12 Kasım 2015, 22:30 -

Ahiret inancından sapma
HANGİSİNE İNANAYIM?
Televizyonda bir reenkarnasyon araştırmacısı ve savunucusu hanıma sordum:
1-Dokuz-on yaşlarında bir çocuk, bir gün kapınızı çalsa: Siz benim önceki hayatımda eşimdiniz. Beni vurdular, ben öldüm, tekrar bedenlenip geldim, sizi evime götürmek istiyorum, dese, siz ve şu andaki eşiniz bu durumu nasıl karşılarsınız? Şu an yanınızdaki eşinizi terk edip de size sahiplenmek isteyen 9-10 yaşlarındaki çocuğa gider misiniz? Yoksa tedaviye muhtaç birisiyle karşı karşıya olduğunuzu kabul edip, ondan kurtulmanın yollarını mı ararsınız?
2-Yedi-sekiz yaşlarındaki oğlunuz, bir gün kalksa: Ben sizin oğlunuz değilim. Benim annem-babam falan falan. Evimiz de falan köyde. Önceki hayatımda, beni orada vurdular. Öldüm, bedenlendim, yeniden doğdum, şimdi ben köyüme, gerçek anne ve babama gitmek istiyorum, dese, sizi reddetse, böyle bir çocuğa siz inanır da istediklerini yapmaya mı kalkarsınız, yoksa alıp doktora mı götürürsünüz?
3-Şimdi zaman zaman şehitlerimiz oluyor, bu şehitlerimiz, neden yeniden bedenlenip de doğmuyorlar? Neden gelip de kendilerini şehit eden teröristlerin isimlerini ve yerlerini söylemiyor, devlete, hukuk ve adalete yardımcı olmuyorlar?
4-Diyelim, adam cinayet işledi, bu dünyada yakayı ele vermedi. Cezasını da çekmedi. Kendisini de ihbar etmedi. Günün birinde ölüp gitti. Sonra bu adam reenkarne olup tekrar doğdu. Bu adamın işlediği cinayet yanına kâr mı kalacak? Kendisinin yeniden doğduğunu söyleyen bu adam, neden kendisinin bir katil olduğunu söylemiyor? Farz edelim ki kendisinin katil olduğunu söyledi; emniyet güçleri bu sözleri söyleyen 5-6 yaşlarında ki bir çocuğun yakasına yapışıp adalete mi teslim eder, yoksa doktora mı götürürler?
Bu sorularımın cevabını veremediler. Veremezler. Çünkü çekimler kurgu, figürler hasta, olaylar ya şeytanî rüya veya uydurma.
Allah bu dünyayı çalışma ve imtihan salonu yaratmış, ahireti de hesapların görüleceği, herkesin ceza veya mükâfata nail olacağı bir alem olarak yarattığını ilan etmiştir. Bu dünya gelenin gittiği, ahret gidenin gelmediği bir alemdir. Bu dünyada çoğu kere adalet tecelli etmiyor. Çünkü bu dünya imtihan dünyasıdır. Zalim izzetinde, mazlum zilletinde bu dünyadan göçüp gidiyor. Hesapların çoğu, büyük mahkemeye bırakılıyor. Zaman gösterdi ki cennet ucuz değil, cehennem de lüzumsuz değil.
Reenkarnasyon araştırmacısı, dünyada 15 milyon reenkarnasyona inanan olduğunu söyledi. Daha da fazla olabilir. Bütün dünya reenkarnasyoncu olsa ne çıkar? Rakamın fazla olması hangi gerçeği değiştirebilir ki? Bütün dünya reenkarnasyoncu olsa, Allah'ın gönderdiği son din İslamiyet'e inanan tek kişi de kalsa, Allah, sapmış çoğunluktan değil, o tek kişiden memnun olacaktır. Çünkü Allah açık ve net konuşmuş: İslam'dan başka din olarak kim neyin peşine düşerse Allah asla onu kabul etmeyecektir. Eğer çok kimsenin puta tapması, onlara haklılık verseydi, Allah, Efendimiz Hz. Muhammed'i (s.a.v) peygamber göndermez ve onları saplandıkları şirkten kurtarması için görevlendirmezdi.
