikrarın, icraat ve hedeflere alternatif olmaması için kabinedeki revizyonlar olağan bir tedbirdir.
Başkan, hükümetin çalışmalarını yönlendirme ve yönetme hakkına sahiptir. Fakat ille de müdahale etmek mecburiyetinde değildir. Gerekli gördüğü hallerde hükümeti doğrudan kendisi de temsil edebilir.
Başkan genel manada yürütmenin en nitelikli bir şekilde devleti ve milleti muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarmak ve orda tutmakla görevlidir. Bu maksada yönelik yürütme alanında her türlü tasarrufa sahiptir.
Seçilmiş olan milletvekilleri ile yasama meclisi oluşturulur. Yasa teklifi yetkisi Başkan ya da hükümete aittir. Meclis üyeleri zorunlu gördükleri yasa tekliflerini hükümete sunarlar. Başkana karşı sorumlu olan hükümet gerekli görürse ilgili teklifi Meclise sunar.
Yürütme icraatleri yönüyle nasıl ki yasama ile işbirliği halindeyse, yasamanın temsilcisi olan Meclis de yasa tekliflerini hükümet aracılığı ile Meclis gündemine alabilir. Burada kuvvetler ayrılığı kadar kuvvetlerin paydaşlığı da önem arz etmektedir. Milletvekilleri devlet ve millet çıkarları doğrultusunda hükümete yasa tekliflerini sunar. Hükümet bu teklifleri Meclis gündemine taşımak mecburiyetinde değildir, ancak Meclis gündemine taşınmayan tekliflerin taşınmama gerekçesini ilgili milletvekiline yazılı olarak bildirir.
Sahip olduğu yetkileri kullanmada iyi niyet taşıyıp taşımadığının denetimini halk yapar. Ülke idaresinin çok kötü yönetildiğine yönelik bir durum söz konusu olursa Anayasa Mahkemesinin bu konudaki raporu ve Meclisin 2/3 oranındaki oyu ile görev süresini beklemeksizin başkanlık seçimine gidilebilir.
Başkan halk tarafından seçilmiş olsa da sahip olduğu güç ve imkânları şahsi emelleri yönünde ya da devlet ve millet istikbalinin aleyhinde kullandığı yargı ve yasama erkleri tarafından müştereken kabul görmesi halinde görev süresi beklenmeksizin seçime gidilir. Başkanlığı düşen kişi seçimde yeniden aday olur ve seçilemezse yargı yolu açılır.
Mail ve yorumlarla eksik kalan noktaları ve değerlendirmelerinizi tarafıma ulaştırmanız dileğiyle…
Ahmet ÇİÇEK
- (E)vet (V)atandaşın (E)gemenli... (E)vet (V)atandaşın (E)gemenlik (T)ercihidir Eklenme: 09 Şubat 2017
- Gün, Hilafet Sancağı Altında K... Gün, Hilafet Sancağı Altında Kardeşliğimizi İlan Etme Günüdür Eklenme: 22 Aralık 2016
- HDP Bir FETÖ-PKK Projesidir HDP Bir FETÖ-PKK Projesidir Eklenme: 07 Kasım 2016
- AK Parti'nin 2016 Eylem Pl... Türkiye’nin afet yardımlarından medet umduğu, kredi tahsis edeb... Eklenme: 20 Ekim 2016
- Lozan, Sevr'den Bakınca Za... Bazen gördüklerimizi, görmek istediklerimiz sınırlar. Eklenme: 10 Ekim 2016
- At İzi İt İzine Karışmamalı At İzi İt İzine Karışmamalı Eklenme: 19 Eylül 2016
- Gülen'i FETÖ Yapan Beyaz T... Nüfusun %99'u Müslüman olan bir ülkede muhafazakar bir vata... Eklenme: 18 Ağustos 2016
- TAKİYYECİ BATI FENA TOSLADI Güya neymiş Batı demek medeniyet demekmiş, demokrasi demekmiş… ... Eklenme: 10 Ağustos 2016