14 Kasım 2015, 13:35 -
Anasayfa »

Allah Demek Yerine Aşkım Demek
Canı çıkarken bile
Ne korkunç bir ölümdür Ya Rabbi! Canı çıkarken bile “Allah”demek yerine, “aşkım”diyerek ölmek.Üstelik aşk ta ne yazık ki yasak bir aşk. Her halde neden bahsettiğimi anlamışsınızdır.
Yakın geçmişte yaşanan bir olay bütün haberlerde yerini aldı. Olayın özeti şu idi:
Baldızıyla yasak aşk yaşadı. Fark edildiler, öldürülmekten kurtulmak için İstanbul’a kaçtılar.Otogara adım atar atmaz akrabaları tarafından bıçaklı saldırıya uğradılar. Biri mezara götürüldü; diğeri de ağır yaralı bir şekilde hasta haneye kaldırıldı. Ölenin ölmeden önce son sözü, “aşkım” oldu.
“Mevlam” diyerek ölmek yerine, “Leylam” diyerek ölmek, ne korkunç ölümdür ya Rabbi! Allah bu tür olaylardan ve bu akıbetten hepimizi korusun.
Halbuki Allah’ın Kur’an’da açıkladığı hükümleri vardı: İki bacı aynı anda bir adamın karısı olamazdı. Bir insan kendisine haram olana hain gözle bakamazdı. Bir insan, kendisine haram olan birisine karşı avretini açamazdı. Birisi de açılmış bir avrete gözlerini dikemezdi. Açılmış bir avret karşısına çıktığında da hemen gözlerini çevirirdi, arkasından da bir nedamet çığlığı atıp “estağfirullah” diyerek Allah’tan bağışlanmasını isterdi.
Allah’ın razı olmadığı bir eylemin içinde ölenler, son nefeslerinde Allahdiyemezler.Neden?Çünkü Allah diyerek yaşamamışlar ki “Allah” diyerek ölsünler. Hadis-i şerifte buyurulmuş ki: “Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz. Nasıl ölürseniz, öyle dirilirsiniz.”
Firavun bile denizde boğulacağı zaman: “Ben de Musa’nın Allah’ına inandım” derken; haram aşkların denizinde boğulanlar, bunu bile diyememektedirler. Hangi korkunç noktalara geldiğimizi varın, anlayın.
Yasak aşkların kurbanı olan insanların ölürken bile “aşkım” diye inlemeleri, servetiyle beraber yerin dibine doğru giderken Karun’un “ey Musa beni kurtar” demesine benziyor. Sonra Musa’ya Allah’tan gelen ferman: Ey Musa! Eğer o adam ölürken “ey Musa” demek yerine ey Allahım beni kurtar” deseydi, biz onu yine kurtaracaktık.” Ama diyemedi. Neden? Hayatında Allah’ı hesaba katmadığı için, yaşama biçimini Allah’ın rızasına göre ayarlamadığı için ölürken de Allah demek nasip olmamıştır.
Bir kaide var: “Zarara rızasıyla girene merhamet edilmez.” Bir kaide daha var: “Helal olmayan eğlencelerin, yasak aşkların sonucu, merhametsiz azap çekmektir.”Sanıyorum bu sözleri bize hatırlatan örnekleri görüyoruz.
Şimdi gençler, sineklerin bala, pekmeze saldırması gibi günahlara, haramlara ve eğlencelere saldırıyorlar. Kollarını, kanatlarını kaptırıp bal sandıkları şeyin içinde ölüp gidiyorlar. Aşkları, onların zehirli balı, aynı zamanda katili oluyor.
Birbirlerine haram olan gençler, bu kuralları çiğnemiş, gönül birliği yapıp kaçmışlar. Ne yazık ki, üç kuruşluk zevkleri uğruna kendi elleriyle kainatlarınıbaşlarına yıkmışlar. Hem dünyaları cehennem, hem de ahiretleri cehennem oldu. Değer miydi?
Hayatı,gayr-i meşru eğlencelerden ve sahte aşklardan ibaret sanan, Kur’an ilminden ve iman hakikatlerinden uzak yaşayan gençlere acımalıyız.