Reenkarnasyon bir sapma ve bir hastalıktır. Bu hastalığa yakalananlara en büyük yardım, bunları bu yanlış inançtan kurtarmaktır. Bu da ancak İslâm'ın ahiret inancıyla ve o inancı doğru vermekle mümkün olacaktır.
HANGİSİNE İNANAYIM?
Kur'an'ı inceliyorum; başından sonuna kadar ahireti ve ahirete imanı anlatıyor. Cenneti ve cehennemi anlatıyor. Fatiha'da Cenab-ı Hak, kıyamet ve hesap gününden bahsediyor. Hemen onu takip eden surenin ilk ayetlerinde müttekîlerin özelliklerini sayıyor:
"1-Gayba inanırlar, 2- Namazlarını dosdoğru kılarlar, 3-Muhtaçlara yardım ederler, 4-Allahtan indirilen bütün kitaplara inanırlar, 5-Ahiret gününe kesinkes iman ederler." Dedikten sonra, asıl kurtuluşa erenlerin de bu özellikleri taşıyan kimselerin olduğuna vurgu yapıyor.
Arka sayfada da, ahiret gününe "inandık" deyip de inanmayan, karakterleri deşifre ediyor: "İnsanlardan öyleleri vardır ki: "Biz Allah'a ve ahiret gününe iman ettik" derler; halbuki onlar inamamışlardır. Onlar bu halleriyle güya Allah'ı ve iman edenleri aldatırlar. Halbuki onlar, yalnız kendilerini aldatmaktadırlar, fakat farkında değiller. Kalplerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını arttırmıştır. Yalan söylemekte olduklarından dolayı, onlar için acı bir azap vardır.
"Taşkınlık edip-azan ve dünya hayatını tercih eden kimsenin, karargahı şüphesiz cehennemdir. Rabbinin makamından korkup nefsini heva (istek ve tutkuların) dan sakındıranın karargahı da şüphesiz cennettir.
"Siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz, halbuki ahiret hayatı çok daha iyi ve süreklidir."
Ahiret endeksli bir hayatı bulunan Peygamberimiz de: "Allah'a ve ahiret gününe inanan, misafirine ikramda bulunsun. Allah'a ve ahiret gününe inanan, komşusuna iyilikte bulunsun. Allah'a ve ahiret gününe inanan, ya hayır söylesin ya da sussun." gibi hadislerinde hep ahirete dikkat çekmiştir.
"Müslümanım" diyen herkes şu soruyu kendi kendine sormalı: Şimdi ben, bir Müslüman olarak Kur'an'ı gönderen Allah'a ve Onun son peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimize mi inanayım; yoksa bir takım insanların uydurduklarına mı inanayım? Allah'ın ve Peygamber'in hedef gösterdiği ve kazanmamı istedikleri ahiret hayatına mı hazırlanayım, yoksa ne idüğü belli olmayan şeylerle avunup sonunda da ebedî saadet ve ebedî cennetten mahrum mu kalayım?
Bana dediler:
-Hocam siz bilime karşı mısınız?
-Hayır, hâşâ dedim. Ben şu anda bir üniversiteye mensup, bir bilim doktoruyum. Kur'an, başından sonuna kadar bilimden ve bilime teşvikten ibaret bir kitaptır. O bilimden çok çok önde gidiyor. Ama bu anlatılanlar, Antakya, Samandağı vb. yerlerde çekilip gösterilenler bilim değil, film, hakikat değil kurgu.
