23 Mayıs 2016, 14:35 - 
FE EYNE TEZHEBUN (NEREYE GİDİYORSUNUZ)

FE EYNE TEZHEBUN (NEREYE GİDİYORSUNUZ)

İslâm ümmeti olarak çok karanlık bir dönemden geçtiğimiz izahtan varestedir aslında

 Osmanlı’nın dağılmasından sonra ümmet bir türlü kurumsal birlikteliğini tesis edemedi. Müslümanların başındaki statikocu rejimlerin zaten böyle bir projesi ve böyle bir derdi yok. Onlar oturdukları koltukları korumanın telaşı içerisindeler. Zira onların iktidarları mevcut durumun muhafazasına bağlıdır. Onlar Müslüman halkımızın beklentisi hilafına politikalar uygulamaktadırlar. Bu gerçeklikten dolayıdır ki, “Arap Baharı” devreye girmiş oldu. Ümmetin ezici çoğunuluğunun arzu ve beklentisi statikocu rejimlerin değişmesinden yana idi. Ancak sinsi global güçler devreye girerek statikonun değişmesine engel olmak için her türlü manipülatif girişimde bulunmayı ihmâl etmediler.

            Muhtelif ülkelerdeki nümayiş ve gösteriler ya spesifik taktiklerle elimine edildi veya askerî birlikler tarafından şiddetle bastırıldı. Suriye örneğinde ise iş iç savaşa evrildi. Aslında “Arap Baharı” adına kreatif bir domino etkisi bekleniyordu. Şeytanî güçler buna müsaade etmedi. Oysa Müslüman halkların önlerinde yakın tarihimizden çok güzel bir örnek vardı. Bu örnek İrân İslâm Devrimi’nden başkası değildi. Ancak ümmet mezhebi saiklerden yola çıkarak bu muhteşem devrime bigâne kalmayı tercih etti. Oysa çok engin bir tecrübe bu mustazaf ümmete sunulmuş bir fırsattı. Ama bu imkândan faydalanılmadı. Özlenen devrimler ve yapısal değişimler bir başka bahara kaldı.

            İkinci Dünya Harbi’nden sonra Avrupa kentlerinde adeta taş üstünde taş kalmamıştı. Şehirler enkaz yığınına dönmüştü. Ama savaş bitip de barış hasıl olduktan sonra ne oldu? Hemen Avrupa Birliği’ne doğru bir süreç başlattılar. Önce ekonomik işbirliği çerçevesinde kurumsal yapılar oluşturmaya koyuldular. Belirli bir süre sonra 12 ülke bir araya gelerek AB’yi tesis ettiler. Ve böylece sınırlar kaldırılıp ortak para birimine gittiler. Süreç içerisinde bu birliğe 28 ülke dahil oldu. Avrupalı siyasîlerin ifadesiyle AB bir Hıristiyan kulübüdür. Buna rağmen Türkiye’deki siyasîler bu birliğe girmek için can atmaktadırlar. Avrupalı bazı politikacılar Ankara’nın bu talebini şaşkınlıkla karşılayıp, “AB bir Hıristiyan ülkeler topluluğudur, Müslüman bir ülke olan Türkiye’nin aramızda ne işi var” diyerek tepki vermektedirler. Adamlar haklı. Ankara’daki siyasîler böyle bir eğilim göstereceklerine İslâm birliği için adım atsalar daha iyi olmaz mı?

            İkinci Dünya Harbi’ni yaşamayan İslâm ülkeleri ise bir türlü böyle bir birlikteliğe yönelmediler. Ümmet 57 ulus devlete bölünmüş vaziyettedir. Merhum Erbakan Başbakanlığı döneminde D-8 projesi ile İslâm ümmetini birleştirmenin çabası içerisine girmişti. Merhum Erbakan’ın hedefi bütün Müslüman ülkeleri bir tek “İslâm Devleti” çatısı altında bir araya getirmek, ortak para birimi ve ortak ordu oluşturmaktı. Ancak Siyonizmin ve küresel güçlerin güdümündeki 28 Şubat’çıların devreye girmesiyle hükümet alaşağı edildi. Böyle bir proje hayata geçseydi hiç kuşkusuz Siyonist işgal ve  küresel güçlerin sömürü düzeni sona erecekti. İşte bu olmadı, şeytani güçler buna engel oldu. Hâlbuki 28 Şubat, sivil itaatsizlik hakkı kullanılarak (bir İslâm devrimi için) fırsata dönüştürülebilirdi.