-Bu sözlerinle kendini garantide mi görüyorsun ki böyle konuşuyorsun, diyenlere geçenlerde bir derste arz etmiştim:
-Hayır, haşa akıbetinden endişe etmeyenin akıbetinden endişe edilir. Bu sebeple demiştim ki:
Hayatım boyunca Allah dememe ve Allah’a çağırmama rağmen,nefis ve şeytanın iş birliği ile bir günahın ve haramın kucağına düşmekten, son nefesimde “Allah” diyemeden ölmektenkorkuyorum.Peygamberlerin dahi şerrinden Allah’a sığındıkları nefs-i emmareye uymaktan, alabora olmaktan korkuyorum, Allah’a kaçıyor, ona sığınıyorum: Beni ve evlatlarımı, hizmet arkadaşlarımı bu düşmandan ve şeytandan koru, Allahım, diyorum.
Aklım erdiği günden itibaren Allah’ın eşiğine kendimi bağlamama, bir kıtmirgibi o eşikte beklememe, beş vakit namazımı kılmama, yılandan-akrepten kaçar gibi günahlardan kaçmama rağmen ödüm kopuyor, acaba ölürken imanla gidebilecek miyim, diye. Bu tarakta bezi olmayanlar, hayatlarını günahlar üzerine kuranlar, günah işlemeyi meslek ve sanat haline getirenler neye güveniyorlar, neden bu kadar rahattırlar? Bilmem.
Ölmeyeceklerine ve azap görmeyeceklerine dair bir garanti almışlarsa haber versinler. Biz de o çareye başvuralım. Böyle bir garanti almamışlarsa, Allah’a dönsün, hakiki Müslüman gibi yaşamaya çalışsın da kurtulsunlar, diyorum.
Allah, hepimize hüsn-ü hatimeler, güzel sonlar ve sonuçlar nasip eylesin.
Vehbi KARAKAŞ
YORUM YAZ
BU HABER İÇİN HENÜZ YORUM EKLENMEMİŞTİR.

DİĞER HABERLERİ
-
Peygamberimiz(ASM) 24 Saatinde... Sevgili Peygamberimizin zikirsiz, fikirsiz, şükürsüz, duasız, n... Eklenme: 01 Haziran 2016
-
Akan kanı durdurma, dünya ve a... Namazda: “Ey bizim Rabbimiz! Beni, anamı-babamı ve bütün mü’min... Eklenme: 09 Ocak 2016
-
Tahiyyattaki halimiz Allah Teala’ın, Peygamberimizin selamını aldığı ve karşılık ver... Eklenme: 06 Ocak 2016
-
Dini korumak Kim dinini korursa din onu ve onun her şeyini korur. Eklenme: 04 Aralık 2015
-
Dünya daha önce yaratılmış mıy... Yani Âdem (a.s)'den önce bir dünya, bir yaşayış var mıydı? Eklenme: 24 Kasım 2015
-
İlahi muhabbetin aleme yansıma... Üstad-ı Muhterem'in eserlerinde gördüğümüz muhteşem cümlele... Eklenme: 18 Kasım 2015
-
Ahiret inancından sapma HANGİSİNE İNANAYIM? Eklenme: 12 Kasım 2015
-
En Büyük Musibet Biz bunları çok söylemişiz Eklenme: 21 Mayıs 2015
YAZARLARIMIZ
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
KONUK YAZARLARIMIZ
ÖZEL RÖPORTAJ
CEMALEDDİN HOCANIN ARDINDAN..
Bizler Cemalettin Bal Hocamızın muvahhid bir mümin; Kur'an Hizmetkarı bir müftü olduğuna aynel-yakin şahidiz. Kur'an talebelerine verdiği önem, inşa ettirdiği Hafızlık Kurslarının işleriyle bizatihi ilgilenmesi, personelinin derdinde sıkıntısında varıyla yoğuyla koşan,kendisiyle uğraşan ona iftira edenlere dahi beddua etmeyen yine onları dualarıyla uğurlayan bir hocamız olduğuna şahidiz.
E-POSTA LİSTESİ
ANKET