Bana dediler:
-Sen nasıl Allah adına bu kadar kesin konuşuyor ve :"Kur'an'da reenkarnasyon yok" diyorsun? Cevap verdim ve veriyorum:
-Beni bu kadar kesin konuşturan da Allah'ın kelam'ı Kur'an'dır. Yukarda ifade ettiğim gibi Kur'an, başından sonuna kadar ahireti anlatıyor, cennet ve cehennemi anlatıyor; reenkarnasyonu değil. Reenkarnasyonu inceliyorum. İçinde ahirete ait bir şey bulamıyorum. Adam ölüyor, kabre koyuyorlar. Orda ne oluyorsa bir film dönüyor, kabirden geri dönüyorlar. Nasıl dönüyorlarsa. Sonra dönüp bir başka bedene giriyorlar. Nasıl giriyorlarsa? Bu özgürlüğü onlara kim veriyor, niye veriyor, neden herkese vermiyor da sadece onlara veriyor? Görmek istediğimiz o kadar güzel insan var; neden onlar gelmezler?
Allah yapıyor, diyorlarsa, bu da Allah'a bir iftiradır. Onun gücüyle dalga geçmektir ki bu da küfürdür. Çünkü Allah her bedene özel bir ruh veya her ruha özel bir beden yaratmaktan aciz değildir. Ölenler ruhu ve bedeniyle bu dünyadan ayrılmaktadırlar. Bir daha dünyaya dönmemek üzere ahrete gitmektedirler. Vakti gelince, bir düdük sesiyle silah çatıp istirahate çekilen askerler, yine bir düdük sesiyle silahlarının başına döndükleri gibi; Allah'ın emri ve İsrafil'in (a.s)sura üflemesiyle herkes ahirette dirilecek. Her ruh kendine ait bedenine dönecek, haşir meydanına çıkacak, hesap vermek üzere sırasını bekleyecektir. İlahî adaletin, rahmetin, hikmetin ve inayetin gereği de budur.
Sözün özü: Reenkarnasyon çıkmaz bir sokak, derin bir uçurum, kara bir delik. Hiçbir kardeşimin ve vatandaşımın oraya düşmesini istemem. Başta kendim olmak üzere herkesi Allah'tan ve Peygamberimizden geldiği şekliyle iman esaslarına ve ahirete iman esasına yeniden inanmaya, anlamaya ve kavramaya davet ediyorum. Televizyon programlarında iman esaslarının, kaderin, cennet ve cehennemin Kur'an ve Sünnet çizgisine göre ehil kişilerce işlenmesini öneriyorum. Bir de Bediüzzaman'ın Sözler kitabındaki 10. ve 29. Sözlerin özellikle okunmasını teklif ediyorum. Bunların anlaşılmasına yardımcı olması için de fakirin "Ölüm ve Diriliş Gerçeği Reenkarnasyon Aldatmacası" adlı kitaba bakmakta fayda olduğu kanaatini taşıyorum. Doğru inancı ve doğru yaşamayı Allah hepimize nasip eylesin.
1-Dokuz-on yaşlarında bir çocuk, bir gün kapınızı çalsa: Siz benim önceki hayatımda eşimdiniz. Beni vurdular, ben öldüm, tekrar bedenlenip geldim, sizi evime götürmek istiyorum, dese, siz ve şu andaki eşiniz bu durumu nasıl karşılarsınız? Şu an yanınızdaki eşinizi terk edip de size sahiplenmek isteyen 9-10 yaşlarındaki çocuğa gider misiniz? Yoksa tedaviye muhtaç birisiyle karşı karşıya olduğunuzu kabul edip, ondan kurtulmanın yollarını mı ararsınız?
2-Yedi-sekiz yaşlarındaki oğlunuz, bir gün kalksa: Ben sizin oğlunuz değilim. Benim annem-babam falan falan. Evimiz de falan köyde. Önceki hayatımda, beni orada vurdular. Öldüm, bedenlendim, yeniden doğdum, şimdi ben köyüme, gerçek anne ve babama gitmek istiyorum, dese, sizi reddetse, böyle bir çocuğa siz inanır da istediklerini yapmaya mı kalkarsınız, yoksa alıp doktora mı götürürsünüz?