 Öyle ki, bu süreçte alenen hedef alınan dinî değerlerimizdi. İrtica bahanesiyle ve Sincan’daki “Kudüs Günü” etkinliğinden dolayı o günlerde adeta İslâm’a savaş açılmıştı. Çevik Bir gibi bazı generaller, “Gerekirse silah kullanırız” diyerek, alenen Müslüman halkımıza meyadan okuyordu. O günlerde başta Hürriyet ve Milliyet olmak üzere İslâm düşmanı gazeteler, Hitler’in propaganda bakanı Joseph Goebbels’in ağzından “Topyekûn Savaş” manşetleri atıyorlardı. “İrtica ile olan savaşımız gerekirse bin yıl süecek” diyorlardı. Bu ne alçaklık, bu ne küstahlık? Çakallar sürüsü adeta meydanı boş bulmuşlardı.

            Kısaca ifade edecek olursak sadece Anadolu halkı değil, bütün bir İslâm ümmeti dünya sahnesinde olması gereken yerde değil. Kaos ve keşmekeşlikler devam ediyor. Oysa Rabbimiz biz Müslümanlara birlik ve beraberliği emrediyor. Ümmet olarak istikrar ve insicamımız buna bağlı.

 “Eğer siz Allah adına, Allah’ın dinine yardım ederseniz, (Allah’ın buyruklarına sarılıp gereğini yerine getirirseniz), Allah sizin ayaklarınızı yeryüzünde sabit ber kadem kılar.” (Muhammed:7)

İşte ümmet olarak ne yazık ki, bu yapılmadı. Merhum Erbakan hocamızın bu projesine sahip çıkılsaydı hiç kuşkusuz İslâm ülkeleri müthiş bir istikrara ve müthiş bir güce kavuşacaktı. Çünkü yeraltı, yerüstü kaynaklarımız başta olmak üzere her türlü imkânımız buna müsait. Lokal bir güç olarak İran İslâm Cumhuriyeti buna en bariz örnektir. 37 yıllık ambargolara ve 8 yıllık tahmili savaşa rağmen kendi imkânlarıyla, kendi azim ve çabasıyla uzaya uydu göndermeyi başardı ve askerî alanda da ilerlemeler kaydedip üç bin kilometreyi vuracak füzeler geliştirdi. Öte yandan nano teknolojisini geliştirip bilimsel imkânlara da kavuşmuş oldu. Müslüman ülkeler arasında bunun elbirliği içerisinde yapıldığını düşünün? Ne büyük bir muhteşem tablo ortaya çıkar. Şer güçler bunu istemiyor. Onların tıyneti bu! Sömürü düzenlerinin akamete uğramamısı için bunu istemezler. Ancak biz Müslümanlar direnmek ve mücadele etmek zorundayız. Topyekûn İslâm ümmeti olara eğer emperyal güçlere karşı onurlu bir savaşım vermezsek kaybetmeye devam edeceğiz.