3-Şimdi zaman zaman şehitlerimiz oluyor, bu şehitlerimiz, neden yeniden bedenlenip de doğmuyorlar? Neden gelip de kendilerini şehit eden teröristlerin isimlerini ve yerlerini söylemiyor, devlete, hukuk ve adalete yardımcı olmuyorlar?
4-Diyelim, adam cinayet işledi, bu dünyada yakayı ele vermedi. Cezasını da çekmedi. Kendisini de ihbar etmedi. Günün birinde ölüp gitti. Sonra bu adam reenkarne olup tekrar doğdu. Bu adamın işlediği cinayet yanına kâr mı kalacak? Kendisinin yeniden doğduğunu söyleyen bu adam, neden kendisinin bir katil olduğunu söylemiyor? Farz edelim ki kendisinin katil olduğunu söyledi; emniyet güçleri bu sözleri söyleyen 5-6 yaşlarında ki bir çocuğun yakasına yapışıp adalete mi teslim eder, yoksa doktora mı götürürler?
Bu sorularımın cevabını veremediler. Veremezler. Çünkü çekimler kurgu, figürler hasta, olaylar ya şeytanî rüya veya uydurma.
Allah bu dünyayı çalışma ve imtihan salonu yaratmış, ahireti de hesapların görüleceği, herkesin ceza veya mükâfata nail olacağı bir alem olarak yarattığını ilan etmiştir. Bu dünya gelenin gittiği, ahret gidenin gelmediği bir alemdir. Bu dünyada çoğu kere adalet tecelli etmiyor. Çünkü bu dünya imtihan dünyasıdır. Zalim izzetinde, mazlum zilletinde bu dünyadan göçüp gidiyor. Hesapların çoğu, büyük mahkemeye bırakılıyor. Zaman gösterdi ki cennet ucuz değil, cehennem de lüzumsuz değil.
Reenkarnasyon araştırmacısı, dünyada 15 milyon reenkarnasyona inanan olduğunu söyledi. Daha da fazla olabilir. Bütün dünya reenkarnasyoncu olsa ne çıkar? Rakamın fazla olması hangi gerçeği değiştirebilir ki? Bütün dünya reenkarnasyoncu olsa, Allah'ın gönderdiği son din İslamiyet'e inanan tek kişi de kalsa, Allah, sapmış çoğunluktan değil, o tek kişiden memnun olacaktır. Çünkü Allah açık ve net konuşmuş: İslam'dan başka din olarak kim neyin peşine düşerse Allah asla onu kabul etmeyecektir. Eğer çok kimsenin puta tapması, onlara haklılık verseydi, Allah, Efendimiz Hz. Muhammed'i (s.a.v) peygamber göndermez ve onları saplandıkları şirkten kurtarması için görevlendirmezdi.
Reenkarnasyon bir sapma ve bir hastalıktır. Bu hastalığa yakalananlara en büyük yardım, bunları bu yanlış inançtan kurtarmaktır. Bu da ancak İslâm'ın ahiret inancıyla ve o inancı doğru vermekle mümkün olacaktır.
HANGİSİNE İNANAYIM?
Kur'an'ı inceliyorum; başından sonuna kadar ahireti ve ahirete imanı anlatıyor. Cenneti ve cehennemi anlatıyor. Fatiha'da Cenab-ı Hak, kıyamet ve hesap gününden bahsediyor. Hemen onu takip eden surenin ilk ayetlerinde müttekîlerin özelliklerini sayıyor:
"1-Gayba inanırlar, 2- Namazlarını dosdoğru kılarlar, 3-Muhtaçlara yardım ederler, 4-Allahtan indirilen bütün kitaplara inanırlar, 5-Ahiret gününe kesinkes iman ederler." Dedikten sonra, asıl kurtuluşa erenlerin de bu özellikleri taşıyan kimselerin olduğuna vurgu yapıyor.
Arka sayfada da, ahiret gününe "inandık" deyip de inanmayan, karakterleri deşifre ediyor: "İnsanlardan öyleleri vardır ki: "Biz Allah'a ve ahiret gününe iman ettik" derler; halbuki onlar inamamışlardır. Onlar bu halleriyle güya Allah'ı ve iman edenleri aldatırlar. Halbuki onlar, yalnız kendilerini aldatmaktadırlar, fakat farkında değiller. Kalplerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını arttırmıştır. Yalan söylemekte olduklarından dolayı, onlar için acı bir azap vardır.
"Taşkınlık edip-azan ve dünya hayatını tercih eden kimsenin, karargahı şüphesiz cehennemdir. Rabbinin makamından korkup nefsini heva (istek ve tutkuların) dan sakındıranın karargahı da şüphesiz cennettir.
"Siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz, halbuki ahiret hayatı çok daha iyi ve süreklidir."
Ahiret endeksli bir hayatı bulunan Peygamberimiz de: "Allah'a ve ahiret gününe inanan, misafirine ikramda bulunsun. Allah'a ve ahiret gününe inanan, komşusuna iyilikte bulunsun. Allah'a ve ahiret gününe inanan, ya hayır söylesin ya da sussun." gibi hadislerinde hep ahirete dikkat çekmiştir.
"Müslümanım" diyen herkes şu soruyu kendi kendine sormalı: Şimdi ben, bir Müslüman olarak Kur'an'ı gönderen Allah'a ve Onun son peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimize mi inanayım; yoksa bir takım insanların uydurduklarına mı inanayım? Allah'ın ve Peygamber'in hedef gösterdiği ve kazanmamı istedikleri ahiret hayatına mı hazırlanayım, yoksa ne idüğü belli olmayan şeylerle avunup sonunda da ebedî saadet ve ebedî cennetten mahrum mu kalayım?
Bana dediler:
-Hocam siz bilime karşı mısınız?
-Hayır, hâşâ dedim. Ben şu anda bir üniversiteye mensup, bir bilim doktoruyum. Kur'an, başından sonuna kadar bilimden ve bilime teşvikten ibaret bir kitaptır. O bilimden çok çok önde gidiyor. Ama bu anlatılanlar, Antakya, Samandağı vb. yerlerde çekilip gösterilenler bilim değil, film, hakikat değil kurgu.
Bana dediler:
-Sen nasıl Allah adına bu kadar kesin konuşuyor ve :"Kur'an'da reenkarnasyon yok" diyorsun? Cevap verdim ve veriyorum:
-Beni bu kadar kesin konuşturan da Allah'ın kelam'ı Kur'an'dır. Yukarda ifade ettiğim gibi Kur'an, başından sonuna kadar ahireti anlatıyor, cennet ve cehennemi anlatıyor; reenkarnasyonu değil. Reenkarnasyonu inceliyorum. İçinde ahirete ait bir şey bulamıyorum. Adam ölüyor, kabre koyuyorlar. Orda ne oluyorsa bir film dönüyor, kabirden geri dönüyorlar. Nasıl dönüyorlarsa. Sonra dönüp bir başka bedene giriyorlar. Nasıl giriyorlarsa? Bu özgürlüğü onlara kim veriyor, niye veriyor, neden herkese vermiyor da sadece onlara veriyor? Görmek istediğimiz o kadar güzel insan var; neden onlar gelmezler?