YORUM YAZ
BU HABER İÇİN HENÜZ YORUM EKLENMEMİŞTİR.
 Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları, okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan Araştırmacı Yazarlar hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
DİĞER Hazım KORAL HABERLERİ
VİDEO GALERİ
 
YAZARLARIMIZ
Y
Metin ALKAN
ZEKAT , FİTRE VE ORUÇ FİDYESİ KİMLERE VERİLİR?
Y
ferit karasu
YÜREĞİM DEKİ ŞEHİR
Y
Nurcan CANKORU
MENZİLE
Y
Mehmet GÖÇMEZ
ANMAK MI ANLAMAK MI
Y
SERDAR BOZDOĞAN
TARİH BİZİ ÇAĞIRIYOR BİZDE TARİHE YENİDEN ÇAĞ AÇTIRIYORUZ
Y
Pınar SÖNMEZ
AŞK BİR NOKTA
Y
Hatice BAŞKAN
KADINSIN
Y
Fatmanur KUŞ
SU GİBİ AZİZ OL EVLADIM
Y
Duygu Gürses DİKEN
MALINI BAĞIŞLAYAN ELBETTE KURTULUŞA ERMİŞTİR..
Y
Zeynep DEMİR
önce sela, sonra adın okunur minarelerden.
Y
Ayhan KÜFLÜOĞLU
Eşyayı gösteren Rabbimiz’in varlığı, o eşyadan daha zahir ve kesin
Y
Nur KABADAYI
Umut Ederek Yaşamak
Y
Büşra ŞENTÜRK
Sen Kaderim Misin
Y
Büşra Nur GECE
Mabede İsmet; Meryem'e Betül Sıfatı Yakışır...
Y
Merve DİKİCİ
TEVEKKÜL KIL
Y
Ebru ATA
KIYIYA İNSANLIK VURDU
Y
Mustafa KAYALI
ZAMAN VE MEKÂNDA KIBLEMİZ
Y
Türker ELMAS
NUR ve HAKİKAT AVCILIĞI
Y
Nagihan ZENGİN
Ademiyetten Kemaliyete İrfan Yolculuğu
Y
Öznur MACİT
bir b/akış bir yürüyüş (04,05,14 Eskici dergi yayınlandı)
 
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
BİR DOST PENCEREMDEN TÜRKİYEDE HANGİ NURCU KOLLARI FETÖYE DESTEK VERİYOR 2022 RAPORU VE BELGELERİ REFERANDUM SEÇİMLERİ ÖNCESİ BOMBADA FETÖNÜN PARMAK İZLERİ!!! (1)
 
KONUK YAZARLARIMIZ
K
İsmail GENÇ
İnsanız ve İnsanlığı Özlüyoruz
K
Emrah POLAT
Vahametlerle İmtihan ve Müracaat
K
Mehmed ESMER
Kubbetüs Sahra'yı tanıyacağız
K
Elif NİSA
Gerçekten İnsan Azar
K
Elif MUSLUOĞLU
Cemâli Bâ Kemâle Seyredelim
K
Fikriye AYYILDIZ
GAFLET
K
Merve YAĞMUR
ÖLMEDEN ÖNCE ÖLÜNÜZ
K
Fuat TÜRKER
Münafıklar Kavramıyorlar!
K
Hüray BOZBIYIK
TESETTÜRÜN VERDİĞİ HUZUR
 
ÖZEL RÖPORTAJ
Ferudun Özdemir: 'Allah Var, Problem Yok'
Ferudun Özdemir: 'Allah Var, Problem Yok'
Ferudun Özdemir, “Allah var, problem yok!” adlı kitabında, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, Allah'a dayanıp, O'na güvenen insanların bir şekilde aydınlığa kavuşacaklarının farkındalığını oluşturuyor zihinlerde…
 
E-POSTA LİSTESİ
 
FOTO GALERİ
 
ANKET

Web Sitemize Nasıl Ilaştınız?




 
cheap jordans|wholesale air max|wholesale jordans|wholesale jewelry

Sitemizde yayınlanan haberlerde basın ahlakına, hukuk ilkelerine, insan hak ve özgürlüklerine bağlı kalacağımıza söz veririz. Yazarlarımızın yazılarıyla ilgili her türlü sorumluluk kendilerine aittir. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.

Adres : Sizde Araştırmacı Yazarlara Katılabilir Çalışmalarınızı Yayınlatabilirsiniz! arastirmaciyazarlar@gmail.com a Ad Soyad ve Yazar Resminizle birlikte gönderin değerlendirelim