Allah yapıyor, diyorlarsa, bu da Allah'a bir iftiradır. Onun gücüyle dalga geçmektir ki bu da küfürdür. Çünkü Allah her bedene özel bir ruh veya her ruha özel bir beden yaratmaktan aciz değildir. Ölenler ruhu ve bedeniyle bu dünyadan ayrılmaktadırlar. Bir daha dünyaya dönmemek üzere ahrete gitmektedirler. Vakti gelince, bir düdük sesiyle silah çatıp istirahate çekilen askerler, yine bir düdük sesiyle silahlarının başına döndükleri gibi; Allah'ın emri ve İsrafil'in (a.s)sura üflemesiyle herkes ahirette dirilecek. Her ruh kendine ait bedenine dönecek, haşir meydanına çıkacak, hesap vermek üzere sırasını bekleyecektir. İlahî adaletin, rahmetin, hikmetin ve inayetin gereği de budur.
Sözün özü: Reenkarnasyon çıkmaz bir sokak, derin bir uçurum, kara bir delik. Hiçbir kardeşimin ve vatandaşımın oraya düşmesini istemem. Başta kendim olmak üzere herkesi Allah'tan ve Peygamberimizden geldiği şekliyle iman esaslarına ve ahirete iman esasına yeniden inanmaya, anlamaya ve kavramaya davet ediyorum. Televizyon programlarında iman esaslarının, kaderin, cennet ve cehennemin Kur'an ve Sünnet çizgisine göre ehil kişilerce işlenmesini öneriyorum. Bir de Bediüzzaman'ın Sözler kitabındaki 10. ve 29. Sözlerin özellikle okunmasını teklif ediyorum. Bunların anlaşılmasına yardımcı olması için de fakirin "Ölüm ve Diriliş Gerçeği Reenkarnasyon Aldatmacası" adlı kitaba bakmakta fayda olduğu kanaatini taşıyorum. Doğru inancı ve doğru yaşamayı Allah hepimize nasip eylesin.
YORUM YAZ
BU HABER İÇİN HENÜZ YORUM EKLENMEMİŞTİR.

DİĞER Vehbi KARAKAŞ HABERLERİ
-
Peygamberimiz(ASM) 24 Saatinde... Sevgili Peygamberimizin zikirsiz, fikirsiz, şükürsüz, duasız, n... Eklenme: 01 Haziran 2016
-
Akan kanı durdurma, dünya ve a... Namazda: “Ey bizim Rabbimiz! Beni, anamı-babamı ve bütün mü’min... Eklenme: 09 Ocak 2016
-
Tahiyyattaki halimiz Allah Teala’ın, Peygamberimizin selamını aldığı ve karşılık ver... Eklenme: 06 Ocak 2016
-
Dini korumak Kim dinini korursa din onu ve onun her şeyini korur. Eklenme: 04 Aralık 2015
-
Dünya daha önce yaratılmış mıy... Yani Âdem (a.s)'den önce bir dünya, bir yaşayış var mıydı? Eklenme: 24 Kasım 2015
-
İlahi muhabbetin aleme yansıma... Üstad-ı Muhterem'in eserlerinde gördüğümüz muhteşem cümlele... Eklenme: 18 Kasım 2015
-
Allah Demek Yerine Aşkım Demek Canı çıkarken bile Eklenme: 14 Kasım 2015
-
En Büyük Musibet Biz bunları çok söylemişiz Eklenme: 21 Mayıs 2015
ÖZEL RÖPORTAJ
Ferudun Özdemir: 'Allah Var, Problem Yok'
Ferudun Özdemir, “Allah var, problem yok!” adlı kitabında, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, Allah'a dayanıp, O'na güvenen insanların bir şekilde aydınlığa kavuşacaklarının farkındalığını oluşturuyor zihinlerde…
YAZARLARIMIZ
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
KONUK YAZARLARIMIZ
E-POSTA LİSTESİ
EN ÇOK TIKLANANLAR
1
Çağımızın Mütefekkirlerinden Prof Dr. Yusuf KAPLAN hocamın muazzam sözünden yola çıkarak bu ay ki yazımı bu söz üzerine yazmak istedim herkesin anlayabileceği bir dille.
ANKET